yaşadığı hayattan fazlasıyla keyif aldığını hissettiğim kadınlardan birisi. hissetmemin somut bir nedeni yok tabi ki. hatta sadece televizyonda ya da internette kliplerini izlediğim bir insan hakkında atıp tutmam yersiz belki, biliyorum. ama bu kadın gerçekten keyif alıyor yaşadığı hayattan. ve yaptığı işten.
ne konserlerinde ya da röportajlarında takındığı ucubik tavırlar bilinçli bir pazarlamanın getirdiği pespayelikler olarak adlandırılabilir, ne de erkeklere düşkünlüğü bu kadının kadınlığından bir şey kaybetmesine neden olabilir.
her fırsatta götü sıkışıp, kendi zevksizliğini kamufle etmek için, "zevkler ve renkler tartışılmaz yea" argümanın ardına saklanan sığ zihinler bu kadının başarısını kıskanmakta. açıkçası yaptığı müziği öyle, "şunu bir dinleyeyim. dinlemezsem geberirim" ön cümleleri ile algılayıp dinleyen bir insan değilim. fakat farklı tavırları hoşuma gidiyor. eğreti durmuyor üzerinde. yakıştırıyor desem, yeridir. bu yakışma durumu, özenti bir kızın ağzında sırıtan bir küfüre karşın, içten ve ağız dolusu küfreden bir kadının içtenliği gibi.
yaptığı müziği müzikal anlamda göklere çıkaramasam da bu müziğini sunuş tarzı çok ama çok iyi. insanları şaşırtmanın tek yolunun farklı davranmak ve farklı gözükmekten geçtiği bir devirde, kendisi bunu başarıyla sergiliyor. farklı davranıyor. ve kendini farklı sunuyor. çünkü; farklı.
asla bir
madonna olamayacak, her şeyin bir haftada zebil edildiği şu boktan zaman diliminde. asla bir
tina turner veya
celine dion olamayacak. bunu o da biliyor. fakat, belki madonna hariç, diğerlerinin hepsinden daha çok keyif alacak yaptığı işten. ki alıyor da. ve bunu fazlasıyla dış dünyaya yansıtabiliyor.
(bkz: alejandro)