insan aşık olduğunu nasıl anlar

uzaklaşamadığında

gerçekleri görme algınız %99 azalır kalan %1 le de kendinizi avutursunuz.

hiçbir zaman anlayamaz. aslında aşk yoktur. aşk gökten inen kutsallıktır. aşk büyük bir insanın elini o samimiyet ve saygıyla öperkenki duygu gibidir. sevgiyi doğuran ananedir. aşk, kalbimizde pompalanan ve vücuda yayılan kandır. aşk vardır ama göremeyiz, bilemeyiz, duyamayız. aşk sebepsizce gülmek değildir, eğlenmek ve güzel vakit geçirmek değildir. aşk ağlarken gözyaşlarının, geceleri aklın içinde bulunan şeydir. aşk herşey yolundayken, herşey mümkünken aklınıza 1 saniyede olsa geldiğinde geçirmeye çalıştığınız şeylerdir. sizi mutlu eden nedenler de değildir aşk, bayrağın dalgalanışına hayran gözlerle bakmak gibi gönlünüzde dalgalandığında aklınızı titretendir aşk. yücedir, engindir. aşk şiir kitaplarında yazılanlar değil gönül kitaplarında harmanlananlardır. aşk ilgi göstermek, değerli hissettirmek değildir. aşk rahatlık ve korkusuzluk hissidir, güvendir. aşk mümkün olmayan şeylerin mümkünatı, sonsuz umut ve ümittir. aşk sonsuz olan, önüne engeller konulsa da yıkıp geçendir. gökyüzündeki bulut gibi gösteriş değil ondan sonra yağan yağmur bereketidir. papatyanın yazı haber vermesi gibidir aşk. düşmanları; gurur ve inattır. aşkı bitirmez, ama rehin alırlar. sanki o hiç orada yok gibi ama oradan hep sesi gelir. i̇şte bu yüzden de insanlar diğer yazdıklarımın kutsallığını bir ücra köşeye koyup, günlük mutluluk ama ömürlük mutsuzlukla geçiriyor hayatını artık.

karşındaki için bir şey yaparken gurur yapmadığın an anlarsın.en basit şekilde "kavga ettik ben haklıyım ilk o arasın" demediğin zaman.

büyük “i” harfi ile başlık açtığını fark edince anlar.

küfür etse de olur yazsın yeter diyen arkadaşlarım oldu. ama şahsen ben böylesine küçümseyemiyorum aşkı bence onunla yaşadıklarınızı tekrar tekrar kafanızda canlandırıyorsanız ya da içtiğiniz bir kahvede bile onunla da kahve içmiştik şöyle olmuştu diyorsanız yani kısaca onu hayatınızın her yerine koymaya çalışıyorsanız aşıksınızdır

sadece onun mutluluğunu dusundugunde, bence. o benimle degil baskasiyla mutlu olacagini soylese ve ben cok aci ceksem bile onun mutlulugunu dusundugumde onu sevmis olacagim bence. son bir yildir böyleyim ben. onu her gorusumde kalbim teklese de ona asla bu hislerimi soylemeyi dusunmuyorum. aci da cekmiyorum, cunku o mutluysa sorun yok diyorum.

onu en son 2 yıl önce bugün gördüm eski fotoğraflara mesajlara bakarken hissettiklerimde en ufak bir değişme olmadı, hala yolda ona benzeyen birini görünce aynı heyecanla çarpıyor kalbim, hala iyi mi nasıl acaba diye merak ediyorum aşk mı bu? değil di mi? acizlik bu.

her an aklımın bir köşesinde durur hiç gitmez oradan. okuduğum kitapların içine de girer izlediğim filmlerin başrolünde de oynar. kurduğum tüm gelecek planlarımda yer alır. defalarca görmüş olmama rağmen ufacık bi görüşme bile planlarken heyecanlanırım yanaklarım kızarır ellerimin içi terler. mükemmel biri olmadığının zaman zaman farkına varsam da asla toz konduramadığımdır. normalde soğuk bir insanım ama onu sevgimle boğmak isterim. ne zaman mutlu olsam ilk ona anlatmalı ilk onun yüzünü güldürmeliyim ve ne zaman üzgün olsam yine ona gitmek isterim başkası bülbül gibi konuşsun kâr etmez o geçer desin tüm yüküm hafifler kuş gibi olurum. uyanınca aklıma ilk o gelir uyurken en son onu düşünürüm. gülerken kısılan gözlerini düşünürken kendimi otuz iki diş buluyorum. i̇ki çift güzel laf duysam ne içtin sen ne bu enerji sözünü işitiyorum. aşıkım ulan çok fena geçmiş olsun kendime

