bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      selam sözlük. bugünden itibaren biraz keyfime göre, biraz da taleplere göre kendi aşk hayatımı anlatacağım. henüz sonlanan bir şey olmamakla beraber belli başlı şeyler yaşadık iyisiyle kötüsüyle. burası bana nolursa olsun samimi gelen bir ortam olduğundan sizlerle paylaşmayı uygun gördüm, şöyle güzel bir sohbet muhabbet ortamı olursa harika olur. ben gerçek bir hikaye anlatıyorum derim, isteyen inanır, istemeyen inanmaz. yeri gelecek bazı öğütler de vereceğim. ve sözlükteki piç arkadaşlar da tavsiye verebilir, ama bana kızları sallamayacaksın onlara kötü davranacaksın diyen adam da tavsiyesini kendine saklasın. çok biliyon derler adama. so, let's get this party started. edit: tabii rez varsa görebilirim daha güzel olur :)
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kısaca kendimi tanıtayım, kendi halinde bir üniversite öğrencisiyim. geçmişimden gelen bazı engeller dolayısı ile çok sosyal bir insan olamamıştım. ta ki liseye kadar. ilkokulda "sütoş" dedikleri kategorideydim, derslerim çok iyiydi vb, ama halen çocuk gibiydim. insanlar birbirleriyle çıkıyordu falan çok ilginç geliyordu bana askljşfaskdjg. liseyi cidden çok güzel bir yerde okudum ve bana sosyallik ve insanlık babında çok şey kattı, dostlar kattı, gerçekten hakkını zor öderim. ama insan yaşadığı zorluklardan öğreniyor işte, bir döneme kadar saçma sapan bir aşk hayatı yaşadım. saçmalıkları da bir sürü ders çıkarmamı sağladı diyebilirim.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (isimleri değiştiriyorum pek tabii) evet, ilk aşkımı lise 1 in yazında yaşadım. sınıfça ingiltere'ye geziye gittik ama bizimle aynı sınıftan olmayan birkaç kişi de gelmişti. ergenliğimin ilk aşkını yaşayacaktım. hey gidi be, ne günlerdi swh. o'nu ilk gördüğümde "hoş kız" demiştim ama hoşlantı derecesinde değildim diyeyim. diğer taraftan o esnalarda ben de asosyalliğimi atmış, kilo vermiş(kulüpte basket oynuyordum ve maç süremi artırmak için deli gibi antrenman yapmıştım), gayet özgüvenli, bıçkın bir ergen olma yolunda ilk adımımı atmıştım. elim yüzüm de düzgündür zaten. ayça ile londra'da indiğimizde otobüste muhabbet etme şansı bulduk. çok güzel bir ortam oluşmuştu, ve ayça ile de aramızda elektrik oluşmuştu, ya da bana mı öyle gelmişti.. ingiltere gezisi ilginç olacaktı.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yarın devam edeceğim. hikayenin adını en son koyabilirim diye düşünüyorum tutarsa şayet :)
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      günaydın ahali. ergenlik dönemlerindeki ilk aşklarınızı hatırlayın millet. ne kadar saf, ne kadar temiz... ilk kez birini gördüğünüzde içiniz kıpır kıpır olur. o zamana kadar aşk hakkındaki bilgi dağarcığımız hep filmlerden gelir. filmlerin limiti gökyüzü olduğuna göre bizim limitimiz de gökyüzüdür o aralar. duygusal mı duygusal anlar, yağmur altında yürümek, birbiri için yaratılmak, elmanın iki yarısı olmak, sonsuza dek mutlu yaşamak... benim için de ayça bir müddet konuştuktan ve takıldıktan sonra öyle bir hal almıştı. çok yakın arkadaşım özkan da vardı kafilede. biz de onunla biraz gıybet döndürmüştük tabii swh. konu ayça'ya da gelmişti ve ikimizin de görüşleri onun hoş bir kız olduğu yönündeydi. ağzımdan o soru dökülüvermişti: "acaba çıkma teklifi etsem kabul eder mi?". o da garibim, edersem kabul edebileceğini söylemişti. ben de sevinmiştim ama sevgilisi var mıydı bilmiyorduk. bunu öğrenme görevi tabii ki özkan'ındı.
