türk eğitim sistemi için tavsiyeler

ayni şeyleri tekrar tekrar anlatmak yerine adam akıllı anlatın

mesela; 11 saat ders koymayın,arada bi robot değil insan olduğumuzu hatırlayın

kitap arkadaşlar kitap üniversiteye kadar her öğrencinin en az 50 tane kitap okuması lazım.düşünmeyi karşılaştırmayı kendini geliştirmeyi bilmesi lazım salak salak türkçe kurallarını öğrenip iki test sorusu çözeceğine bu adamın felsefi açıdan sayısal açıdan okuyarak kendini geliştirmesi lazım.çocukların kendini ifade etmesi için haklarını öğrenmesi lazım,demokrasiyi,insan haklarını bilmesi lazım bunlar için çocukları serbest bırakmak lazım.çocukların belli bir yaşa kadar her konuda belli bir seviyeye ulaşması lazım.çocuklara güvenip bi kalıba sokmadan hayal güçleriyle başbaşa bırakmak lazım.çocukların hepsine ama hepsine bu memleketin her karış toprağını sevdirmek lazım ki çocuk bu memleket için bi şey yapsın para için,ünvan için değil.şu çocuklara eğitim sistemiyle bi serbestlik tanıyalım hayal güçlerini kullanmasını sağlayalım kendini geliştirmesini sağlayalım biz cefasını çekeriz bu memleketin çoluğumuz çocuğumuz sefasını sürsün ben razıyım.oturalım abi konuşalım cumhurbaşkanıyla,bakanlarıyla,muhalefetiyle,eğitim bilimcilerle,öğretmenlerle,öğrencilerle,velilerle bu cahil ve yobaz eğitime karşı bi şeyler yapalım her şeyden çok eminim bu ülke bambaşka yerlere gelir öyle değişir öyle değişir ki insanlık tarihinde bu kadar medeni ve üretken bir topluluk bir daha oluşamaz.sadece bırakın bu çocuklar dilediğince üretsinler ve üretmek için kitap okumak en büyük ve birinci şart. ben de söylemeden geçemicem:imam hatipler kapatilsin.

en büyük sorunsalı ezber. çünkü adamlar kendi düşünceleri olan bireyler değil tek düze düşünen robotlar olsun istiyor.

kesinlikle hızlı ve pratik test çözebilen insanların işine yarayan bir sınav sistemi vardır. derin düşünebilen ezber dışında çözüm üretebilen beyinleri harcamak için ne yapabiliriz diye düşünüldükten sonra bu sistemi kurmuşlar sanırım

dükkanı kapatıp gitmek en iyisi.

cambridge ve oxford'a giriş için yapılan mülakatlarda sorulan bazı sorular; “bir insan böbreğini satabilmeli mi ?” “bir uzay gemisinin içinde neden mum yakamazsın ?” “insan beyniyle ilgili en çok neyi seviyorsun ?” “mimarlık yaparak suçu nasıl azaltabilirsin ?” “kendi kafanın ağırlığını nasıl ölçebilirsin ?” “sence ay rokfor peynirinden mi oluşmuştur ?” “bir bilgisayarın vicdanı olabilir mi ?” peki biz ne soruyoruz ? hiçbir bok. saçma sapan sınavlarda soruları sallayan adam bile bir üniversiteye girebilir. 2 yıllık da olsa. çünkü her yerde üniversite var ve herkes güya ‘’üniversiteli’’ oluyor. oysa üniversiteli olmak, bir sürü ezber yapıp 5 şık arasından doğru yanıtları bulmakla olmaz. sorgulayan, araştıran, düşünen ve yaratıcı olmaya çalışan insanlardan oluşmalı üniversiteler. bizim öğrencilerimiz boş işlerle uğraşmaya alışmış, saçma sapan şeylerle ilgileniyorlar. bir de utanmadan oturup ‘’eğitim sistemi bok gibi yiaa’’ diyorlar. aslında neyden bahsettiklerinden bile haberi yok. eğitim sistemini eleştirmek de belirli bir bilgi seviyesi ister. mesela ingiltere’de, fransa’da veya finlandiya’da eğitim sistemi nasıl? bilen var mı? niye bu adamlar sürekli bilim adamı üretiyor? bizim öğrenciler bunları bilmeden, oturdukları yerde düşük notları bahane olsun diye eğitime sallayıp dururlar anca. madem eğitim sistemi bok gibi, sen kendi kendini geliştirmek zorundasın. herkese zorunlu 12 yıl eğitim veriliyor. bu yılların neredeyse tamamında matematik, türkçe dersleri veriliyor. ama hala üniversiteye gelmiş, iki cümleyi anlatım bozukluğu yapmadan yazamayan , kafadan bölme işlemi yapamayan beyinsizler var. hadi bunlar eğitimin başarısızlığı diyelim. e peki taa üniversiteye gelip de sadece ve sadece göt, meme görmek için bütün zamanını, parasını harcayan at kafalılardan tut da; ‘’bugün instagram’a neremi atsam?’’ , ‘’bugün kimin arabasına binsem?’’ diye ortalıkta tavuk gibi dolaşan kızlar nasıl üretiliyor? bütün günü sadece dedikodu yaparak, sağa sola mesaj atıp entrikalar çevirerek, kafasını boş gereksiz konulara patlatarak geçiren koyun sürüsü nasıl oluşuyor? hadi bir de ingilizce konusuna bakalım. ben 4 veya 5. sınıfta ingilizce görmeye başladım. bizim nesili de böyle varsayarsak, hala nasıl 3-5 kelimeden öte ingilizceyi hiç bilmiyor bu insanlar? ya biri bana bunun mantığını açıklasın. hala ortalıkta ‘’güzel ama ingiliççe’’ diyen salaklar geziniyor. evet zır cahilsin ve ingilizce anlamıyorsun ne kadar komik, çok güzel espri yaptın. hadi bu eğitim sana bir bok öğretemedi, ya internette pdf olarak dolu arşiv var, ingilizce öğrenmemek imkansız. cahillikleriyle alay ederler, çünkü kendilerini ön plana çıkarmak için kullanabilecekleri tek şey mizah. herkes bir komik, herkes milleti güldürmeye çalışıyor. çünkü başka hiçbir vasıfları yok. niye? çünkü üşengeçler, herhangi bir şeye çaba harcamazlar. bu arada üşengeçlikleriyle de övünüp komiklik yapmaya çalışırlar. böyle bir nesil ortaya çıkarmak için özel bir çaba gerekiyor, bırakın yıllarca eğitim vermeyi, yıllarca nasıl bu kadar boş kafalı olunur diye püf noktaları öğretilmeli. bana göre ise bunu yapan şey hepinizin evinde olan televizyon. sanırım tek açıklama, tek çıkış yolu bu. kapat o televizyonu. kiralık aşk’ta kim kime kaymış bilmeyiver ne olacak ya? ama boşuna bunlar. zehri kapmış herkes, zombi gibi dolaşıyor etrafta. derin derin analizler yapmak içimden gelmiyor. bizim yapabileceğimiz ise, hala kafası çalışanları kurtarmak.

