ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık

ingilizce konuşurken yapılmış bir salaklık değil ama ingilizce konuşarak yapılan bir salaklık. ingilizce hazırlık sınıfının ilk günlerinde ders çıkışı eve giderken kabataş-üsküdar vapurlarının orada kulaklıkla müzik dinlerken bir teyzenin bana ayaküstü bir şey söylemesi, benim de teyzeyi duymayıp 'efendim?' ya da 'anlamadım?' demek yerine farkında olmadan 'sorry?' demem, teyzenin "aaa" diyerek benden uzaklaşması. benim 'sorry' demem 1. salaklık, yaklaşık 10 dakika sonra "ulan ben sorry mi dedim" diyip durumu farketmem 2. salaklık.

devlet su işleri'ni "di es ay" diyerek okumak.

suggest kelimesini sagıst diye söylemiştim ahh büyük utanç

yurt dışından arkadaşlarım gelmişti. onlarla otururken kaptırmışız sürekli i̇ngilizce konuşmaya tabi kediyi come here diye çağırmıştım . arkadaşlar az tasak geçmedi bu yüzden .

şimdi benimki biraz konuşamıyorken yapılan bi salaklık. her türk gibi ingilizce anlıyorum ama konuşamıyorum shsgus. neyse az önce arap müşteriler geldi. zenginler baya belli. alışveriş yaptilar çok. baba oğul. oğlu üniversiteli galiba o yaşlarda. türkçe biliyor. babayla iletişimi sağlıyor. neyse babası du yu spik ingiliş dedi, demez olaydı. "az" dedim evet türkçe olarak az dedim. güldü hafif. "bu defterlerin çiçeklisi var mı " dedi ingilizce olarak. ben de türkçe cevap verdim "bakmamız lazım" diye. kendi aralarında gülüşüp ben ingilizce soruyorum o türkçe cevap veriyo hahaha dediler. off of

şakır şukur ingilizce metin okuyorum ama her o nalet kelime gelince ağız memlekete gidiyor ve sınıfta bir kahkaha tufanı "abot"

4. sınıftayız daha yeni yeni ingilizceyle tanışıyoruz. hoca soruyu sordu, arkadaş kalktı tüm doğaklığıyla "sex" dedi (cevap six). tabi küçüğüz böyle şeyler komik geliyor. tüm sınıf kahkaha tufanına kapıldı. bu da böyle bir anımdır.

ortaokul hayatım boyunca ingilizceden öğretmen yüzünden nefret etmiştim asla kimsenin yanında metin okumazdım ki hâlâ okumam telafuzum iğrençtir. lisenin ilk yılı saklanarak falan asla metin okumadım sonra bir gün farkedildim. aşırı heyecan yaptım çünkü sınıf ibne dolu bir şeyi yanlış söylesem lise bitene kadar dalga geçecekler biliyorum yani. mecbur okumaya başladım ilk kelime 'philip' . p ile h yan yana gelince 'f' diye okunur bunu da herkes bilir. ben hariç! pilip diye okudum. sonra tüm sınıf kahkaha tufanı. ve düşündüğüm gibi her dakika 'pilip' diye çağırıldığım lise hayatım... ibne arkadaşlarıma selamlar hepinizden nefret ediyorum ingilizceden de.

kelimeleri götlerine kaçmış gibi konuşan ergen tayfa salaklığını kimse geçemez. abicim soru soruyorsunuz. sorunun başı var ortası ve sonu yok. biliyorum ayaklarına hızlı konuşmaya çalışıyorsunuz ama komik görünüyorsunuz. hangi insan ana dili dışındaki bir dili konuşurken taramalı tüfek gibi, arkasından at koşturur gibi konuşur ki? bilmeyip çok bildiğini sananlar. sizin bu havanız niye amk.