mesela kavga ettik şu an içim daralıyor nefes alıyorum ama hava boğazımı yakıyor onu kırdığım için beni kırdığı için nefret ediyorum bizden ve bin katı kadar seviyorum onu. bana beni artık rahat bırakın dediğinde kalbimde tonlarca ağırlık hissetmeme, gururum bana ondan gitmem için yalvarmaktan lal olmasına rağmen tek gülüşüne ömrümü veririm. aşk nasıl bir şey biliyor musun üzerinde tonlarca yükle trambolinde zıplamak gibi. uçuyorsun o ağırlığı hiç hissetmiyorsun bile ve inanılmaz eğlenceli kalbin deli gibi atıyor sonra yere çakılıyorsun çünkü tonlarca ağırlık var üzerinde acı çekiyorsun ama hala zıplamaya devam ediyorsun çünkü aq aşkının her şeyi güzel geliyor sana. okuyanlar için bir bilgi bırakayım buraya imkansız aşığım ben beni sevmeyen birini köpekler gibi seviyorum.

dokunmadan sevmeyi öğrenince

onunla mutsuzsun,bazı hareketlerini sevmiyorsun,seni üzüyor,sana zarar veriyor fakat sen o'nun yanına koşa koşa gidiyorsun(san). anlarsın.

asık oldugu insani onsuz da sevebilir

onunla ilgili her şeyi unutsan bile kalbinin çarpmasına adının yetmesidir

anlayamaz

tuvalete gitmeden sıçabiliyorsan aşıksın demektir.

bütün olumsuzluklara, imkansızlıklara karşı pes etmezsin. vazgeçmek istersin, ama vazgeçemezsin, ihanet eder gibi hissedersin. hiçbir zaman olmayacağını, olmaması gerektiğini bilsen de, unutmak istesen de tek bir mekan, tek bir koku, bazen de tek bir kelime bütün duygularının aynı yoğunlukta geri dönmesine sebep olabilir. i̇şte o zaman ondan vazgeçmenin bu kadar kolay olmadığını anlarsın. onca kötü özelliği olsa da, sen onun hep iyi tarafina tutunursun, birisi olumsuz konuşsa hep iyi yönlerini savunursun. ona karşı objektif olamazsın, onun seni sevme ihtimalinin düşük olduğunu bilsen de kendine engel olamazsın.

her gördüğünde vücuduna yayılan o değişik heyecanı hissediyorsan..

ya aq şu başlığın ‘i’ harfinin büyük harfle yazılmış olması gözümü kanatırken siz nasıl bu başlığa girebiliyorsunuz ? vallahi cringe oranım yükseldi

onu her gördüğünde ilk kez görüyormuş gibi heyecanlanıyorsan aşıksındır artık onu gördüğünde o heyecanı hissetmiyorsan aşık değilsindir.

Aşık olduğumu şu şekilde anladım kendimden bile önemli biri olduğunu fark ettim hayatımda .bakınca öpesi sevilesi gelmesi(bazen ısırmak ),kısaca kendinden bile kısıp onun mutlu olması yüzünün gülmesi ,hayatını güzelleştirmek istemek ,mutlu görmek istemek,gözlerinin parıltısında kendini görmek çünkü o mutlu olursa bende onun mutluluğundan mutlu oluyorum .

Ne anladığını anlayamıyorsa aşıktır

Onunlayken ya da onun için yaptıklarının bir mantığı yoksa ve halâ yapmaya devam ediyorsa aşık demektir.

ona dair yaptığın şeyler ve almış olduğun kararlar mantık çerçevesini aşıyorsa keşbiş olsun.

İlk görüşte anlar. "O benim olmalı" der. Hemen üzerinde görmek ister. Kendi bedenini arar. Hemen kabine gider. Sonra aynaya bakıp ilk görüşte aşkın kendisine nasıl yakıştığını görür. Bir kez daha aşık olur. (Mango'da tanıştık bugün, gördüğüm an aşık oldum o elbiseye)

aşk; anlaşılmayı bekleyen, olunduğunda anlaşılmayan, olduğunuzu anlamayıp es geçebileceğiniz bir şey değil. aşk gelir ve geldiğini her şeyinle hissedersin. başka çaren yoktur. o yüzden bu sorular fuzuli. muhtemelen hayatınızın dönüm noktası olacak şeyi yanlışlıkla görmezden gelemezsiniz. isteseniz de olmaz. "ulan acaba aşık olduk da haberimiz mi yok yav?" evhamına gerek yok.

Dostoyevski; ”Gözleri sürekli gözlerindeyse sana olan merakındandır ama gözlerini kaçırıyorsa o gözlerde sana ait bir şey vardır.” diyor. Freud onu şöyle doğruluyor;“Birisi bir yere bakıyorsa orda ilgilendiği bir şey vardır. Israrla bakmıyorsa mutlaka ilgilendiği bir şey vardır.”

olsam anlarım da olacak kişi eksik..

