dedelerin sözleri

şu üç sese hayır demem derdi su sesi para sesi karı sesi bu üçü vazgeçilmez derdi

çok isterdim buraya dedemin bana söylediği bir sözü yazmak fakat dedelerimi hiç görmedim. biri ben doğmadan 9 yıl önce ölmüş diğerini ise babaannem yüzünden hiç tanımadım yalnızca iki kez gördüm. ilk gördüğümde bir kere sarıldık sesini duymaya fırsatım olmadı konuşamadan ayrılmamız gerekiyordu, babaannem görmeden.. ikinci gördüğümde ise yaşamıyordu. sesini bile duymadan sevdiğim dedemin cenazesine gittim. ona da gidemezdim belki eğer babaannem dedemden önce ölmeseydi. hep merak etmişimdir dede sevgisini, babam da bir dede ve torunlarını bizden çok sevdiğini söylüyor, her dede böyle söylüyor. bende bu kadar sevilmek isterdim. bu konuda dedesi olan insanları çok kıskanıyorum. bir kaç arkadaşım var "of dedem bize geliyormuş" diyip bana dert yanan. o kadar sinir oluyorum ki öldüresim geliyor böyle insanları. problemleri olanları bu genellemenin dışına alıyorum her dede iyidir demiyorum ama sırf fazla konuştuğu için ya da yaşlı ve bakıma muhtaç olduğu için şikayet hakkınız yok. şansınızın farkına varın.

" gudmorningg eviridey evriaftornuunn..." ( günün her saatinde söylerdi üçünü arka arkaya ) " ben ingilizce öğretmeniydim eskiden " ve bir gün öğrendimki (lisede) dedem aslında öğretmen değilmiş yıllarca bizi kandırmış :((

okuyun yavrum, okuyun memur olun.

son zamanlarda bi hal oldu dedeye. nerden öğrendiyse, kendisine hayrı dokunanlara "anan baban nur içinde yatsın sen yatacak yer bulama" diyor. biz camiye diye gönderiyoruz mahallenin kekolarıyla mi takılıyor anlamıyorum ki. laflara bak laflara.

beş vakit namaz kırda bayırda konmaz

okuyun devletin bir kulpuna yapışın oğlum,kimseden kimseye hayır yok

körpemcan

'yok emme he' bak bak cümleye,asalete bak....

evlat göt yarası gibidir.

kendisini tanımıyorum tanısaydı güzel söylerdi herhal

i̇nadımı kendisine borçlu olduğum dedemin meşhur sözü "çaresi yok". bir şey dediyse tamam bitmiştir o. çaresi yok diyip herkesi susturur kendisi.

dert sik gibidir, en büyüğü bende sanarsın.

enver paşanın hayalini tamamlamak için yaşayın derdi çocuktuk anlamazdık. ah enver sen gelsen hayal kursan biz senin hayaline ölsek.

hiç unutamam dedem bana ne zaman köye gitsem "sen bana bilgisayar kullanmayı öğret ben sana kız tavlamayı öğreteyim" derdi 70 yaşındaki adam ne yapacaksa bilgisayarı

"göğü yıldızdan yeri eşek bokundan tanıyonuz" dermiş.

"sözün geçmediği halde konuşuyorsan eşeksin, sözün geçtiği halde konuşuyorsan eşek oğlu eşeksin."

entarisi ala şeftalisi bala benziyor

türkceyi tam bilmeyen rahmetli dedemin klasik cümlesi; (bkz: beni bak, bana dinle)

benim fıstığım yaz yağmuru gibidir ne zaman yağıp kimi ıslatacağı belli olmaz. (bana diyor)

ne zaman oflasam of desem of mu of trabzonda derdi rahmetli. bir de nasıl hoşuna giderdi bunu demek ehehehe diye gülerdi.

minnoş dedem düşmüş bacağını kırmış dün konuşuyoruz telefonda bana yine dersler nasıl güzel kızım diyor. canım dedem

ben horlamiyorum

okusana lan der hep. okumak kolay mı öyle dede para versene. nasihat verirken iyi ama paraya gelince para yok. ha bu arada elimden geleni yapıyorum :)

kaju benim yaz yağmurumdur ben onun ne zaman yağıp ıslatacağı belli olmayan haline tav oldum. (canım dedem)

--- spoiler --- siz bilmiyorsunuz --- spoiler ---

Dedem vefat etmeden bir düzineden fazla kedisi vardı ben de o zamanlar 15 yaşındaydım “hayvanlara iyi davran ,onlar seni hep sever ,sen yeter ki sadece kendini düşünme”demişti

“Bu ülkedeki hangi siyasetçi eline Kuran ağzına Allah lafı alıyorsa bil ki bi boklar yemiştir “ (bkz: Silivri soğuktur) olsun dedem için değer be .d