hesabı erkeğe kitleyen kadın

bir daha görüşülmemesi gereken kadındır. karşısındaki erkeği inek gibi sağar. e ona da hak vermek gerek türk erkeğinin %80 i delikanlılık ayağına kendini kullandirtiyor. ben olsam bende kitlerim.

benim lakabım beleşçidir kimse bana öyle bi şey kitleyemez

yanındaki kız tarafından muz gibi görülen erkeğin salaklığından ileri gelir. gerçekten, dert hesap ödeyip ödememe değil, o zihniyette bir kızla beraber olan adam düpedüz geri zekalıdır. zihniyet, samimiyet bunlar önemli şeyler. bir kafede gelen 3-5 kuruşluk hesabı ödemek hiç bir erkeği batırmaz, lafını etmeye değmez ama yanında oturan kızda ''ben ne ödeyeceğim o ödesin'' kafası var ise şener şen gibi topukları kıçına vura vura kaç git kurtar kendini güzel kardeşim. hiç bir cacık olmaz o kızdan.

birisinin aldığım en ufak şeyi ödemesine uyuz oluyorum. siz nasıl hesap kitliyorsunuz ?

mekanın çıkışında erkeğin alman usülü yaptığını görünce "yhağ şakamısın benmi odücem yaneeğ inonmoyorooğhm" diyen kızdır.

ulan ben sırf hesabı ödemeye kalkar diye aç değilim rolü oynuyordum, böyle kızlar sırf para yemek için manit buluyor. ama her türlü sevilen ve kazanan onlar. bu da inkar edilemez.

bu niyette olan kadından zerre hazzetmem allah uzak etsin, ama yanımızdaki hatuna hesap ödetecekte değiliz..

bu konuda hemcinslerimi anlayamıyorum. bir de üstüne, erkek değil mi tabii ki yapacak, diyorlar. deliriyorum. bu kişinin nezaketen bazen yapacağı bir şeydir. kimi zaman kadın hesabı ödeme rolünü üstlenmek ister kimi zaman ise erkek. bu içten gelir ama bir mecburiyet değildir. ne yiyip içtiysen onu öde git kardeşim te allam.

ilk buluşma da mütevazilik açısından erkek için sorun değil de sürekli sürekli olursa para da sabır da dayanmaz aminümyum

Her boka ‘kadınlar ve erkekler eşittir’ diye atlayan sözde feminik davranışı. Sosyal medyada dönen geyiklerden biri mesela Şaka maka, son derece adaletsiz bir düzende verilmiş ayrıcalıkların bir şekilde sizi objeleştirmek, farklı yönden sömürmek için yapıldığını anlayabilmeniz için daha ne lazım bilemiyorum. Hesabı erkek ödesin peki ama aynı adam sana vurma hakkını kendinde nasıl görüyor diye sorma. Bu matematik bu kadar basit bir şey, hayatta her şeyin bir bedeli vardır, bu bedeli annen ve babandan başka kimse sana bağışlamaz karşılıksız, herkes bir şeyi sana karşılığı sonucu verir, neyse ya, hakikaten bu toplumda her şeyin en başta öğretilip, dizayn edilmesi lazım.

yine biz ödeyelim sorun değil de o eliniz bir gitsin cüzdana ; zannedelim ki düşünüyor bizi

böyle şeylerin ortaklaşa olması gerektiğini düşünen biriyim. yemeği kendisi ödemek için ısrar ederse, tatlıyı ve içeceği mutlaka ben ısmarlamak isterim mesela. şimdiye kadar da hep öyle yaptım.

türk erkekleri yanındaki bayana para ödetmez çoğu. cüzdanı çıkarıyoruz valla olmaz yok valla olmaz ben öderim benim yanımda sana para ödetmem kasada duran kişiye ikimizde parayı uzatıyoruz ordan alma hesabı burdan al die kendi elindelini veriyor biz napalım

gelecek düşüncesi taşıdığın bir adama bunu yapamazsın. hatta tamam bunu sen aldin bende tatliyi almazsam, beni kucumsedigini düşünmeye başlayacağım diyerek ikna ederim. çünkü benim için baskasi para odeyince onu kullanmis hissi geliyor ve cok cirkin birsey.

