bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ingiliz yazar roald dahl tarafından kaleme alınmış ve 1964 yılında yayınlanmış çocuk kitabı. kitap, 1971 yılında willy wonka & the chocolate factory adıyla, 2005 yılında charlie and the chocolate factory adıyla olmak üzere iki defa beyaz perdeye uyarlanmıştır. hikaye, willy wonka ile charlie bucket'ın maceralarını konu edinir: charlie bucket, annesi, babası, iki ninesi ve iki dedesiyle tahta bir barakada yaşayan fakir bir çocuktur. çikolatayı çok sevdiği halde, ailesinin biriktirdiği parayla evlerine yılda sadece bir kez çikolata girer. kentte, charlie'lerin evinden bile görülen kocaman bir çikolata fabrikası vardır. dünyanın en ünlü çikolatalarını üretir. fabrikanın sahibi bay willy wonka, yaşlandığı gerekçesiyle, imparatorluğunu devredeceği bir varis seçmek ister. bunun için de yarışma düzenlediğini açıklar. charlie'de bu adaylardan biridir.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu soğuk kış gününde izlemesi çok zevkli olan bir film
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      filmde oynayan çocuğun kulaklarından türksat yayın yapıyordu,uyuz oluyodum ipneye.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      acayip güzel filmdi. başrolde johnny depp oynuyordu. tim burton filmi.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      güzel bir çocuk filmi. izlemek isteyenler için ufacık bir öneri çikolatasız izlemeyin. orada beni de görebilirsiniz (bkz: oompa loompa). genel olarak ise kötü kişisel karakterlerin klişe olarak kaybettiğini anlatan bir film. kitabıyla pek benzemese de filmi yapıcı ve eğlenceli.
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tim burton'un nevi şahsına münhasır hayal dünyasından çıkan çok eğlenceli bir film.
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kitabını 7-8 sene önce, 1 günde okuyup bitirmiştim. o zamanlar kitap okuma alışkanlığı neredeyse hiç olmayan biri olarak benim için çok muazzam bir kitaptı.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "gözünü hiç paradan ayırmadan soğuktan titreyen parmaklarının arasında sımsıkı tuttu. elinde tuttuğu paranın o anda onun için bir tek anlamı vardı: yemek. "
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      10 en fazla 11 yaşındayım sinema nedir bilmiyorum sadece televizyondan gördüğüm kadar işte. büyük bir ekran, karanlık bir yer, bir de koltuklar. okul tarafından haftada bir kez farklı beceriler kazanmamız için bi eğitim kurumuna götürülüyorduk. oranın da konferands salonu gibi bir yeri vardı. bir sinema için ne gerekiyorsa yapmışlar bi tek mısırımız eksik bir de görüntü kalitesi ee bi de kapatmaya çalıştıkları perdelerden giren ışık. projeksiyonla bu filmi yansıtmışlardı. o zamanlar gözümü kırpmadan izlemiştim. filmin konusu zaten bir çocuk için gayet ilgi çekici bir de ilk kez büyük bir ekranda izleyince iki kere hayran kalmıştım. ama filmin hepsini bitiremeden geri götürmüşlerdi bizi, daha sonra da televizyonda izlediğimde aynı tadı alamamıştım. ama hala daha bir yerde denk gelsem hemen yüzümde bi tebessüm beliriverir.en yakın zaman da kitabını okumak istiyorum.