bugün
yenile
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mesela yardıma ihtiyacı olan bir yabancıya kendi çıkarını düşünmeden yardım eden insan iyi insandır
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaptığı iyiliği söylemeyen veya yaptığı kişinin suratına vurmayan kişidir
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bilmiyorum ki ne. sadece iyi insan olmak istiyorum. bunun için çabalıyorum. en büyük gayelerimden biri bu. sanırım başarabiliyorum bunu. ama galiba herkesin hayatına iyi biri olarak etki edemiyoruz.
      1zaten herkesin hayatında iyi biri olarak etki edersen iyi biri olamazsın ki. örneğin bir hırsızın hayatında iyi biri olarak etki edersen bu senin iyi biri olmadığını gösterir. ya da hak yiyen, insanları aşağılayan birinin... bence iyi biri olarak etki etmediğin kişilerin hayatına bakarsan, çabalarının boşa gidip gitmediğini fark edersin sayın yazar :) - erzurumundelisi 07.09.2017 01:47:38 |#3359700
      1güzel bakış açısı. tuttum bunu. - la grande aquile 07.09.2017 01:48:20 |#3359451
      1teşekkür ederim :) - erzurumundelisi 07.09.2017 01:48:41 |#3359452
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aga iyi insan hiç kötülük bilmeyen değil iyiyide kötüyüde bilip iyi olanı tercih edendir..
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "kötü olmamak ". bu kadar basit. olamayacağından değil kötü olmak istemediğinden.
    6. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sizlere bundan bilmem kaç ay önce yaşadığım ve "iyi insan nedir" sorusuna kendimce cevap bulmamı sağlayan naçizane bir olayı anlatmak istiyorum kardolar. yanlış hatırlamıyorsam ocak - şubat aylarında, sivasın soğuğunun iliklerimize kadar işlediği olağan ve sıradan bir kış gecesiydi. arkadaşlarla buluşup çayımızı içmiş, okeyimizi oynamış, saat 11 - 12 sıralarında ise yavaş yavaş evlerimize dağılmaya başlamıştık. evimin merkeze uzak olmasına, sivasın soğuğuna, içinde bulunduğum hastalığa ve gecenin zifiri karanlığa aldanmamış, yürüyerek yola koyulmuştum. tek kulaklığım ile türkü sefası sürerken diğer kulağımda ise botumun yerdeki karlarla oluşturduğu o mükemmel ses ahengine bırakmıştım kendimi. yanından geçtiğim onlarca insana aldırış etmeden, kaşe montumun yakalarını dikmiş, atkımın yumoşluğuma kafamı gömmüştüm. karların havada usul usul yağması ve kulağımdaki müziğin beni dinginleştirmesinden olacak; kafamın uyuştuğunu hissetmiştim. başımı hiç yerden kaldırmadan, umarsız ve alelade bi yürüyüş içindeydim. belki dostoyevski'nin malum kitabında bahsettiği üniversiteli genç raskolnikov'un daha hikayenin başında, cebindeki 10 rublesi ve kafasındaki onlarca sıkıntısı ile meyhane yolunda usul usul yürümesinden farksızdım. yolu hemen hemen yarılamıştım ki 1.80 boyunda olupta kafayı öylece yere gömerek yürümenin ne kadar gereksiz olduğunu öğrenecek ve boynumu kütletmek için durup şöyle bir omuzdan irkilecektim. işte tam o anda gece vardiyasında olup, kalorifer ile ısınan hoş ve küçük bir mahalle bakkalın önündeki 2 arabanın arasında durup, kaçamak bakışları ile beni süzen, uçları parçalanmış eldiveni ile arabanın farından tutunan ve düşen beresine inat her 5 saniyede bir kafası ile geriye savuran bir çocuk gördüm. kardeşim ömerin boyundan hesap ettiğime göre hemen hemen 6 7 yaşlarında olan küçük bir çocuktu bu. sanırım yol boyunca maruz kaldığım karın yağışı, müziğin tesiri, bot ve kar yığınlarının ahengi ve araba vızırtıları düşüncelerim arasında sıkışmış olan merhametimi el birliği ile gün yüzüne çıkarmış olacak ki; kulaklığı çıkarıp usul usul çocuğun yanına yaklaştım ve elimi uzattım. "merhaba beyefendi. benim ismim can, tanışalım mı?" anlamsız bakışlarını anlayıp daha fazla zorlamadan mevzuya uyanmıştım. suriyeli bir çocuktu. diğer 3 milyonundan farksız birisi. soğuk ve acımasız bir gecenin ortasında tüm çıplaklığı ve acizliği ile tir tir tireyen bir çocuk. gözlerinden anlatmaya çalıştığı duruma cebimde kalan son 5 lirayı yoklayarak ilk tepkimi verdim. allah sizi inandırsın çarşıdan gelirken cebimde sadece 5 lira kalmıştı. cüzdana baktığımda karşılaştığım 20 lirayı, hemen köşedeki bakkaldan aldığım türlü çikolata, bisküvi, meyve suyu, bayat poğaça ile bitirip çocuğun yanına dönecektim ki geriye baktığımda çocuğun iki araba arasında olmadığını