derste yaşanan enteresan olaylar

şimdiye kadar herkesin başına mutlaka defalarca olay gelmiş, mutlaka farklı enteresan olaylar yaşanmıştır. ben en yakın tarihte başıma gelen enteresanlığı anlatacağım. çarşamba insan kaynakları dersine gittim. orta sıralarda en sağa bir sıraya oturdum. hocanın gelmesini bekliyoruz işte sınıf olarak. tam önüme de bölümden inceden yanık olduğum bi kız oturdu. işte hoca geldi ders başladı falan 10-15 dakika sonra hoca imza kağıdını verdi en ön sıraya. kendi kendime ''ulan şimdi kız kağıdı bana uzatırken içimden evet derim, kendi hayal dünyamda bir düğün yaratır kendime küçük şımarıklıklar hediye ederim.'' diye bir düşünce oluşturdum kafamda. böylece sabah 9'dan beri girdiğim sekizinci ders olan bu derste zamanı biraz olsun hızlı geçirmeyi ve biraz muzip şekilde sırıtmayı falan umdum. neyse tam kızın bulunduğu sıraya geldi kağıt,tam o sırada çinli bir erasmus öğrencisi sınıfa geldi tam yanıma oturdu. sıra yavaş yavaş inceden yanık olduğum dişi bireye geldi. ben stresler içerisindeyim acaba sağ omzu üzerinden mi kağıdı uzatacak yoksa sol omzu üzerinden yanımdaki çinçançoya mı verecek kağıdı. bu büyük muamma saniyeler sonra aydınlandı ve kendisi kağıdı çinçanço arkadaşa vermeyi tercih etti. içimden kendi kendime ''nasıl bunu yaparsın, sen de mi satacaktın be, ulan anama ana diyecektin'' tarzında isyanlar koparken çinli arkadaş kağıdı bana uzattı ve imzalayıp arkaya verdim kağıdı. ümit besenden nikah masası çalmaya başladı kafamda. kendi hayal dünyamda, kendi hayallerimdeki kızla kurduğum hayali düğünde nikah şahidi oldum beyler. bu da böyle bir anımdır.

derse girdik dışarıda yağmur başladı ve daha sonra sınıfın belli yerlerinden su damlamaya başladı. ne var bunda diyeceksiniz ama bizim üstümüzde bir kat daha sınıf var onlar kimbilir ne haldeydi artık.

normal liseleri bilmem ama meslek lisesinde en enterasan olay ders dinlemektir arkadaş.

bu yılın başlarıydı sanırım,ingilizce dersindeyiz ve hocamız aşırı teknoloji delisi ve oldukça rahatına düşkün bi kadın. her dersinde yanında mutlaka tableti veya bilgisayarı olur o sıralardada şu akıllı tahta muhabbeti vardı kurulmuştu ama daha kullanan yoktu pek fazla hocamızda böyle şeylere meraklı olduğu için gidip kendine klavye ve mouse almış sınıfa girdi ve kocaman çantasından klavye ve mouse çıkarınca tabi tüm sınıf olarak yarıldık daha sonra buda ne ki diyerek halat vb şeylerde çıkarmaya devam etti,her derse geldiğinde çantasından değişik şeyler çıkarır ve bizde tabi kahkahalara boğuluruz

7. veya 8. sınıfta olmam lazımdı sınıfta bir arkadaşımız vardı biraz zihinsel engeli olan. bir gün beden eğitimi dersindeyiz salonumuz yok hava soğuk ve yağmurlu bir gündü. eski bilgisayar kabloları öğretmen masasının altında duruyordu bu arkadaşımız da hocanın yanında öyle duruyordu sonra o yerdeki kabloları aldı ve burnuna soktu bir anda kusmaya başladı. hayatımdaki en ilginç okul anım bu.

arkadaşın biri kalktı hocaya bişeyler söylüyor neyse;hoca tamam otur evladım dedi. bu sırada bizim ardaşlar durur mu durmaz tabii aldılar tahta kalemini koydular çocuğun sıraya, oturur oturmaz ananı s...im demez mi hoca döndü arkasına şu büyük sarı pelikan siligilerden var önünde bi fırlattı arkadaşın önündeki kızın surata geldi sonra hoca gitti kendi elleriyle buz alıp gelip kızın suratında tuttu

dershanede edebiyat dersindeyiz. ses bilgisiyle alakalı bir metin yazdı hoca tahtaya, işte sıra sıra söylüyoruz. herkes kafasına göre söylüyor; "hocam 'örtüyü' kelimesinde kaynaştırma var.", " 'yastığı' kelimesinde yumuşama var." diye gidiyor. ben de arkada kendi kendime çözüyorum soruyu "yatakta sertleşme var." dedim. bir duraksadım. etrafıma baktım. arkadaki son 3-4 sıra bana bakıp gülüyor. hocaya baktım arkasını dönmüş tahtayı siliyor. tuhaflık şurda, sildiği yer temiz. kafayı bir gömdüm sıraya hem diyorum hoca acaba bir şey der mi, bir yandan da arkadaşlarla sessizce gülüyoruz. ders bitti. hoca bana "oğlum neden böyle şeyler yapıyorsun bak gülmekten arkamı dönemedim." dedi. hem bu kadar utanıp, hem de bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum.

üniversiteye tekrardan af ile dönen 40 yaşındaki nermin teyzenin sınıfta torunlarına patik örmesi.. ulan herkes o kadar alıştıydı ki kimse yadirgamiyordu.

lise 3 de mıyız neyiz kimya dersinde kapı çaldı hiç unutmam o günde doğum günüm. içeriye, elinde kocaman bir buket papatya olan bir adam girdi. allahım nasıl mutluyum lan dedim kim gönderdi acaba işin garip tarafı sevgilim falan da yok. agzim kulaklarımda adamın çiçeği bana doğru getirmesini izliyorum yemin ederim uzandim tam alıcam adam arkamdaki kıza uzatıp "nice senelere xx hanım" dedi. tipimi gören sınıf krize girdi. kız utanmaktan mosmor oldu bende hebele hübele dememle kaldım.

din hocasına bağırarak "hocaam cünüp ne demek?" diye sormak

bu Alışmam gerek sanırım, benden önce bu sıralarda o vardı

Çok garip gelmeyebilir ama anlatayım Dersi anlattım konu bitti tahta kırmızı, mavi ve siyah renklerden oluşan cümlelerle dolu döndüm sınıfa dedim arakdaşlar not aldıysanız siliyorum dedim tamam hocam dediler Neyse önde fırıldak bir öğrenci var kıs kıs gülüyor dedim ne oldu söyle bakalım hocam diyor bu bizim.... Siz tahtayı silerken kendisi de defteri sildi Tek sıkıntı bu olay 12.sınıf öğrencileri tarafından cereyan etti Bir diğeri uşak ilini Karadenizr taşıdı ve bunlar aynı ders içerisinde oldu yani çok zor şeyler bunlar anlatırlardı ama inanmazdım

Fizik hocam burnunu karıştırıyordu ve bir yıl boyunca kıç cebi hep yırtık gezdi, adamın içini dışını biliyorduk anlayacağınız :(

Lisede arka sıra haylazı uşağın önündeki kızın içine ensesinden ölü arı atması, hem de en atarlı hocamızın dersinde.

