kalp sızlatan anlar

mesela; neşet baba'nın türkülerindeki o girişler...

ben kalın montla bile üşürken apartmanda çalışan görevlinin küçük kızını kısa kolluyla dışarıda oturken görmek. o gün ağız dolusu küfredesim geldi be sözlük.

emre belözoğlu'nu başakşehir formasıyla görmek......

aklıma gelince bile kalbim sizliyor nasıl yazayım ki..

benim için günde 2 saatini ayırabilen bir insan şimdi bütün gününü bir kıza veriyor benden aldıklarınıda versin, mutlu olsun da ne diyelim

yapılan fedakarlıklara karşılık "yapmasaydın" cevabının alındığı an.

savaş ortasında kalan, büyüklerin ne yaptığından haberi bile olmayan, o masum çocuklar. kalpten başlar, göğüs kafesimi zorlar, burun deliklerimi sızlatır

çok kez sızlamıştır kalbim ama en hatrı sayılır sızıyı anlatacağım. sevdiğim kişiyle uzun süre konuştuk flört ettik sonra muhabbet kesildi ama ben ona çoktan geri dönülmez bir şekilde aşık olmuştum. sonraları şarkılar paylaşmaya başladı ismimin geçtiği şarkılar, fiziksel olarak beni tarif eden cümleler duymaya başladım ondan. sonrs bir gün öğrendim uzun zamandır sevdiği biri varmış ismimi, aynı, bana benzeyen biri üstelik onun için almış beni hayatıns ona benzediğim için. beni onun yerine koymuş sevdiği varsaymış bunları öğrendiğim an anladım aslında ben yokmuşum onun için, biz hiç tanışmamışız ve beni hiç tanımamış o an öyle bir sızladı ki kalbim bir an kalbimin kemikten olduğunu sandım tüm kemikleri kırılmış gibi bir sızı

zamanında aşık olduğum kız mesaj atmıştı sevdiği çocukla çıkmaya başlamış bana dedi bunu ben de hayırlı olsun demiştim ondan sonra benim ciğerden bir kokular gelmeye başladı eve itfaiye felan çağırmışlar yangın var diye

anlar mı sahiden?

onu çok severken ve başkasını gözün görmezken onun kendisini aldatan aşağılayan birine geri dönmesi. onun bi sözüyle sizi hayatından silmesi.

huzur evine gittiğimde ordaki insanların çaresizliği. bu dünyada öyle boş şeyler var ki. yaşadıkları kalbimi sızlatmıştı.

sizle konuşurken yüzde çatılan bi kaş oluşurken,başkasıyla konuşurken yüzünde kocaman bi gülümseme oluştuğunu görmek.

yüzünde maske olan 5-12 yaş arası çocukları gördüğüm an abi onlar kanser vb. hastalıklar için çok küçük be onların koşması eğlenmesi saçlarını taraması gerekiyor bir hastahanede oturduğu yerden ölümü beklemeyi değil

sikeyim güçlü kalmasını. benim en büyük kalp sızım,iki sevgili görünce iç çekip tütüne sarılmak. ah ulan deyip,seninle şöyle olamadık. öyle büyük sevdim ki bir daha kimsenin yüzüne dahi bakamadım. ne demiş livaneli, böyledir bizim sevdamız.

tekrar yaşanması imkansız anıları hatırlarken çok fena sızlıyor

16 aylık minik hastamın yanındakini annesi zannederken, sosyal hizmetlerden gelen bir bayan olduğunu duyduğum an. bebek sadece anne diyordu ama o kadar içten diyodu ki bizi bile inandırdı minik cadı.

kendi babanizi gorup tanimiyormus gibi yolunuza devam ettiginiz an

kavga ettıgın sevgilinle konulup barışmaya çalişirken sevgilinin arkadaşlarıyla kahkaha attıgını duymak..