Ben hemen oluyorum ay, her gördüğümde ilk kez görmüşüm gibi gözlerim parlıyor, bana sarıldığında kollarında eriyorum. Azıcık ilginin köpeği olabiliyorum, peşinde sürünebiliyorum kısacası. Sevmek için yaratılmışım, bu da benim cezam herhalde …

Valla ben aşık olduğumu sabahın 5 buçuğunda uyanıp sırf onu göreceğim diye mutlu hissettiğimde anlamıştım. Bir da kör sabahın kör ayazındaydı o mutluluk. Gerek yokmuş, geri uyusam da olurmuş.

biz o duygularla vedalaşalı epey oldu.

arkadaşlar bakın ben aşık olmuşum. hem de aşık olduğum şey bir elbise ಥ⁠‿⁠ಥ sabahtan beridir onu düşünüyorum, benim olsa nasıl olacağımı hayal ediyorum, etrafa hülyalı hülyalı bakıyorum, ama imkansız olduğunu bildiğim için de birazcık üzülüyorum. sonra bir iç çekiyorum ve yine elbiseyi düşlüyorum. bu kısır döngü saatlerdir devam ediyor. inşallah yarın sabah aşkım sonlanmış olur :")

İmkanı olanın anlaması için kesin çözümü sunuyorum. Yaşayanlardan deneyenlerden edinilmiş tüm tecrübeleri topladım ve eğer bir gün böyle tanımlanamaz şeyler hissedersem ben de bunu deneyeceğim. Aşık olduğunuz kişiyle dışarıdan hiçbir yardım ve hazır para gelmeden kendiniz bir iş bulup çalışarak bir süre kirasını da kendinizin ödediği bir evde kendi geçiminizi sağlayın. Yani tamamen kendi imkanlarınızla birlikte yaşayın. Eğer ikiniz de maddi zorluk çekip yarı aç yarı tok, standartlarınızın çok altında bir hayat yaşarken hala hisleriniz aynen devam ediyorsa tamam demektir. Çünkü birlikte yaşadığınızda hastalıkta, kötü günde, zorlukta ne kadar kenetlenebildiğinizi de görüyorsunuz, iyi günde gezerken takılırken toplum içinde ya da birlikteyken nasıl davrandığını da görüyorsunuz. İşin içine geçim derdi ve hayatın getirdiği sıkıntılar girince iki tarafın duygularının nasıl şekillendiğini de net olarak görmüş oluyorsunuz. Öyle ekmek elden su gölden yaşayıp sevgilinizle dışarda kafanıza göre takılırken aşktan ölmek kolaydır. Gerçekçi olduğum için kusura bakmayın. Hayata pembe gözlüklerle bakmak yerine olduğu gibi bakmayı tercih ediyorum. Birlikte yaşarken faturalar ödenmediğinde kira ödenmediğinde bir de ileride kendinizden vazgeçip tüm imkanlarınızı önüne sereceğiniz çocuğunuz açlıktan ağladığında aşk meşk kalmayacak ortada bilin istedim.

Daha yanına giderken bir heyecan dalgasına teslim olmak ve yanındayken zamanın su gibi akıp geçmesiyle. Ama een çok da birlikte gelecek hayalleri kurabilmekle başlıyor bence.

beni ağlatmış olmasına rağmen gözyaşını silmeyi istediğimde.

7 24 aklından çıkmayacak. Ama bayağı 7 24 yani. Sabah gözünü açtığın ilk saniye dahil. Bi de başına iyi kötü önemli önemsiz ne geldiyse ona anlatmak istemek bence. Zaman hariç var mıdır bunu bitirmenin bi yolu?

Salak salak haraketler yaparsın ve “ben n’apıyorum lan” demezsin.

Aşık olduğun kişinin seni kırdığı için ağlaman ve böyleyken bile sadece ona sarılmak istemek :')

Ayrıldığı zaman.

götünü yemek istediği zaman

Sürekli yaptığın sıkıcı şeyler bile onunla olduğunda anlam kazanıyorsa bence.

hayatta herşey çok güzel göründüğünde, bir sürü derdin olsa bile hiç sorunun kalmadığını düşündüğünde, ayakların yere basmadığında ve etrafa neşe saçtığında o kişiye karşı kriterlerin söz konusu olmadığında aşıksın. geçmiş olsun.

Onu gördüğün zaman ki gönlünde, yüreğinde oluşan tarifi olmayan mutluluk hissi sayesinde. Gözlerini ondan alamadığında, bir gülüşüne takıldığında anlarsın aşık olduğunu.

Aşk değil ama ben bi boklar yiyorum şu an, bakalım gidişata göre anlamaya çalışacağım. (bkz: Anlayınca revize yapılacaktır..)

şahsen ben öfke duyduğumda anlarım, iş işten geçmiştir tabii ki ama o kişi hakkında öfke duymaya başladıysam derim ki sanırım şu zamana kadar yaptığım her şey aşık olmam yüzündenmiş.