farkettim. olay mahaline geri dönüp çocuğu aramaya başlamıştım. arabaların altına bakıyor, sağa sola koşuşturup duruyor, bi an önce o çocuğu bulmak için elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyordum ki bir tokat sesi ile dönüp baktığım yerde aradığım çocuğu dayak yerken buldum. abisiydi sanırım o eli kaldıran. benimle hemen hemen aynı yaşlarda olmasına rağmen o tokatı o çocuğa nasıl attı anlamamıştım. buna vicdanı nasıl el vermişti mesela.. hemen arkadan yanaşıp sağ kolunun serçe parmağından yakalayıp ufak bi hareketle iki büklüm etmiştim. önümde kalan sol ayağına botun topuğuyla olağan hızımla geçirince kendini yerde bulmuştu bizim suriyeli abi. ağzımı açmadan gözlerimden aktardım tüm küfürlerimi. siktirolup gitti zaten ondan sonra. çocuğa baktığımda içimin böyle ezildiğini her zerreme kadar hissetmiştim. üşüyen eller, ağlayan gözler, sümüklü ufak bir burun, kızarmış kulaklar, 5 parmağın izi olan bir yanak, çaresiz bir avuç yürek, titreyen dudaklar... çıkarıp montu hemen sarıp sarmaladım çocuğu. dibimizdeki camiye biraz olsun sıcağa kavuşmak için girecektik ki o an çorapsız ve yırtık pırtık bir ayakkabının içinde duran ayağını gördüm çocuğun. içim bir daha ezildi. böyle gözüm doldu abi yani çok kötü bir şey sonuçta. aldığım yiyecekleri önüne açıp hepsini yemesini bekledim. aldığım her iki tane şeyden bir tanesini yanındaki poşete doldurması dikkatimi çekmişti. çok geçmeden anladım. tek değildi bu çocuk. illa ki yakınlarına götürüyordu bunları. karnını doyurup, gözlerini fal taşı gibi açınca şöyle bi doğrulup yüzüme gülümsedi. ben öyle sıcak bi gülüş görmedim hayatımda. atkımı hediye ettim. belki sarılır uyur bu gece. hiç değilse bi kere yumuşak bi şeye yaslanıp uyur diye düşündüm**. bu gecelik kaldırımda uyumasına gönlüm razı olmadı. hem bende adettir. nedense kime atkı hediye etsem güzel şeyler geçiyor aramızda. bu çocuktan önce atkı hediye ettiğim kişi hayatıma giren tek kadındı mesela. neyse efendim, küçük beyefendi her 5 adımında bir dönüp bana bakmak sureti ile yoluna koyulmaya dursun, bendeniz ise durduğum yerde bazı şeylerin farkına varmamdan, atkı hediye etmekten ve aç birini doyurmaktan mütevellit gayet mutlu bir şekilde dikilmeye başladım. aradan 2 3 dakka geçtikten sonra o kar tanelerinin bir bir boynumdan içeri girmesi ile irkilip yoluma koyuldum. yine aynı konforu sağlayıp (kar yağışı, müzik, bot ve kar, araba vızırtıları) usul usul yürümeye devam ettim. yine aynı şekilde boynumu içeri gömmüş, kafamı aşağı bükmüş, kendim ve düşüncelerim ile bütünleşmiş bir vaziyette, yokuş yukarı çıkarken, az önce yaptığım şeyin üstüne kafa yoruyordum. "bu işte oğlum, yapman gereken sadece bu. iyi birisi olmak bu kadar basit. yardım etmek çok iyi. bunu kaybetmemem lazım. insanları düşünüp onlara elimden geldiğince yardımcı olmalıyım".. bu düşünceler kafamın içinde dolana dursun, yukarı taraftan gelen 2 adet müptezelin, omzuma girişmesi ile yeniden irkilmiştim. birisi sağımdan diğeri solumdan kasıtlı bi şekilde üstüme yürümüşlerdi belli. sağa sola yalpalamadan yoluma devam ediyordum. bilirdim çünkü bu tip şeref yoksunlarının tek derdi güya erkeklik olan kavgalara girip çıkmaktı. i̇stediklerini vermeyecektim. lakin sol omuz başımdan tutan bir el beni geriye döndürüp yakamdan yakalamıştı. -niye önüne bakmıyorsun lan sen? +o eli bi indir -bela mı istiyosun lan gece gece +bak o eli indir - erkek misin lan 2 kişiye omuz atıyon sen. müptezel ile aramızda bu muhabbet geçerken, ağzından çıkan içki kokusuyla midem ağzıma gelmiş, az önceki sakin tavrımı koruyamayıp, dizimle taşaklarına aşağıdan ufak bir müdahalede bulunmuştum. acısıyla yerde kıvranan müptezelin diğer arkadaşı üstüme yürürken aramıza giren genç bir ağabey ikimizide kenara savurmuş "ekip arabasını çağırmadan siktirin gidin lan" diye bağırmıştı. işte o an kardolar, işte tam o an kafamdan aşağı kaynar kazanlar dökülmüştü sanki. bi anda her şey gözümün önünde canlanmıştı; erkeği olduğum bir ev, yüzüme bakan bir anne, abi diyen bi çocuk, sorumluluklarım, cebimdeki para.. hepsi. hepsi bir anda canlandı gözümün önünde. müptezeller çoktan koşarak uzaklaşmış, bense olduğum yerde bu düşüncelere maruz kalmıştım. "ne olacaktı?" dedim kendime, "bu abi tam bu sırada burada olmasaydı ne olacaktı?" "ikisi bi