seni nasıl seviyorum biliyor musun

ot yağmuru nasıl severse, ayna ışığı nasıl severse, balık suyu, insan ekmeği nasıl severse, sarhoşun şarabı, şarabın billur kadehi sevdiği gibi, annenin çocukları, çocukların annelerini sevdikleri gibi, lenin'in inkılabı, inkılabın marx'ı sevdiği kadar. -nazım hikmet.

uydudan evini bulup her gün izleyecek kadar

lütfen bu tür şiirlerle aşkı kirletmeyin. vera çok sevmesine rağmen nazıma dönmemesinin nedeni nazıma olan siniri değil hiçbirşey yapmamasından. tıpkı ülkeyi seviyorum deyip, ne olduğu belirsiz olması gibi. bakın hemen eksilemeyin sadece belirsiz dedim çünkü iki seçenekte tam olarak söylenemez. ama sevgisinin peşinden koşmayan nazımdan çocuklar, aşk vb. konulu şiirlerin paylaşılması bence saçma. öyle olsa abdülhak hamit tarhanın makberi en iyisi olurdu. ama o kitabı yazıp 2 gün sonra başkasına sevdalanmak değil. hem sevgiye şiir yazılamaz, yürekten geldiği gibi dizelenir sevdanın gözleri..

kördüğüm gibi

hiç dokunmadan, hiç haberin olmadan kendi içimde seviyorum seni. kendi yarattığım seni seviyorum ben. belki de seni tanırsam , bende ki sene haksızlık ediceğim için içimde yaşıyorum aşkımı.

instagramda fotoğrafini begendikten sonra kaldirip tekrar begenmeli

. yallah forumalew'e yallah donanımhaber'e, köle köle başlık açıp durmayın artık

ben bilmiyorum da

çocuğummuş gibi,baktıkca mutlu oluyorum

zemheri de uzadıkça uzadı, seni, baharmışın gibi düşünüyorum, seni, diyarbekir gibi, nelere, nelere baskın gelmez ki seni düşünmenin tadı... demiş ahmed arif

merhaba diyemiyecek kadar korkak ama sevgilim olabilecegini dusunecek kadar seviyorum seni gülüm

sevdiğimi söylemezsem sevme derdi beni boğar demiş yunus.seni seviyorum..taa develer tellal iken, sanki bu dünyaya gelirken bu aşk için allah'a söz vermişim gibi..böyle yazmıştım saklı sevdamı mektuplara… (bkz: resat nuri güntekin çalıkuşu romanı )

mecnunun leylayı keremin aslıyı ferhatın şirini sevdiği gibi seviyorum seni.

tüm hatalarına ve bu çirkin sevgisizliğine rağmen, geleceğim bekle desen gözümü bile kırpmadan bekleyecek kadar

seni hiç sevmiyorum

--- spoiler --- seviyorum seni ekmeği tuza banıp banıp yer gibi geceleri ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi --- spoiler ---

"ne kadar seviyorsun dersen, o kadar seviyorum işte. tavanı kadar sokağın, dibi kadar cehennemin." bence nazım çokta güzel tarif etmiş. fazla söze gerek yok.

hayır bilmiyordum, biraz anlatsana :)))))

çukulatayı sıcak ekmekle nasıl bir bütün olur ise bende seninle öyle bir bütünüm ama işte sen yoksun o nıolcak

bilmiyorsun

kış ortasında çıplak ayakla betona basar gibi üşüyerek birazcık sevgi bekleyerek

ali'nin ayşe'yi sevdiği kadar

o gün canım lahmacun çekmiş ve akşam babam eve gelirken lahmacun almış

susarak seviyorum.

bazılarının recfenrandum aşkı benimkinin yaninda sönük kalır o derece

ömrümden 4 sene vermiş ve ömrümün kalan bütün yıllarını sana hiç tereddüt etmeden verebilecek kadar çok.

her gordugumde sanki ilk defa goruyormuscasina atan kalbimi hissederek, tisortumun ustunden kalp atimlarimi gorerek.. gokyuzune baktigimda, bu kadar kocaman bir dunyanin icinde yaşayan insanlardan sadece ve sadece seni sevicegimi bilerek.. gozlerindeki isiltiyi, mutlulugu gordugumde kalbimde papatyalarin açtığını hissederek.. ve birgün yanimda seni bulamazsam eger, kendimi kaybetmis oldugumu anlayacagimi bilerek seviyorum. sevmek diye bir sey oldugunu biliyorum, senden ogrendim. senden gelen her sey cok guzel.

sanırım lahmacun kadar çokk

gökyüzünün denize olan sevdası gibi, kız kulesinin galataya aşkı gibi, istanbul gibi seviyorum..

herşeyden vazgeçerek benliğimi kaybedecek kadar.

uzakta olsan bile ağrını hissedecek mutluluğuna gülecek kadar hastalandığında derinden bir ah çekecek bende düşeceğim yataklara sen bir başkasına gitsen de seni ondan çok sevecek ve ondan fazla hissedeceğim eline iğne batsa ah edecek onun sana dokunduğunu düşündükçe cildiracagim ve ben sensiz mühebbet yalnızlığa mahkumum sen gelsen ne olur ben seni sensiz bile yaşayacak kadar çok seviyorum

sen unutup ileriye bakmayı hayat felsefesi haline getirirken, bıraktığın yerde sana bakarken buluyorum kendimi. hani sorarlar ya sen mi ayrıldın o mu kimdi giden kimdi kalan, hepsi senmişsin meğer eksik bulduğum heryere koyduğum şimdilerde elimi attığım heryerde yokluğunu hissettiğim,aklını kalbini alıp gidenim anısı acısı kalanım. iyiyim diyip kahkaha atarken içime dönüp senin hasretine küfrediyorum. velhasıl kelam seni nasıl seviyorum bilmeyiver , kadrini kıymetini bilemediğin herşeyden bihaber yaşa.

senin açtığın yara için bile sana ağlayıp, sana sarılıp geçmesini bekleyecek kadar çok.

ben bilmiyorum da

çevrimiçi oluşunu hiçbir şey diyemeden boş boş izleyerek.

iki kere iki 4 elde var ayşe bundan sonra bence aşkın adı ayşe..

artık sevemeyecek kadar

nabu kadar

bilmiyorum. anlatsana biraz

ekmeği tuza banıp banıp yer gibi... geceleri ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi...

bilmiyorsun. bilmeyi hak edince öğrenirsin.

seviyorum seni ekmeği tuza banıp banıp yer gibi geceleri ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

"seni seviyorum ama nasıl, avuclarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp kanatarak, kırasıya çıldırasıya" n.h.r

---romantik mod on--- seni o kadar seviyorum ki, bok olsan sifonu çekmem. ---romantik mod off---

üstüme yıkılacağını bildiğim bir duvarı süsler gibi seviyorum

lügatimdaki yirmi alti reddedip ücünü ömrüme sigridabilecek kadar cok sevdim...

bilsen zaten benimdin.

seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... (bkz: raif efendi)