gökyüzünü seyrederek uyumak

hayatta yapılması gereken şeylerden yapan var mıdır yıldızları seyrederken uyuyakalmak gibi ya da sevdiğinle birlikte izleyerek uyumak

köyde balkonda yatarken ki efsane olay. kayan yıldızları görürsün bi de yaninda yıldızlardan yazı yazabilen birisi varsa olay daha bi şahane oluyor.

bunu yapmadan ölürsem mezarıma gökdelen dikin tamam?

çok çok tavsiye ederim . hele bir de böyle mümkün olduğu kadar yüksek ve dağlık bi yerdeyseniz , yattığınız yer de rahat değilse keyfinizden geçilmez. ama geceleri kuş gelir kurt gelir kirpi gelir , mikerler bizi diyorsanız başka tabi

yazın damda uyurken ne de güzel oluyor be. zenginler anlamaz amk.

git kot 3 katında oturan adama söyle bunu sana ne cevap verecek

uzunca bir zaman olduydu bunu yapmayalı. şöyle ruhumu maviliklerin derinliğine koyverip içimde sakladığım serseriyi toprağa gömmeyeli uzunca bi zaman olduydu. telefonu cüzdanı evde bıraktım, çektim pijamaları, karşıma çıkan ilk yeşilliğe atladım.yattım sırtüstü uzandım çimlere. hatunun dizine koydum başımı. o da uzandı çimlere. o an aklıma gelen ne varsa siktiri çektim gitti. parmüfümünün rüzgarla olan dansı acık hoşuma gitti. saçları da rüzgarda çok güzel dalgalanıyor. namıssız. neyse dedim hatun. konuşma sus. sustu. ben yukardakine baktım; o da bana bakmıştır illaki. ağzıma gelen ne varsa gözümle anlattım. +abartmadın mı artık dedim. -sen abartıyon dedi. +çok yükleniyon dedim. -biliyom dedi. +nerde adaletin dedim. sonra bi rüzgar esti, ben anladım anlayacığımı o rüzgarla. arabaların vızırtısı çocukların küfürlerine karışmış, esen rüzgar bedenimi uyuşturmuştu. beni bu halimle gören olsa da çalacak bi bok bulamaz diye aklımdan geçirdim sonra bi göz kırptı yukardaki. o gözü kırptı ben iyice gevşedim. hatunun elleri saçımda iyice kaybolmuştu. parmaklarıyla gözlerimi kapadı. adem elmamı okşadı. bu gevşekliğin yüzüme bıraktığı gülümsemeyle göz kapaklarının ağırlığını kalbin sessiz ritimlerine emanet edip müsaade istedim bedenimden. cansız cansız çimlere uzanmış bedenime uzaktan bi göz gezdirdim. ''şeklini şemalini sıfatını siktiğim'' dedim. gıybet. hazır uçuyoken bi yukarılara uğrayım dedim. acık rize ordan samsun hemen sola kaydım kastamonu in aşağı ankara hop bi tık sola izmir aşağıdan antalyada bi yudum su dinlenmeden adana maraş bitlis sonra geri çimliğe döndüm. kapıyı çaldım gir dedi. toparlanıp üstümü başımı çırpmadan eve uğradım. telefonu aldım. taktım kulaklığı. verdim baba türküyü. çok duygulu amk. mete avundukluğum tuttu. hafif kafamı kaldırdım. gene göz kırptı yukardaki. sonra markete girdim. kasiyer kız çok deodarant sıkıyor. aldım çikolatamı toyboxumu dolana dolana yiyeyim dedim. aklıma geldi koydum geri cebime. küçükken babam sokakta hiçbir şey yedirmezdi. mahallede durumu kötü olanlar vardı. yersek canları çeker diye yedirmezdi. canını yediğim. paylaşmayı o öğretti. bende toyboxumu parktaki sarı piçe verdim. ibne herkesi dövüyor. adam olsun diye iyilik yaptım. olur olur. o piçte adam olur da benden adam olmaz. neyse hadi kib. bye. aeo. ha şey. yukardakinin selamı var. izliyomuş bizi. haberleri olsun dedi. arada uğrasınlar, özletmesinler dedi. :)

(bkz: gökyüzünü aramak ) gokyuzu gibi bir kadini aramak.. gokyuzu gibi bir adami aramak.. gokyuzunu ararken yildizlari kovalamak. kisaca efendim henuz yanlislari kovalamakla gecti omrumuz bulamadik şu muhalliyemizi. edebiyat yaptik ama kafi bence efenim

yazın yapmayı en çok sevdiğim şey, sahile iner, bir iki bira içerim uzanır uyurum. tabi cüzdanım çalındığından beri bir daha yapmadım

babam yıldızları anlatır, dinlerken uyuyakalırım ve bunu hiçbir şeye değişmem.

şayet bunu kim yapabiliyorsa o dünyanın en şanslı insanıdır zannımca

yazın balkondayım sürekli bi gün öyle yattım burda uyurum dedim birden aklıma böcek geldi nasıl kalkıp içeri girdiğimi bilmiyorum jfldkdşdjd

havalar ısınsın kırsalda yapacağım eylemdir

daha çok küçükken yani 7-8 yaşlarındayken biz damda yatardık adananın o sıcak günlerine rağmen geceleri nem yağması ve havanın hafif serin olması üzerine kalın minderler üzerinde yıldızları seyrederek uyurduk ee haliyle o uyku bir daha bulunmaz oldu. şimdi ise gelecek kaygısı vicdanımızın sesi derken bir bakıyorsun ki sabah olmuş, gün doğurmuş gözlerimde yaş var

o nasıl bir lüks yiğidim

huzur olsa gerek. hiç yapmadığım daha doğrusu yapamadığım bir eylem

Yaz akşamlarının vazgeçilmezi. Şimdi salıncakta uzanıp seyrediyorum, siyaha yakın lacivert gökyüzünü aydınlatan küçücük yıldızlar, hafif esen rüzgar, arka fonda uzaktan gelen araba sesleri... Böyle anlarda hep duygusallaşıyorum bazen annem geliyor neye canın sıkkın diye soruyor bazen ikizim. Ağlamak istiyorum bağıra bağıra, sonra susuyorum. Biliyorlar onlar da dayanamadığımı geçecek mi elbette...