dün bir çocuk (akraba) gördüm, 5 yaşında yanlış hatırlamıyorsam, çocuk bildiğin robot. ses çıkarmasın diye tutuşturmuşlar eline telefonu, önüne gelen yemekleri yedirmediler çocuğa ya. kesin "onlar sağlıksız bi kere, ev yemeği iyidir" dediler. yemek de börek, tas kebabı, pilav ve patates. hatta bir bayram anneanneme gitmişler, çocuğa şeker de yedirmemişler. çocuk elini uzatınca anası hemen elindeki şekeri alıp şekerliğe geri koymuş.
abi böyle bir diktatörlük ne ispanya gördü ne küba ne de diğer üçüncü dünya ülkeleri. hani istediğin şekilde bir robot yetiştireceksin ya, çocuk
mütüşük olacak falan; önce o telefonu elinden almakla başlayacaksın. ben beş yaşındayken oyuncaklarımla oynardım, altı olunca play stationa geçtim (ama konumuz bu değil... şşş...) çocuk bu yaşta takmış gözlükleri garibim. bir de babası bey diyor "inşallah büyüyünce o da rakunettin abisi gibi olacak". diyemedim "bu gidişle ondan olsa olsa robot babür olur" diye. ben demokratik ortamda büyüdüm kardeşim, fevriliklerim mazur görüldü, kimse zorlamadı beni okuma yazma öğretmek için; 4 yaşında kendim çarkıfelek izleye izleye öğrendim okuma yazmayı. ingilizceyi dizi-film & oyunlardan öğrendim, dayatma yok. sınıftakiler çöp adam çizerken ben çoktan kıyafet giydirmeye başladıydım. psikopattım, çok kavga ettim. küçücük çocukken favori yiyeceğim
(bkz: kokoreç) idi benim. tatlıya bayılırdım, halen de bayılırım. ev yemeklerini pek beğenmezdim (sorun bende, anamdır diye demiyorum muazzam yemek yapar). fakat bu kadar az müdahale ile (elbette ailem gerekli gördükleri yerde gereken müdahaleyi yaptılar ama daha çok öneri niteliğindeydi. öyle "şunu yapacaksın" "bunu yap amk maymunu" gibi şeyler demezlerdi. "şöyle yaparsan olur sanki" "onu böyle yapman gerekiyor" dediler, tavsiyelerine uydum ben de) onların hedefledikleri "çocuk"tan daha ileri düzeyde olduğumu düşünüyorum.
çocuğu serbest bırakacaksın. öyle "şunu yeme" "bunu yapma" "al şu telefonu sessiz sessiz otur" "o öyle olmaz" demeyeceksin; küçücük çocuk gözlem yapamayacağı için deneme yanılma yoluyla öğrenmesi kendisi için daha iyi olur. hayır bir de çocuğun yaşamı söz konusu. çocukluk bildiğiniz üzere hayatın en önemli evresi, ağaç yaşken eğiliyor. sen ağacı yaşken sikip atarsan o ağaçtan hayır mayır gelmez. işin kötüsü mevzubahis insan; senin "yapma" dediklerini büyüyünce meraktan, asilikten gider dener, sonra çocuğun ipini tutamayınca sinir krizlerine girersin. bak veliye de zararı var bu işin. siz siz olun, veli olmakla diktatör olmayı karıştırmayın. tabi gerekli müdahaleleri de yapın, çocuğa yol göstermek velinin yükümlülüğüdür.