vallahi oyle bir durum sezersem para yediririm evet ama yedirdigim tum parayi heaaplar ona gore fatura cikaririm . akabinde o kadarlik hizmet talep ederim ha sadece yiyici bir hatunsa umrumda olmaz heaap gelince sadece kendi heaabimi oderim sonra got gibi kalir zaten. yok mok dersede garaonun yaninda bir guzel rencide ederim sonra gorusmeyi keseriz zaten

yanlis hatirlamiyorsam hosgoru kurallarina gore yemege kim davet ettiyse ucreti o oder. ortak kararsa ortaklas. erkeklere yazik.

gün gelir erkeğin kitleyeceği şeye sessiz kalmak zorunda kalır..

ilk buluşma için konuşuyorum, zaten hesabı kadına itelemek gibi bir amacımız yok, ( yok değil mi lan ? ) ama elinizin gitmesi gerekli, diğer buluşmalarda kahveyi sen ödersin sinemayı ben öderim gibi halledilir yani. hatırlıyorum da bi kızla ilk defa buluşmuştuk kılını bile kıpırtatmadı. neyse dedim ödedim hesabı. 2. defa yine buluştuk bu sefer arkadaşını takmış peşine. ben hesabı ödemeye gittim arkadaşı kalkıp arkamdan geldi olmaz oyle en azından alman hesabı yapalım dedi. kız hala oturuyor. siktir et onu sen gel benle diyemedim tabi ama demem gerekliydi sanırım. hayatımın keşkeleri arasında zirveye oynar bu olay. uzun süredir de konuşup görüştüğüm bi kız arkadaşım var kızı liseden beri tanıyorum ortalama 5-6 yıl. ilk buluşmamızda gidip ödedim mesela ben hesabı, bir daha böyle bir şey yapmıcaksın bunu kabullendim ama bir daha asla olmaz annenle baban kazanıyor ben yiyemem demişti. diğer buluşmalarda kahveyi o ödemişti sinemayı ben ödemiştim vb. değişik kombinasyonlar oluyor yani. hala böyle devam ediyor. olması gerekende bu sanırım. ben kadınım hesap ödemem tribine girmek olmaz. sen yemiyor musun piç derler adama. veya feminist ablalar, hesabı ben öderim ben kadınım seninkini de ben öderim ne salakça bi triptir aq. kafanızla düşünün biraz beyin var beleş herkes kullansın diye o orda.

kadın değildir o prensestir.

her buluşmada hesabı erkeğin ödemesine karşıyım. buna ek olarak, bir evlilik gerçekleşeği zaman 'oğlunuzun evi/arabası var mı?' sorusuna da karşıyım. kızınızın evi/arabası var mı ki karşı taraftan böyle bir talepte buluyorsunuz? yok düğünü erkek tarafı yapar, o eşyayı erkek tarafı alır. abi bu evde birinin kızı diğerinin oğlu yaşamayacak mı ya da yapılacak düğünde iki tarafın çocuklarının olmayacak mı? neden erkek tarafına biniyor bütün yük? bundan 100 sene önce bu kabul görebilir çünkü kadın o zaman iş hayatında yok ama bu devirde kadın da erkek kadar o iş hayatının içinde. yani kendi düğün masraflarını karşılayabilir. buradan erkeklere seslenmek istiyorum, bu oyunlara gelmeyin. annenizi babanızı ya da kendinizi elalemin kızını/ailesini memnun edeceğim diye yoldurmayın

eğer ciddi bir ilişki veya evlilik gibi bir durum varsa erkeğin ödemesinde bence sıkıntı yok. ama yemek yediğin kız iki günlük heves için çıktığın kızsa hesap ödeyen erkek böyle salak gibim aptal gibim bişeydir.