güzel beni dövecek, ağzını yüzünü dağıtacak, belki çekip bıçağı saplayacak, sabaha kadar ya da biri seni görene kadar öylece boylu boyunca yatacaktın burda. sonra eve mi gidersin hastaneye mi gelir annem, ağlaya ağlaya bi hal olacak, eve bilmem kaç gün para sokan olmayacak, kardeşimin, annemin, ablamın bir daha yüzüne bakamayacaktın oğlum." çıkaracağım rezaletin hesabını tutarken eve hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım. düşündükçe utanıyor, utandıkça hızlanıyordum. polis abiden allah razı olsun, benim kafada ayrı bi şimşek daha çakmıştı. evet abi, en sonunda kararımı kesinleştirmiştim. iyi bir insan nedir can, dese biri. cevabım şu olacak; iyi bir insan yoktur arkadaş. iyilik için çalışan insan vardır. bu insanlar ki; insanlara yardım eden, yeteri kadar fedakar, sorumluluklarının farkında olan ve bunu, her yaptığı işte tekrar tekrar benimseyen, vicdan sahibi insanlardır. belkide en kritik noktayı sorarsanız; merhamet ve vicdan sahibi olan insandır. belki dile çok kolay gelebiliyor olabilir, ama inanın bana bu insanlardan bulmak artık o kadar zor ki.. eyvallah 🌹
      0🌹🌹🌹 - ruhumdeli 08.09.2017 01:17:26 |#3413110
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kötüler kendilerini , iyiler başkalarını düşünür. bu yüzdendir ki kötüler bugün genel olarak kazanırken iyiler genel olarak mağlubiyete mahkumdur. ha ama iyilerdenseniz üzülmeyin. kötüler öldüğünde arkalarında kendi gibi kötü hatıralar bırakır ve küfürlerle uğurlanırken iyiler öldüğünde arkalarında güzel anılar bırakacak ve içten gözyaşlarıyla uğurlanacak ...
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yalan söylememek ve empati
    9. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yere çöp atmamak bizi iyi yapar mı? İyi insan olunur mu yani bu iyilik hali ulaşılabilir mi yoksa -iyilik- sadece bir ideadan mı ibaret. Nasıl iyi olunur?
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çıkarsız birşey yapabilen herkes iyidir.
    11. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ne kadar iyi bir insan olursan ol birilerinin hikayesinde mutlaka kötüsündür.
    12. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iyi insan yoktur
      2Varsa da, sayısı o kadar azalmıştır ki, hesaplanmaya üşendiği için kasıtlı olarak yoksayılmıştır - filifilifo 12.05.2023 00:39:56 |#4541189
    14. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Maalesef ki kimse tam anlamıyla iyi olamaz, herkesin hayatının bazı anlarında yaptığı istemli veya istemsiz kötülükler vardır. Bu demek değil ki bütün insanlar kötü, sadece şunu söyleyebilirim hepimiz griyiz.Kendini kaf dağında görende gri, yerin dibinde görende gri. Biraz da hayatı hayat yapan, insanı insan yapan şey budur bence. Ne saf iyilik, ne de saf kötülük.
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yoktur, her şey gibi iyilik de görecelidir. Yapılan iyilikler unutulur, iyilik yaptığınızı sanar iken daha büyük felaketlere yol açar. İyi insan olmayın olursanız sesiniz çıkmasın.
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Vicdanla alakalı bir durumdur, vicdanı rahat olan herkes kendinin iyi birisi olduğunu savunur. Fakat gerçeği yansıtmaz, şahsen vicdanım rahat olmasına rağmen iyi birisi olduğumu düşünmüyorum hep daha iyi olabileceğimi bildiğim için iyi bile olduğum konularda yeterli hissetmiyorum.
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Enayi derecesinde iyi olmak var en sık yaptığım tür
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: iyi olmaya çalışmamak) bence. Kalpten gelir zira.
    19. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kaç cm?
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Her zaman derim İyi insan Aran bozuk olduğu zaman belli olur… İyiyken herkes iyidir asıl aran kötüyken iyi kalabilmektir..
    21. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben insana en çok yakışan ve en iyi insan özeliği olarak merhametli olmayı yakıştırıyorum,hayvanlara insanlara bitkilere,Sonra saygıyı kesinlikle, saygı vermeden saygı alamazsın,merhamet etmeden, merhamet görmezsin,yaptıklarımız hayat tarafından ,ayna gibi bir şekilde bize karşılık olarak dönüyor,ben buna inanıyorum. iyi bir insan ölçüsü ,kimseyi üzüp kırmamak ,nazik olmak ,kibarlık ve merhametli olmak bana göre .