severek ayrildiginiz kisiyi 6 ay sonra yeniden gordugunuzde sizi gormezlikten gelmesi

bi keresinde arkadaşımla bi yerde oturuyoduk. hemen karşımızdaki kaldırımda üstü başı kir içinde ama suratından masumiyet akan 2 küçük çocuk çömelmiş oyun oynuyodu. sonra yan masamızdaki adam ayağa kalktı yanlarına gidip daha küçük olanı kucağına alıp diğerinin elinden tuttu içeri sokup "ne istiyosanız söyleyin hadi bakalım" dedi ve elleri ile işaret ettikleri her şeyi aldı. sonra ikisini de suratlarındaki kirlere önem vermeden öptü. arkadaşımla birbirimize baktık ikimizin de gözleri doldu. dünyada böyle iyi insanların hala var olması çok güzel.

onun mezarına gittik bu sene de.ulan ayağımı çamurlaşmış yere doğru bastırdım ve tutmasalardı gidiyordum.abi mezarı zarar görmüş lan taşı kırılmış ama kimsenın umrunda değil sanki sahipsiz birinin mezarı gibiydi cunku onlarca mezarların arasından bir tek onun mezarı çökmüştü.kalbim sızlamadı aslında o an atmayı bıraktı benim.

annenin yaşlandığını farkettiğin andır

şehir dışında okuyorum aileme sürpriz yapmak için ilk giderken kimseye söylemedim evin ziline bastım babam evdeydi sarılır hoşgeldin kızım der diye tahmin ediyodum içeri girip kapıyı kapatmasiyla ağzıma sıçması bir oldu. niye geldin daha erken değilmi keşke gelmeseydin gelerek hata yaptin boş yere geldin daha kaç ay olduki gideli dedi daha birsuru şey söyledi bi baba kızını hiç ozlemezmi ya o onları söylerken sadece öyle baktım sonra dedim ben gitmişim gideli kaç ay olmuş beni bi kere nasılsın diye aramayan adam bana sarılıp hoşgeldin mi dicek odama çekildim gelsin cuvaralar gitsin ahmet kayalar insan özlemez de bu kadar mı özlemez ya bi hoşgeldin bile demedi çok koydu kalbim sızlamadı sikildi resmen ..

cumartesi günü babasını kaybeden arkadaşımın gözlerinden yaşlar akarak ben hiç babama seni seviyorum demedim demesı.

annem biyolojik babama hâlâ aşık. o adam, defalarca annemi aldattı. sürekli dövüp öldürmekle tehtid etti. sorduğumuzda reddetmesine rağmen gözlerinden belli. kırgın ama aşık. bir kadının, ona ne yaşatırsa yaşatsın aşık kaldığı adamın, kadını aldattığı sevgilisiyle nikah günü aldığını ve evlenip maceristan'a yerleşeceklerini öğrendiğı an benim kalbimi en çok sızlatan olay oldu bu gün. birkaç saat oldu ama yüzündeki ifade gözümün önünden gitmiyor.

gözlerinin önünde yakınının ölmesi

birinin ailesinden birini özellikle anne ve babasını kaybettiğini öğrendiğim an

arkadaşlarımla gezerken küçük bir çocuktan mendil aldığımda 1 lirayı öpüp başına koyması (bkz: utançtan gözleri kaçırmak)

eleştiriye bir kere izin verdiğinde bir daha onları asla durduramıyacak olduğunu anlaman.eleştiriye kapalı yaftası yemen ilişkilerini zedelemenin tek sebebi insanların çok fazla konuşmaları dinlenildiklerini anladıkları anda daha çok konuşmaları ve sözlerini söylerken hiç empati yapmamaları sonrasında aklında ki insan insana bunu yapmaz gaipten sesini duyman.

yalnız hissettiyorsun son zamanlar hatta baya oldu ben beni yalnız hissedircek birini napim sevgilim gibi değilsin artık demişti ben o an o mesajları okuyunca kalbim değil tüm vücudum sızladı