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      özkan halen çok yakın arkadaşımdır. o zamanlar da sessiz ve derinden çalışırdı pezevenk ahaha. kızla kanka olup telefonunu ele geçirmişti. ve telefonunun ekranında bir erkek resmi gördük. sevgilisi vardı ne yazık ki. böyle 1-2 gün karalar bağladığımı hatırlıyorum. hayallerim ile inşa ettiğim o kale bir üfürükte unufak olmuştu. ama life is going on. çok da takmayın kafaya. ben de sonrasında çok takmadım.(yaklaşın beyler, ilk tavsiyeyi veriyorum: eğer yeterince iyi özelliğiniz, vasfınız varsa beklentisiz bir şekilde ve şaklabanlık yapmadan eğlenceli ve ilginç bir yaşam tarzı sunarsanız hatun kişi sizinle olmak isteyecektir, bu azımsanmayacak bir ihtimaldir. şair ismail yk'nın o meşhur lafını hatırlayın. beni beğeneni ben beğenmem, benim beğendiğim ise beni beğenmez. bir kıza kendinizi beğendirmeye çalışmayın. ona ilgi verin ama aldığınız kadarından accuk fazlası sizin üst limitinizdir.) ben bunu ilk olarak o zaman tecrübe etmiştim ve kendim eğlendiğim için bana yazılan 2-3 kız olmuştu bile o zaman. garip olan, ayça'nın bunları gördükçe yüzünün düşmesiydi.(tavsiye 2: ilişkideyseniz dahi kızların size yazılıyor olması sevgilinizin veya yürüdüğünüz kızın ilgisini canlı tutar. kızlar çoğunlukla rekabete ba-yı-lır.) vay anasını diyordum, noluyordu, bu kızın sevgilisi yok muydu ki... olsun valla ben grubumdaki herkesle takılıyordum, herkesle yakındım. ben hayatımdan gayet memnundum... ilerleyen zamanlarda nolacaktı acaba?
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      akşam devam etmeyi düşünüyorum zamanım olursa. sağlıcakla
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu ara yoğundum biraz. geri döndüm, selamlar efem :) bir gün ayça sevgilisinin muhabbetini çevirdi. sevgilisinin olduğunu bilsem de hiç bozuntuya vermemiştim beyler. ayrıca bu ingiltere ne kadar rahat bir ülke aklınız almaz. o yaşımda parkta gördüğüm bir kız benim yanıma gelip bana çıkma teklifinde bulundu. vay anasını dedim ama kabul edemedim tabii, duyulsaydı ne olurdu aman dedim korktum kasldjlşsdg. bu gezinin artısı şuydu, bir sürü kız kanka edinmiştim(tavsiye: beyler cidden canınız istediği için arkadaş olduğunuz kız kankalarınız kesinlikle olsun. bunlar sayesinde hem yeni kızlarla tanışabilirsiniz, hem de kızların ne hissettiğini gözlemlemeniz için bulunmaz bir fırsattır. anlattıkları ile yaptılarının ne kadar tutarsız olduğunu görürsünüz. ve diğer önerim de şudur, bir kızdan ilişki tavsiyesi almayın! genelde yanlış sonuca ulaşırsınız çünkü, ileride detaylı değineceğim.) bu kızlar ayça'yı ister istemez kıskandırıyordu, seziyordum. onla da samimiyetimiz artmıştı. ben de 8 aylık ilişkileri varmış, bunlar nasıl ayrılır ki derken bir gün özkanla otururken yanımıza ayça geldi. dediği şey ikimizi de şoke etmiş, ve bana içimden nasıl halay çekebileceğimi öğretmişti swh : sevgilimden (barkın diyelim) ayrıldım. olaylar olaylar yani. bununla ilgili yaptığım tespiti de söyleyeceğim..
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aynı gün, bir çikolatayı paylaşamadık diye ben ayça'nın kalbini kırmıştım. sanırım "sen nasıl bir gerizekalısın" gibi bir şey söylemiştim. ama çikolata nestle aeroydu, napayım yani (: Şu güzelliği paylaşmaya kıyabilir misiniz beyler :( kız baya bir kırılmıştı hatırlıyorum. sonradan ben de köpek gibi pişman olmuştum. konuşmadık birkaç gün. ertesi gün brighton'a gittik ama ikimiz de birbirimizi düşünüyorduk sanırım. aramızdaki hararetli tartışmayı erteledik biraz. ama sonra adımı ben atmaya karar verdim. dönüş yolunda bi kız kankamı ayça'nın yanından kaldırdım. zıp zıp zıpladım yanına. konuşmaya başladım. özür diledim falan, ama kız bir trip atıyor efsane. önüme bakarken kızın baktığını görebiliyorum. ona bakarken kafasını çeviriyor falan bir triplere girdi :) . kilit cümle şuydu "sana cidden değer verdiğim için oturdum yanına, senin yaptığına bak." gülüşünü gizleyememişti...
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evet ses edilirse gece baya ilerlemeyi düşünüyorum ayça mevzusunda. iyakşamlar (: