kalbi yerinden oynatacak olaylar

zaten oynuyor.ne gerek var olaya

bi kızın benim sevgilim olması.

hiç unutmam gondola ilk binişim. ne yürek yemişsem artık hem tek başıma bindim. hem de gittim en uca oturdum. başlar da her şey çok güzeldi. cool cool oturuyodum. ama gondol en yüksek noktasına gelipte benim poponun havalandığı o an kalbim yerinden oynadı diyebilirim. yazarken bile tekrar yaşadık sanki :d

film izlerken öpüşme-sevişme sahnesinde babanın içeri girmesi. gözümün içine içine bakıyor. sanki ben öpüştüm.

1'e 20 veren kupondaki son maçın uzatma dakikaları. (bkz: hoca bitir hoca)

yürürken yolun beklenenden daha alçak bi yerine basıp yaşanan "düşüyorum lan" paniği

ilk o ellerini tuttuğu an. göğüs kafesini zorlar.

valla bundan iki saat kadar önce yaşadığım olay. köydeyim, evin önünde yolun kenarında tam çeşmenin başında oturuyorum. hava karanlık. bayram malum misafirler falan var, önümde çocuklar. yerden taşları alıp alıp 15-20 metre uzaktaki civardaki tek sokak lambasının direğini vurmaya çalışıyorlar. 5, bilemedin 6 dakika boyunca bunları izledim. 100-150 tane taşı gördüm havada ama bi tanesi de o odundan yapılmış direğe çarpmadı. sigaram bitti, yere attım, iyice bi ezdim sonra kalktım ayağa, dedim; "durun lan, öyle mi vurulurmuş" taşın direğe çarpıp çıkardığı sesle birlikte lamba söndü, bi karanlık bastı. eve döndüm, ışık yok. köye döndüm, ışık yok. zifiri karanlık. bir taşla bütün köyün elektriği mi kesilir arkadaş. yeminle ben çok korktum.

merdivenlerden inerken bir merdiven basamağı daha olduğunu sanıp kendinden emin sağlam adımını attığında tökezlemek 2 saniyelik boşluğa gidip geliyorum

koluma çekirgenin konması

by-pass, defibrilasyon ve daha niceleri

gece vakti bilgisayar başındayken köşede bir yerde örümcek görmek ve tekrar oraya baktıgın zaman örümceği görememek