bir
reşat nuri güntekin romanıdır. şahane kitaptır. geçtiğimiz yaz okumuştum. romanda katı ahlak ilkeleriyle yaşamın acı gerçekleri arasındaki karşıtlık ve çatışmayı, bir baba ile evlat ilişkisi içinde anlatılıyor. şöyle ki;
olayın kahramanı ilkokul öğretmeni olan
zehra'dır. görevine çok bağlı, fakat yaşadıklarının ötürü biraz duygusuz/katı bir öğretmendir. babası
mürşit efendi hastalanır, haberi alan zehra, izinli olarak istanbul'a gelir. ama ne yazık ki babası çoktan ölmüştür. babasının bıraktığı anıları okuyan zehra, babasının, kendisini ne denli düşündüğünü, annesinin davranışları yüzünden bir yuvanın nasıl yıkıldığını, babasının içkiye alışmasının nedenlerini; iş hayatındaki aksaklıkların, ilkelerine düşkün bir insanı ne hale getirdiğini, babasının kendisini yatılı okula vermesinin nedenlerini anlar. yıllar sonra farkına varır ki; babası, yuvası yıkılırken kızını kurtarmak istemiştir. zehra, acımayı, bağışlamayı artık anlamıştır.
---
spoiler ---
akşam oldu mu şehir, bir kocaman kabristana dönüyor, yüreklere bir kasvettir çöküyor.
---
spoiler ---