hikaye devam ettirmece 2

düşünse ne fayda. annesiyle en yakın arkadaşını aynı yatakta başmıştı..

sonra olmaz la günah mk dedi kendi kendine

sonra faturayı ödemediği için suların kesik olduğunu farketti, sefaletine sövdü, muratti paketinden bir sigara daha çıkardı

attı sigarayı, eve en yakın büfeye gitti bi muratti istedi aldı teşekkür edip sahile indi

sikecem yapacağınız işi ya hayvan gibi şey yapıyosunuz diye geçirdi içinden sigaranın zamlandığını duyunca

yine de şu boktan günde daha boktan ne olabilir ki derken ygs kaydı yaptirmasi gerektiğini hatırlayıp yıkıldı

sonra vazgeçip hikayeye devam etti.

ama intikamın ucuz insanların küçük planı olduğunum farkındaydı, gün doğmamış ezan okunuyordu, camiye gitti

olsundu ameller niyetlere göre değil miydi diye geçirdi içinden

ama üşendi ve gidip yattı. bu saatte ancak korku hikayesi olur olm yatın siz de.

ama farkındaydı, gece gelen efkar vücudunu sarmıştı. sigarasını yakıp en sevdiği plağını taktı yerine. "bir kızıl goncaya benzer dudağın" çalıyordu.

tam bunlara odaklanmışken dışarıdan bir patlama sesi geldi. bir kez daha ve bir kez daha. ne oluyor lan diyerek pencereden perdeyi usulca kenara çekip ürkerek baktı. birde ne görsün !!!

havai fişekler patlıyordu. bir kutlama mı vardı neydi bu sevinç?

kutlamanin amina koyayim diye bağirarak ziplamaya başladi küfürbaz haydo misali...

yatağın üzerinde bıraktığı telefonunu almak için yatağa yöneldi. video çekecekti. o ışık patlamaları,o görsel zenginlik. elini telefona attı ve şarjın bittiğini görünce derin bir nefes alarak küfür etti. mutfakta unuttuğu şarj cihazını almak için mutfağa doğru ilerledi. elini şarj cihazına attığı anda patlama seslerinin altında bağrış çağrış seslerini farketti. apartmandan geliyordu sesler sanırım alt komşusu ibrahim efendi yine karısını dövüyordu. ama bu kez farklıydı bu kez boğuşma sesleri geliyordu. bir an kanı dondu. ne yapmalıyım diye düşündü. telefonla polisi arayayım aile içi mevzuya karışmayayım desede telefonunun şarjı bitikti ya. hem polis gelene kadar aşağıdan ölü çıkma ihtimali yüksekti. zaten son günlerde iyiden iyiye ayar oluyordu o ibrahime. bir hışımla açtı kapıyı ve aşağıya doğru inmeye başladı.

zıpladıkça kafası köhne evin rutubetli tavanına çarpıyordu

kuvvetli bir omuz darbesiyle kapıyı kırarak içeri girdi.birde ne gorsün kavga felan ortada yokmuş ibrahim karısını hunharca

tavan çökü verdi birden ve tavandan bir harita düştü yere

oda neydi bi harita. yuvarlak içine alınmış 2 yer vardı dedi bune amk filmlerde bi yerde işaret olur benim siktiğim şansıma 2 yerde işaret var

sonra karar verdi. hemen google maps'ten haritadaki yerleri bulacaktı. ama telefonunun şarjı yoktu. şarj aletini de komşu rıfat abiye vermişti ve geri istemek için saat çok geçti.

mülayim abiyi aramisti. mülayim abi telefonu açtığında ona "50 kuruş varmi lan tirrek" demisti ve son para kaynaginida kaybetmisti napicagini bilmiyordu. sinirden kendine hallenmeye baslamisti.

sonradan fark ettiki uç uca gösterilen yerler dünyanın şeklinden dolayı aslında yan yanaydı aynı amerika ve rusya'nın sınır komşusu olması durumunu sonradan öğrendiği gibi bi şaşkınlıkla bununda aynı olay olduğunu anladı

sonra ptt soymaya karar verdi hem güzenliksiz hemde artık banka gibi çalışan bir yerdi onun için

bu utanca dayanamayıp olduğu yerde sıktı kafasına ve edebi hayata intikaal etti

ptt deki herkes şok olmuştu. bu kadar salak bi soyguncu görmedim diye yarıla yarıla gülmeye başlamışlardı. sonunda ptt deki dayı al şu parayı siktir git polis çağırmadan demişti. demek ki bu ülkede salaklık prim yapıyordu. şimdi oraya gidecek kadar parası olmuştu...

