şu an en çok konuşulan mesele latin alfabesi olduğu için bu konuya değinicem.
Latin alfabesi meselesi: dünyanın birçok ülkesi, asya ve Ortadoğu ülkeleri hariç devletlerin kullandığı alfabeler latin harfleri ile oluşmuştur. Burada dağılım fotoğrafı mevcut:
**
kullanılan dil değişmedi. Osmanlı Türkçesi varken de Türkçe konuşuluyordu, latin alfabesi varken de Türkçe konuşuluyor. Latin alfabesine geçiş fikrini ilk kez ıı. Abdülhamid düşünüyor. Gerekçesi ise medeni meselelerde yeterli olmamasıdır. Geniş çaplı düşünmek gerekir. Bu sırada bakü’de 1. Türkiyat kongresi toplanıyor. Arap alfabesinin Türkçenin fonetiğine uygun olmaması, matbuattaki zorluklar, Arap alfabesi ile okuma yazmanın zorluğu ve 1926 yılında 1. Bakü Kongresi’nde alınan tüm Türkler için Latin alfabesine geçme kararıdır. Asya’daki tüm türk devletleri kongreye katılıyor. Bu devletler 19. Yüzyılın sonlarından beri latin alfabesi fikrine geçiş düşüncesinde. Çoğunluğu tabii 20. Yüzyılın başlarında. Peki bu sırada rusya’da ne oluyor,? Devrim. Lenin, stalin, vs vs. asimilasyon politikalarını söylemeye bile gerek yok. 1. Türkiyat kongresine ruslardan birkaç bilim adamı da katılıyor. Bu durum elbette şaşırtıcı. Ancak rusya’nın asıl amacı Latin alfabesini Kiril alfabesine geçişte bir basamak olarak görmeleridir. Türkiye, latin alfabesine diğer türk devletlerinden daha erken geçiyor. Tabii rusya’nın amacı sapıyor. Kiril alfabesiyle geçmiş bağı koparmak isteyen ruslar, latin alfabesi ile türk devletleri arasında bir bağ kuruyor. Bundan dolayı stalin, 1939’dan itibaren hegemonyası altında bulunan türk devletlerine kiril alfabesini kabul ettiriyor. Yani atatürk’ün asıl amacı diğer türk devletleriyle en büyük bağ olan dil bağıyla kültürel bağı koparmamaktır. şimdi diyeceksiniz o zaman neden göktürk alfabesini kabul etmedi blablabla yine aynı nedenden ötürü. ihtiyacı karşılamada o da yetersizdi.