sözlük bana "böyle bir şey yok." dedi ama, böyle bir şey var diyerek başlığı açıyorum.
(hitap hassasiyeti olanlar
diş hekimi diye okuyabilir.)
(bkz: dişçi değil diş hekimi)
daha önce hiç
dişçi koltuğuna oturmamış, ağzını çene sınırlarını zorlayacak derecede açmamış ve çekim, dolgu, kanal gibi basit ama görece işkence anlarını yaşamamış insanların korkularını şımarıklık olarak görüyorum.
hele ki anestezi gibi hayati önem taşıyan bir işlemi gereksiz gören psikopat hekimlere denk gelmeyen insanların konuşmaya hakkı yoktur.
bizler, derinde yatan diş hikayelerimizle fobik ve saldırgan ruh halimizi desteklemenin verdiği mağrurluğu sonuna kadar kullanabiliriz.
ama "nereye kadar?" dedirtir bir süre sonra.
bu fobiyi yenmenin tek yolu
güvenmekten geçer. hatta öyle aciz ve savunmasız bir hal alır ki, kendinden çok karşındakine güvenmek zorunda olduğun tek andır. bu yüzden
mahalle kuaföründen sonra kuvvetli bir bağ kurabildiğin ilk kişidir dişçi. yeri gelecek azarlayacak, yeri gelecek bir kedi gibi canını acıtmaktan korkacak, yeri gelecek dik durup bu işin altından kalkacak. sen de o koltukta tüm pasifliğinle ona bir hayran kalacak bir sinir olacaksın.
bu inişli çıkışlı ilişkinin bir gün biteceği bilinciyle de hem rahatlayacak hem üzüleceksin.
(bkz: gözüme toz kaçtı)