birden irkildi ve hayallere daldığını farketti.ölmemişti yaşıyordu.

sonra dedi ki sikerim ben uyuyorum

seksen gün fazla gelirdi ya sonuçta türk dü bu 2 hafta da hallederdi

az gitti uz gitti dere tepe düz gitti ve belki aylar belki günler sonra hayallerine sonunda kavuşmuştu gideceği yere varmıştı bir ağacın altıydı tamda haritada gösterilen geçti ağacın altına ve bir sigara yaktı ve kazmaya başladı bir de ne görsün 'aman tanrım' didi

jandarma gelmişti.ibne köylüler şikayet etmişti jandarmaya

kazdığı yerden iki kadın cesedi çıkmıştı bunu gören jandarma bizimkini etkisiz hale getirdi "ben mi öldürmüşüm? niye mi öldürmüşüm?" diye bağırmaya başladı..

dört kere hacca gittim aha dayıya sor dedi ama nafile

yapılan sorgusunda masum olduğu anlaşıldı. serbest bırakıldı ama jandarma kıdemli başçavuş vecdi ona uyuz olmuştu kuş uçmaz kervan geçmez bir ormanlık arazide bıraktı. nerede olduğunu bilmiyordu. garip uğultular sesler geliyordu. sonra aniden korkunç bir ses ona

evet evet resmen böyle diyordu o ses ona "yarrağı yedin oğlum" diyordu. biraz ayıp konuşuyordu ama. diyordu işte. -sonra neden biliyor musun ? hayır tabi ki dedi bizimkisi. -arkana bak bizimki arkasına döndüğünde dehşete kapıldı. bu gördükleri gerçek olamazdı. ama oradaydı işte. tüm hiddeti ve dehşetiyle karşısında duruyordu.

gerçeği yaklaşınca farketti.gelen gargamel değil şahin k idi.

ekibiyle beraber halay çekmeli konu yaparak geliyordu hemde. üstü çıplak.altında sarkmış kahverengi külotuyla ta kendisiydi.

ve daha sonra şahin k ve çekim ekibine karşı daha fazla güçlü kalamayan bakirimiz daha fazla karşı koyamadan oracıkta

oracıkta çöküp namaz kılmaya başladı. bir umut bir çare son anda imana gelmişti. sonra birden beyaz bir ışık gördü

o kadar şeyden sonra birde bu foşşiklerin eline düşmeyeyim diyerek bir gayretle kalktı. ve karanlık ormanın derinliklerine doğru koşmaya başladı.

hayır hayır o toros zannettiği aslında rr(rangerover)dı rr gitgide yaklaşıyordu efkarlı bakirimiz korkarak beyaz rr a bakıyor ve başına geleceklerden habersizdi rr durdu ve içinden takım elbiseli münasıp nur yüzlü adamlar inip onyu arabaya aldıklarında çoktan bayılmıştı ve uyandığında

bu olanlar onu çok acıtırmıştı hiç düşünmeden iskendere yumuldu sok kaşıgı aldıp geriye doğru yaslandığında karşısında zebellah gibi up uzun takım elbiseli bir adam gördü yüzünden nur akıyodu adeta

boğazın kurumuştur yeğenim al bir bardak su iç dedi yaşlı adam

oysa suyun içine şap atmıştı yaşlı adam.

ama suyu içmedi çünkü niyetliydi

dumanı her icine cektiginde, bir kere daha dedi lan neden ben diye.

bu pis pis gülerken bir de ne olsun

yaşlı adam birden konuşmaya başaladı "ben senin babanım oğlum yıllardır seni takip ettim hep kötülüklerden korumaya çalıştım anasını satıyım nerde bi pislik nerde bir bela sen ordasın oğlim sen hayırdır"

babasının tek bir açıklaması vardı beni hikayenin başında kapıcıyla bastın hatırlasana dedi

çocuğu o arada şans eseri biri izliyordu yakışıklı çocuksun deyip yeni dizisinde ona bir rol teklif etti

dizi film derken konulu değil.