para ha benim cebimden çıkmış ha kocamın, aynı şey

tez vakitte kemale ermesini temenni ettiğim kadındır. şimdi; "kitlemek" eylemini tek başına ele aldığımızda, ne tür ve ne şekilde olursa olsun erdemsiz bir şey olduğunu idrak ederiz. - en yakın arkadaşın sana yatıya geldi, o gece de senden habersiz dışarıdan yemek söylemiş. kapı çaldığında ve karşına kurye çıktığında, geçmiş olsun en yakın arkadaşın sana faturayı kitlemiştir.. - evinize gelen misafir çocuğuna bilgisayardan oyun açmadığında, o çocuk gidip senin kulaklığını çekiştirip bozmuşsa, geçmiş olsun o velet sana yeni bir kulaklık alma zorunluluğu kitlemiştir. - ya da herhangi bir yaşlı, size emrivaki yolla bir şey yaptırıyorsa, yine geçmiş olsun size o işi kitlemiştir. . mevzu hesap değil. mevzu şahıslar ve onların cinsiyeti, yaşı veya ilişki türü değil. mevzu kitlenen şeyin lafının olup olmaması da değil. mevzu; usul... "eğer bir yerde artık tartışılmaz bir usul oluşmuşsa, yeni bir usul yaratın dedi (tanrı). zira; bir şeyi yapmanın şekli, yani usulü amacının önüne geçmekte. amaçtan çok usulü kutsanır olmakta sonra. o şeyi sevmek yetmez olmakta. o sevginin herkes gibi gösterilmesi, sevmekten daha önemli sayılmakta. kardeşlerim usul kavga sebebi yaratmakta. usul; gelse gelse yol manasına gelir. ve eğer gerçeğe gitmekse maksadınız, herkes kendi yolunu bulmalıdır. siz bir ana yol yapar ve gerisini yasak ederseniz eğer dedi, ya yol yolsuzluk, ya da yolsuzluk yok olur dedi." - link . diyeceğim o ki; bu gibi subjektif konularda herkes kendi usulünü bulsun ve kimse "bu böyle olmalıdır!" gibi bir kaideler sunmasın. - ne demek "kadın hesap ödemez." bu sandığınız kadar matah bir şey değil. lanse ettiğiniz gibi prenseslikle de alakası yok. mesela bir şirketin yönetim kurulu topluca yemeğe gittiğinde, o yemeğin tüm masraflarını şirketin sahibi öder. zira herkes onun boyunduruğu altındadır. eğer ortaya böyle bir kural koyuyorsanız, iş bu dediğim boyunduruk kabul etme örneği ile aynı kefeye girer. ki inanın bana o kefede olmayı hiç istemezsiniz. sürekli ne yapacağınızın söylendiği, ev/çalışma hayatınıza karışılan, bir şahsiyet olarak kale alınmayıp sadece bir fert olarak değerlendirildiğiniz acınası bir konum.. - ne demek erkek hesap ödetmez? hesap ödetmemenin delikanlılıkla alakası yoktur. insan olmak, delikanlı olmaktan önce gelmelidir. sen sürekli hesabı ödeme telaşına düşersen, bu gayretin karşı taraftaki insanı yaralayabilir. çünkü kimi kadın bunu kendine yediremez, kendisi de ortaya bir şeyler koymak ister. . velhasıl; herkes kendisine uygun olan orta şekerli seçeneği keşfetmeli. "hesabı bu öder, bu ödemez!" gibi keskin laflara gerek yok. önemli olan hesap değil, birlikte geçirilen vakittir çünkü. "ısmarlama" başka şey, "kitlemek" başka şey. kahveleri bir tarafın, tatlıları bir tarafın ödediği usul bana göre en ideal olanı. ama dediğim gibi, mesele; zihniyetler ve usuller.. not: hdjasdfasgh