Bir kere bir köpekle birlikte ders dinlemiştik işin garip tarafı ortamda bulunan tiplerin çoğundan daha çok şey anladığına eminim hfhcjfj

Kaç yıldır öğrenciyim, en enteresan olayı bugün dershanede yaşadım. Tarih dersindeyiz, ben de en önde oturuyorum, hoca da iştahlı iştahlı ders anlatıyor. Bir konu hakkında sınıftan biri Rusya'nın Avrupa devleti olmadığını söyledi. Hoca geldi benim sıramın üstüne doğru yıkıldı, sıfır şaka. Masaya falan yatıyor adam bildiğiniz, korktum birden hocam napıyorsunuz diye söylendim, adam hala rollerde. Olayları abartma seviyem resmen. Daha önce hiç hocam sırama yıkılmamıştı, bu da olmadı demeyiz...

matematikçi dersin ortasında konuyla alakalı (?) şekilde lgbt bireyleri hakkındaki görüşlerini paylaşmaya başladı. "ha topu karşıdan görirsen, bakirsen ruj sürmüş küpe takmış... anlirsen ha bu toptur..." tam bu esnada açık olan kapıda geometrici göründü ve bütün istanbul beyefendiliğiyle "öyle demeyin hocam" dedi. biz sandık ki duyarlı biri olarak hocayı uyaracak. "KÜRE DEYİN" dedi ve cevap beklemeden bizi terk etti. matematikçi dahil hepimiz bi 15 dk güldük buna

Deprem olmuştu. Komik olan deprem olması değil, matematik hocamızın yere düşüp taklalar atmasıydı...

geçen günlerde yaşadık. herkes pür dikkat dersi dinlerken biri avazı çıktığı kadar ya hak diye bağırdı? sınıfça şok olduk tabii. hoca da normal bir şeymiş gibi yadırgamadı ve kim olduğunu bulmak için etrafına bakınanlara bakmayın dedi sadece. sonra öğrendik ki galeyana gelmiş..

Hoca Dumlupınar faciasından bahsedecekken ah bir ataş ver diye şarkıya girmiştim, neden bilmiyorum anlık şımarıklıkla aniden yükseldim. Sonrası ölüm sessizliği ve bakışlar. Dekanın dersiydi neyse ki adamın da boşluğuna geldi herhalde gülmüştü.

meslek lisesi ortamını bilenler bilir, bilmeyenler elbet defalarca dinlemiştir, bende şöyle anlatayım ; Yangın sensörünün çalışma mantığını anlatmak için hoca devreyi sınıfa (atölye dersliği) getirdi, ama çalışması için duman gerekiyor. Öğretmenimiz bizden sigara istedi, birazda sevilmeyen bir hoca olduğu için kimse getirmedi tabiki, sonra sınıftaki tek kızı o sırada derste olan başka bir hocadan sigara istemeye yolladı. Daha da garibi, bizim hoca sigara içmediği için derste sigarayı öğrencilere içirmişti.

bugun matematikci kapidan girdigi anda tahtayi sorularla donatti -ki genelde dakikalarca bombos konusup bizi asagilamasi falan lazimdi, yani buna alismistik manyak herif yuzunden- sonra kendi kendine tribe girip "YETİSMİYO YA KONU YETİSMİYO" diyerek sandalyeye bi vurdu, yazik nevri dondu sandalyenin; once gitti duvara carpti, yetmedi ters donup yere yapisti. sinifca biz sok icinde kaldik o sira hani gulsek gulemedik sussak susamadik falan adam bize donup kusura bakmayin biraz sinirlendim dedi, sonra hic sorun yokmus gibi tahtadaki tum sorulari kendi kafasina gore cozdu -sandalye hala yerdeydi bu arada- islemleri bitirince gayet rahat bi sekilde kapidan cikip cay ocagina indi, kendine yesil cay aldi, sinifa gelip kapiui yavasca kapatip sandalyeyi yerden kaldirdi, az once ruh hastasi tavirlar sergilememiscesine yesil cayini yudumlamaya basladi. (bkz: ruh hastasi matematik ogretmenleri ve bipolar tavirlari)

lise 2 ... coğrafya dersi, hocamız baya yaşlı bir kadındı ,sınıfın ön sıralarına hakim olabiliyordu sadece...arka sıralar ise kaş alıyor, aldırıyordu derste asdfsdsffsf