kocaman bahçemiz vardı. o bahçeyi babaannem ile dedem ekerdi, dikerdi. tulumbamız vardı bir tane de. dedem bahçeyi onla sulardı, motor takardı tulumbaya. onun sesiyle uyandırdım sabah. babaannem oturak alır oturur bir şeylerle meşgul olurdu. genelde domates falan soyardı.dedem ise bahçeyi bellerdi. ben de yanlarına inerdim. babaannem çek bir iskemle sen de otur derdi. yanına giderdim. sonra babannemin arkadaşı vardı ürziye nine. küçükken beni pek sevmezdi ama sonra ona sık sık gitmeye başlamıştım kocası ölünce. sonra beni çok sevmeye başlamıştı. ürziye nine gelince ona kendi oturağımı verir, kendime de bodrumdan bir oturak daha alırdım. babannem ile ürziye nine konuşmaya dalardı. sonra babaannem para verirdi gider hepsine dondurma alırdım. onlar yaşlı olduğu için vanilyalı dondurma yerdi. sonra dedem gelir o da eşlik ederdi. çok güzel günler bu günleri özlüyorum. ne mahalle ne dedem ne babannem hayatta sadece ufak bir tebessüm ediyorum.
(bkz: yazarken tekrar yaşamak )