bugün
yenile
    1. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az önce fark ettiğim durum. bi duvar lan, sadece bi duvar altında ya da üstünde bambaşka insanlar, ruh halleri var. birileri tepinirken birileri namaz kılıyor, birileri sevda acısı çekiyor. kimse kimsenin umurunda değil. dünya'nın prototip özeti olarak apartmanları gösterebiliriz. adını hatırlayamadığım bir insanın tam hatırlayamadığım bir sözü vardı: "öyle bir gün gelecek ki aynı çatı altında bir köy kadar insan olacak ve aynı çatı altında hem yas, hem düğün olacak" diye. tespiti koymuş resmen.
    2. 25
      +
      -entiri.verilen_downvote
      söz konusu olan iğrençlik apartmanlarda değil. insanlarda. çocukluğumdan biliyorum. 8 katlı bir apartmanda büyüdüm ben. toplam 33 daire. 33 farklı aile. hatta a ve b blok olmak üzere iki apartman. toplam 66. biz çocuklar yan apartmandan sadece 5-10 aileyi bilirdik, büyükler hepsini bilirdi. şimdi de apartmanlarda oturuyoruz ne değişti? daha mı pis oldu apartmanlar, saçma.. insanlar pis, insanlar iğrençleşti. bayramların son günü apartman ziyareti olurdu önceden. öğleden sonra başlayıp, en sevdiğim programları kaçırana kadar daire daire gezdiğimi hatırlıyorum, ceplerim şeker dolu, baklavadan şişmiş halde annemi çekiştirip dururdum, "hadi gidelim artık!" hastası olanın ziyaretine, telaşı olanın yardımına, sevinci olanın kutlamasına gidilirdi. hatırlıyorum, küçükken yaptığımız yaramazlıklardan daha az azar yediysek eğer, sırf bu yüzden işte. yüz yüze bakan insanlardık sonuçta, babalarımız annelerimiz ahbaptı.. "bak babana söylerim seni!" şimdi insanlar tahammülsüz, hepsinin acelesi var. boşa gidecek beş dakikaları bile yok, aynı asansöre binmemek için kapıda oyalananlar, "aa dur şu gitsin de sonra çıkarım.." diye oyalananlar var sadece. kap kap yemeklerin "kokmuştur komşu." diye ikram edildiği devir yok. küçükken hiç bir şeyi canım çekmezdi benim koktu diye. eve geldiğim zaman masada olurdu, bizim eve ait olmadığı belli olan bir tabağın içinde.. instagram yoktu, telefonlar gerçekten sadece cep telefonuydu, gerektiği zaman kullanılan. sosyal medya yoktu. 10 yıl öncesinin dizilerini açın bakın yeter. kimsenin elinde cep telefonu yok, hatta insanlar birbirine ulaşamayıp meraklanıyorlar falan. şimdi herkes birbirine ulaşabilecek kadar imkana sahip, ama birbirini arayabilecek kadar samimiyetleri yok! apartmanların iğrençliği olur bak mesela, apartman iğrenç olur. insan olmaz, insan en mükemmel. dedim ya herkesin acelesi var, herkes en bencil ve en mühim. toz hep başkasında olur, apartmanlar iğrenç olur. yazık, ne denilebilir ki. çok şey denir aslında ama değer mi? apartmanlar güzeldi, insanlar güzeldi. apartmanlar daha gösterişli artık ama içleri boş. insanlar çirkin! vesselam.
      1emeğine sağlık - truman 01.05.2016 04:15:16 |#2622296
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      adam hakli beyler, dagilin.
    4. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ne kadar iğrenç bulunsa da apartmanlar, toplumumuzun kırsalında insanların birbirlerinin hayatına karıştığı, her düşündüklerini söylemekte hiçbir sakınca görmedikleri, gençleri ahlaksızlıkla suçlayıp her çarpık ve aile içi ilişkiyi yaşadıkları, kırsal (sözde anadolu irfanı) yaşamından daha güvenli gelir bana. Ben evimin etrafında güvenlik kamerası olmasını, kırsal yaşama tercih ederim. Bu noktada apartmanlarımızda eksik olan şey, apartman kültürüne sahip komşularınızın olmaması, evlerin küçük ve yetersiz planlanması ve daha çok daire yapmak uğruna işlevsiz, ışıksız, havasız alanlara dönüşmeleridir. Yoksa apartman yapıları belirli şartlar ve kültür düzeyi sağlanabilse ilk tercihlerimden biri olur. Ben ışıklı metropol şehrimde yaşarken, mahallemin daha sakin, daha nezih olmasını isterim. Ben yaşam alanımda güvenliğimi ve özgürlüğümü seçiyorum. (He keşke müstakil evim olsa ama güvenilir bir site içinde olsa, e o da mevcut şartlarda mümkün değil. Hayattan beklentilerin bokunu çıkarmaya gerek yok.) Kısaca bu noktada apartmanları güzelleştirmeye odaklanmalıyız. Bu noktada komşum, misalen örnek veriyorum, benim yeni astığım çamaşırlar varken içinde dünyanın pisliği olan halısını silkelemese, zorunlu durumlar dışında gürültü yapmasa, çöpünü poşetleyip apartmandaki ortak alanlara sıvı ve koku yaymadan konteynera atsa, tesisat yalıtım gibi ortak karar verilecek durumlarda insani yaklaşım sağlasa bana yeter. Yok ben ağlarken biri gülüyormuş buna takılırsam kafayı yerim. Ailem içerde gülüyorken benim sessiz sessiz odamda ağladığım çok oluyor. Kimseden dostluk, kaderdaşlık ya da ahiretlik performans beklemenin lüzumu yok. Bunu zaman geliyor sevgilimden, arkadaşımdan hatta ve hatta bizzat babamdan bekleyemiyorum. Alt kat komşumdan nasıl beklerim ki?