bugün
yenile
    1. 32
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beni deli eden durum.tamam iyiliğini istiyorsun falan da bu çocuk knight online çarı mı da istediğin özellikleri arttırıyorsun istediğini arttırmıyorsun ? bir arkadaşım sırf babası istiyor diye ud çalmayı öğrenmişti ki nefret ediyor enstrumandan.hele birde instagram'ın popülerleşmesiyle anneler resmen bir yarışa girdi.çocuklarına sikik sokuk kıyafetler giydirip onları adeta bir hipster'a çevirip,instagramda takipçi kovalıyorlar.lan rahat bırak bi çocuğu, bu giydiği kıyafet onun sikinde değil.top ver oynasın,dışarı çıksın arkadaş edinsin.çocuk kickboks yapmak istiyor fakat ailesi bu sporu sevmeyip serseri sporu olarak gördüğünden çocuğu kendi sevdikleri spor dalına yönlendiriyorlar.meslek seçiminde bile durum bu.yok efendim benim çocuğum mühendis olacak,yok efendim doktor olacak.ya arkadaşım nerden biliyorsun bu çocuğun doktor olmak istediğini ya da ilerde isteyeceğini ? işin daha da kötüsü ailelerin bu tutumu ilerleyen yaşlarda da değişmiyor.çocuk dediğimiz kişi 20 li yaşlarına gelmiş,hayatına kendince hedefler koymuş,fakat bizim her şeyi bilen ebeveynler bu işe karışıyor çocuklarını kendi çizdikleri hayatı yaşamaya zorluyorlar.tamam anlıyorum çocuğunun iyiliğini istiyorsun da,her şeyi iyi bildiğini nereden çıkarıyorsun ? senin doğrularının kesin doğrular olduğunu nereden çıkarttın ? ve maalesef aileler bununla da sınırlı kalmıyor.çocuklarının kişisel zevklerinin de kendilerininki gibi olmasını istiyorlar.örneğin kendileri x müziğini seviyorsa çocuklarına da x müziği zorla sevdirmeye çalışıyorlar çocuk kesinlikle y müziğini sevemez, ilk baştaki ud örneği gibi.ve tabii ki bu durum bazı aileler için geçerli,gördüğüm bazı aileler gerçekten bu konuda sinirimi bozmaya başladılar,eskiden ki bu çok eski bir zaman değil 10 yıl öncesi falan benim çocukluğum.aileler neredeyse hiç bir şeye karışmazlardı salarlardı bizi sokağa sabahtan,akşam geri gelirdik.tavsiye verirlerdi fakat zorlamazlardı.bu tür ailelere o zamanlar çok daha az rastlanıyordu,tabii ki vardı fakat bugün ki kadar çok değildi.bilmiyorum belki de öyleydi fakat bizimkiler ve birçok arkadaşım için durum farklı da olabilir.
      0haklısın. lakin bizim nesilin çocukluğu da fazla salık geçti. ben isterdim bi boxa falan yazılmak. ya da futbol oynamak. ama peder hic bi boka yollamadı. bari ingilizce kursuna falan yollasaydi. - dranzer 03.06.2016 15:48:48 |#2639506
      1sözlüğün twitter hesabında paylaşılası bir entiri, sonuna kadar okudum. güzel bir entiri olmuş. - rakunettin 03.06.2016 16:52:17 |#3300071
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlığa bastım artıyı ehehe ama güzel açıklamışsın babuş eline sağlık.
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    4. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      + basarken patlarsa sıkıntı büyük
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      spartacus bunu yapan en başarılı isim, çok net.
    6. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dün bir çocuk (akraba) gördüm, 5 yaşında yanlış hatırlamıyorsam, çocuk bildiğin robot. ses çıkarmasın diye tutuşturmuşlar eline telefonu, önüne gelen yemekleri yedirmediler çocuğa ya. kesin "onlar sağlıksız bi kere, ev yemeği iyidir" dediler. yemek de börek, tas kebabı, pilav ve patates. hatta bir bayram anneanneme gitmişler, çocuğa şeker de yedirmemişler. çocuk elini uzatınca anası hemen elindeki şekeri alıp şekerliğe geri koymuş. abi böyle bir diktatörlük ne ispanya gördü ne küba ne de diğer üçüncü dünya ülkeleri. hani istediğin şekilde bir robot yetiştireceksin ya, çocuk mütüşük olacak falan; önce o telefonu elinden almakla başlayacaksın. ben beş yaşındayken oyuncaklarımla oynardım, altı olunca play stationa geçtim (ama konumuz bu değil... şşş...) çocuk bu yaşta takmış gözlükleri garibim. bir de babası bey diyor "inşallah büyüyünce o da rakunettin abisi gibi olacak". diyemedim "bu gidişle ondan olsa olsa robot babür olur" diye. ben demokratik ortamda büyüdüm kardeşim, fevriliklerim mazur görüldü, kimse zorlamadı beni okuma yazma öğretmek için; 4 yaşında kendim çarkıfelek izleye izleye öğrendim okuma yazmayı. ingilizceyi dizi-film & oyunlardan öğrendim, dayatma yok. sınıftakiler çöp adam çizerken ben çoktan kıyafet giydirmeye başladıydım. psikopattım, çok kavga ettim. küçücük çocukken favori yiyeceğim (bkz: kokoreç) idi benim. tatlıya bayılırdım, halen de bayılırım. ev yemeklerini pek beğenmezdim (sorun bende, anamdır diye demiyorum muazzam yemek yapar). fakat bu kadar az müdahale ile (elbette ailem gerekli gördükleri yerde gereken müdahaleyi yaptılar ama daha çok öneri niteliğindeydi. öyle "şunu yapacaksın" "bunu yap amk maymunu" gibi şeyler demezlerdi. "şöyle yaparsan olur sanki" "onu böyle yapman gerekiyor" dediler, tavsiyelerine uydum ben de) onların hedefledikleri "çocuk"tan daha ileri düzeyde olduğumu düşünüyorum. çocuğu serbest bırakacaksın. öyle "şunu yeme" "bunu yapma" "al şu telefonu sessiz sessiz otur" "o öyle olmaz" demeyeceksin; küçücük çocuk gözlem yapamayacağı için deneme yanılma yoluyla öğrenmesi kendisi için daha iyi olur. hayır bir de çocuğun yaşamı söz konusu. çocukluk bildiğiniz üzere hayatın en önemli evresi, ağaç yaşken eğiliyor. sen ağacı yaşken sikip atarsan o ağaçtan hayır mayır gelmez. işin kötüsü mevzubahis insan; senin "yapma" dediklerini büyüyünce meraktan, asilikten gider dener, sonra çocuğun ipini tutamayınca sinir krizlerine girersin. bak veliye de zararı var bu işin. siz siz olun, veli olmakla diktatör olmayı karıştırmayın. tabi gerekli müdahaleleri de yapın, çocuğa yol göstermek velinin yükümlülüğüdür.
      2o veliler çocuk büyüyüp delirince de "biz çok iyi baktık, her şeyine dikkat ettik niye böyle oldu" diye ağlayan veliler bu arada - jaehaerys 11.11.2017 16:45:00 |#3593437