allah'ına kurban lan!
redo ile birlikte yaptığı 64 bars o kadar muhteşem ki; anlattığı hikaye gözlerimi yaşarttı.
64 bars
---
spoiler ---
kaşmir ceketli bi' yazar, toprak yolunda bi' köyün,
her şey yavan, her şey son derece kötü
hava 10 derece falan, güz yazdan çok verecek ödün,
tabii ki iyi havalar emanet, tabii ki zor geçecek ömür
yorgundur, girmiştir bi' başına kavgalara gönül
ama yazar, atar içindeki alevli mavralara kömür
bilir ki güç olacak, korkacak, hatta patlayacak ödü
boş yere savaşıp duracak ve günün sonunda almayacak ödül
içinde sonsuz bi' heves, göğsünde yorgun bi' öküz
ensesinde korkunç bi' nefes, neyse ki olgunca özü
zaferi bozgunda yitirmiş olsa da hâlâ sonsuzda gözü
yazar doğru bildiğini, dilemez kimseden korkup da özür
ve şehir çağırır, adama yollar görünür, istanbul kıyamet...
cebinde cephane laflar götürür
savaşır etmez şikayet, yüzündeki kaslar gerilir,
bilir ki her savaşan kazanamaz fakat kaçan herkes yenilir
belki de insan bu savaş olmadan değersizdir?
kim bilir belki denememek yenilmekten değersizdir?
der; belki de insan,
etse de inkar, etse de bazen tanrıya isyan
dayanıp beklerse baharları gelir elbet nisan
inanır sabırla, dayanır o yüzden, diler ihsan
ama dilenmez kimseden insaf
hâl böyleyken kapanır kapılar yüzüne
bu yaban şehirde herkes yalnızdır çünkü
geceyi sever ama gece biter bu minvalde
pek arsızdır gündüz
der ki; ne fark eder, yansın yer
zaten yangındır cürmüm,
yalnızdır kürküm
çıkar istiklal'de bi' tur atar,
anlamadığı diller ve sesler vardır,
kalabalık içinde duramaz,
içinde kıymetsiz yoğun hisler vardır.
bi' yanda müzik, bi' yanda eylem,
bi' yanda dilenen sabiler,
garbın umursamazlığı yakar ciğerini,
şarkta hep gidişler vardır zaten,
bu coğrafyada bitişler vardır,
sebebini anlayamaz,
işin içinde başka pis işler vardır,
büyük caddelerden geçer,
umrunda olmaz paradır, maldır
kolay gidişler geniş geniştir,
dönüşler hep soğuk ve dardır zaten
der; bana zorluk yardır zaten,
her güzelde zorluk vardır zaten
daha yürürüm yazarım der,
malum dolmadı vadem
der; "yalnızsan karanlıklarında bu acımasız şehrin
ya kal savaş ya da yenil, durma çek git
ne senle fazla olacak, ne sensiz eksik
anlamsız restin"
der; belki de fazla
belki de fazlayı sevmek gerek, yetinmemek azla
taş olmak, bi' başkası adına sevinmemek asla
yukarı çık der, en yukarında derinlere rastla
arkana yaslan
der; bu kadarı fazla
der; ya ben deliyim, ya da geri kalan herkes hasta
kıştan bıktım bahar bile kesmez artık ne haber yazdan?
çok gittim zannetim meğer az gitmiş azdan
kaybolmuş hazlar
benim huysuzluğum hep yastan
biri der çalsın sazlar,
biri der yar kalsın, kasma
isyan etmen boş, çok sıkmıyorsa dostum tasman
adam der; "ters bana bu, ben bile bile ruhumu asmam,
sana iyi şanslar"
ee yani şehirde kendine bi' yer bulamaz naçar
yarısı emanet yaşıyordur kalanların, yarısı kaçak
sakinlerinin her yanı yara bere, her yanı faça
her gün yeni bi' darbe vurur şehir ve sarar başa
aklı olan burada duramaz paşam
burada duramaz kaçar,
çünkü kendinden vermeden kuramaz yaşam
adam der döneyim köyüme, beni buralar aşar
ve böylece bu öykü burada biter, eyvallah
bu adam kaçar...
---
spoiler ---