devlet başkanı olunca yapılacak küçük şımarıklıklar

ben en fazla sırtım kaşınmadığı halde sırtımı kaşıyın derdim. elin oğlu ise; (bkz: moritanya devlet başkanının sıkıldığı maçı yarıda kestirmesi)

bu başlıkla ilgili çok fantastik fikirlerim var aslında ama şuan aklıma gelmedi geldikçe editleyeceğim çünkü ennn sevdiğim konu. ha %100 maçı yarıda keserim.

fikirleri hoşuna gitmeyen, sevmediğin kim varsa bir şekilde susturmak ya da içeri tıkmak. ama pardon bunu başbakan ya da cumhurbaşkanı da yapabiliyordu demi! o zaman çok da şart değil demek bu başkanlık sistemi.

dışişleri bakanı'nı "oğlum git bak bakayım ben orda mıyım ?" diyerek madagaskar'a göndermek

maliye bakanı'nın tüm uçuş biletlerini ekonomi sınıfından kesmek

sırf gidip okları almaya üşeniyorum diye dart oynayamıyorum şu an, makam odamda sürekli dart oynar okları birilerine getirttirirdim.

güçsüz bir afrika ülkesine savaş açıp, uçaklarla yemek atıcam bomba yerine. bende şımarıklık olmaz olsa bile insani şımarıklık olur. (bkz: nimetle şaka olmaz)

balkon konuşması sonunda 'dans' diye bağırıp tiesto açabilirdim

sekreterimi sikerim, bütün bayan bakanları ve millet vekillerini sikerim hatta bayan olan herkesi sikerim ülkedeki

kaldığım mütevazı mekanın (en az 1000 oda) sınırlarını biraz (bir ilçe kadar) genişletip milletten kaldıkları ev için kira (!) isterdim. birde halkı organize ettirip uyandığım zaman balkona çıktığım gibi ''günaydın başganım'' diye bağırttırırdım. küçük bir şımarıklık işte.

elektrikler gidince "oley muhabbet edicez" diye sevinen bir insanım devlet başkanı olsam.haftanın bir akşamı tüm televizyon yayınlarını ve interneti kapattırırım(gerekli şeyler hariç). ambiyans oluşturmak için belki her kanalda ayrı ayrı sesler ve görüntüler olabilir.yağmur, çıtırdayan bir ateş, kalabalık gürültüsü v.s. böylece insanlar haftada bir gün de olsa birbirlerinin yüzüne bakıp muhabbet edebilir veya kitap okuyabilirler.

tff'yi basıp anadolu takımları aleyhinde hata yapanı yakarım deyip kapıyı çarpar çıkarım

okulları tatil etmek