bir şampiyonlar ligi finali gecesi bana bir müşteri gelmişti. unutmuş tabi o gece final maçının olduğunu. neyse, ben başlamadan paramı aldım, sayıyorum. o sırada bu yatağın üzerindeki telefonumu gördü. sözlük açık, "sol kanat'ın gareth bale olması" başlığı da anadan üryan bir şekilde ekranda duruyor.
o an bizimkine dank etti;
+ bu akşam çok önemli bir maç var.
- uzun zamandır maç yapmıyordun herhalde :)
+ seninle olanı kast etmiyorum, şampiyonlar ligi final maçı var bu akşam.
- yani? ben ne yapabilirim?
+ ben de onu düşünüyorum. keşke dün ya da yarın gelseydim, çok zamansız gelmişim. randevuyu ertelesek olmaz mı?
- bu mümkün değil, hem prensiplerime aykırı, hem de aldığım parayı asla iade etmem. ayrıca; bizde silah çıktıysa patlar!
+ maç izleme gibi bir imkanım var mı peki?
- olabilir.
+ aynı anda yapsak olmaz mı?
- yeni bir totem mi bu :) olmaz öyle, konsantre bile olamazsın.
+ ama görüşme 2 saatlik ve muhtemelen maç 120'ye uzar?
- bu beni bağlamaz, seçimini yap.
biraz daha düşündükten sonra devre aralarında damran komran yapmaya karar verdik. o geceyi de sorunsuz atlattık çok şükür. benim için çok karlı geçmişti. çeyrek mesai bile yapmadan tam mesai parası almıştım...
(bkz: mesela yani)