siz eğitmeyin birader kendimi kobay fare gibi hissediyorum

ingilizceyi siktir edip matematige daha fazla agirlik versinler zaten ogrenemiyor yavrucaklar

2018 de sınavsız geçiş sistemi yürürlülüğe girecekmis oda her bölüme değil hukukla muhudesligi tıpa falan gene sınav yada mülakatlar la alacaklarmis diğer bölümler karne ortalaması (sistem bence düzeleceğini ne dahada bok oluyor)

kötü eğitim sistemin tuzaklarından yalnızca bir tanesi. 7 yaşından 18 yaşına kadar hayatı boyunca kullanmayacağı kadar şeyi "ezberlemeye" mecbur bırakılan, günde 7 saati okulda geçiren bir nesil ne yaratıcılığa, ne kendini geliştirmeye vakit bulabilir. tamamen "okuduğunu ezberle, düşünme, kafa yormana gerek yok" zihniyeti içinde büyür. herkese yeteneği neyse ona göre eğitim verilsin. olağanüstü resim yeteneği, inanılmaz kurgular yazabilen biri okulda hücrenin enerji deposunu, hayatı boyunca kullanmayacağı fonksiyonları öğrenmek zorunda kalmasın.

türk eğitim sistemini kaldırın.

1.eğitim 2. sistem gerekli

öncelikle kesinlikle velilerden istenilen ek kitapların devlet tarafindan verilmesi ya da hiçbir işe yaramayan, ek kitap alındığı takdirde kullanılmayan meb kitaplarının tedavülden kaldırılıp, onun yerine direk 150tl vererek kırtasiyelerden aldirdiklari kitapları meb'in kitaplariyla değiştirmeleri gerekiyor. adam gelip fiyat soruyor belli durumu da yok. 150 tl olduğunu duyunca valla gözü doluyor 40 yaşında adamın. durumu iyi olanlar gene alıyor. ya bu insanlar ne yapmalı ? adam gitmeden önce "resmen fakirler okumasin diyorlar" diyor... bakın ben direk birinci ağızdan fiyatları bir bir yazayım buraya; anaokulu seti: 150 tl 1.sınıf seti: 75 tl anaokulu malzeme en uygun ürünlerle: 215 tl. 1.sınıf // // // // : 300tl(civarı) bir top a4 kağıdının 19 tl olduğu şu zamanda çocuk okutmak gerçekten çok zor.

finlandiya’yı örnek alsınlar yeter..

bence bi süre ne kimseyi örnek alsınlar ne de yeni bir sistem getirsinler. kardeşim daha sistemin iyi olup olmadığının sonuçlarını almadan yeni sistem getiriyoruz. hele bir dur soluklan bu sistemin artı eksilerini gör.