yapılmış en aptalca dalgınlık

kavanozun dibine şeker toplamış olan balı bozulmuş diye çöpe attımdı bilmiyorum tabi o zamanlar bal bozulmaz kardeşim ballı süt istemiş annem bal aramış yarım saat sonrasında bana sorunca bende bozuktu attıım dedim demez olaydım terlik ve bağırtı şov meğer balı babam özel olarak getirtmiş ayder balıymış

1.sınıftayım ilk haftalar daha, annemi çok özlemiştim öyle dalgın dalgın onu düşünüyodum sonra bi anda nasıl daldıysam annemi öpesim gelmişti yanımda oturan çocuğu annem sanıp öpmüştüm :(

fakatmuzeyyen, bir arkadaşıyla telefonda konuşmaktadır. o sırada aklına nerden eser bilinmez ama telefonundan bir şeye bakması gerektiğini farkeder. kulağında telefon, koltukta deli gibi debelenerek telefonu aramaya başlar. hatta karşıdaki arkadaş da kendince tavsiyelerle bu aramaya ortak olur. "mutfakta bırakmış olmayasın" gibi. yaklaşık 10 dk tüm ev dolanılır, her yerde telefon aranır. ve bir anda sağ eliyle telefonu tuttuğunu, dahası telefonla konuştuğunu farkeder. konuşulan kişiyle karşılıklı kendilerini, ve az bulunur cinsten salaklıklarını tebrik ederler.

elimi yıkamak için banyoya girdim ve lavabonun yanında duran şampuanla elimi yıkadım. sabun olmadığını elimi duruladıktan sonra anladım

buzdolabına koymam gereken suyu her defasında unutup yanındaki dolaba koymak

duşa gözlüğümle girmiştim..

zincirlikuyu metrobüse gider mi diyeceğime mincirlikuyu zetrobüse gider mi demiştim

goz makyaj temizleyicimle asetonum aynı renkti. bilin bakalım gözümün ojesini neyle çıkarttım 😑

az önce mutlu mesut şekilde resim yapıyor, bir yandan da çayımı yudumluyordum. bir aralık kalkıp mutfağa gittim. sonra masaya dönüp ve çayımdan bir yudum daha aldım. tam bardağı masaya bırakırken, gözlerim çaya bandırmış olduğum 3 adet fırçayla buluştu. tamam, en aptalca dalgınlığım sayılmaz ama ilk beşe rahatlıkla giriş yapabilir. hem boyanın tadı çok kötü de sayılmazmış açıkçası.

is çıkışı metroyla halkapinara gidip oradan karşıyakaya geçmem gerekirken, metroyla fahrettin altayda bulmuslugum var kendimi

antrenmandan çıktım yorgunluktan ölüyorum tek başıma oturuyorum otobüste öyle uykum var ki en sonunda dayanamadım uyudum başım birinin omzunda omuz da sürekli hareket ediyo en sonunda dedim emire bi dur uyuyamıyom gözlerimi bi açtım amca ters ters bakıyo o zamandan beri hep cam kenarına otururum ya da hiç oturmam

çoraplarımı kirli sepeti yerine çöp kovasına atmıştım. gerçi çöpten de farksizdi da neyse.

yemek almistim okuldayken iste yemek çöpünü atacaktim diğer elimde de param vardı bilin bakalim hangisini çöpe attimm 😇

uykusuz kalmış bünyenin de etkisiyle, evi toplarken ele geçen bir adet tişört ve teki kaybolmuş çorabı alıp, klozete atmam. çok sonradan farkettim attığım yerin kirli sepeti olmadığını.

babama annem nerde diye mesaj atcaktım t9 anan diye çevirmiş anan nerde yazdım 30 kere aradı

üniversiteye hazırlandığım sene deneme sınavında sosyal bölümünü çözmeyi unutmuştum.

birazdan alırım diyip buzluga konulan kolanin ertesi gün buz halinde almak

arabada köye giderken önümüzden hızla gelen jipe bakakalmak hiçbir şey söylememek,hareket etmemek.malım lan ben. ölecektik ablam bağırmasaydı

sanırım kardeşimin diş fırçasıyla dişimi fırçaladım. hayır renkler bir değil gayet benimki ordan bana bakıyor nasıl böyle saçma sapan bir şey yapabildim bilmiyorum. neyseki erken fark ettim.

bi gün o kadar mutluyum ki. o mutlulukla beraber nası helaya gitmem gerek, nası ihtiyacım var. neyse gittim klozete. soğuk da zamandı. laap diye bi oturdum kapak açık değilmiş. nası dondu neticem anlatamam. mutluluk da kursağımda kaldı.

lisede yurtta kalıyodum. okulla yurt içiçeydi. sabah erkenden kalkıp kahvaltı yapmış sonra dalgınlıkla pijamalarımla okula gitmiştim. bahçeye girdiğimde iki kişi vardı sadece. gülmeye başladıklarında farkettim rezilliğimi. hala bahçede çok kişinin olmamasına şükür ederim :d

babamın bilgisayarı biraz kasıyordu ben de dedim format atalım ben de "winston" 7 cd si var evet winston dedim. babamın dik ve umarım yanlış duymuşum bakışlarıyla konuyu değiştirmem bir olup oradan uzaklaştım. edit: sigara içtiğimi bilip ama kabullenememe ve gördüğü zaman azıma sıçtığı dönemler de geçen bir anımdır

sınavdan çıkmıştım çok uykusuz ve yorgun bir haldeyim gelip eve uyudum. ev telefonuna uyandım annem arıyor evde su yoktu sen söylersin ben gecikeceğim diyor. tamam diyip kapatıyorum. çeviriyorum bir numara, sözde sucunun numarası ezberimde içeri gidip bakmaya tenezzül etmiyorum. alo diyerek açan sese, bu adrese bir su istiyoruz diyorum. tamam efendim diyor böyle karşı taraf gülerek. iyi günler diyip kapatıyorum. bekle bekle su yok ortada, annem geliyor su nerede diyor ne biliyim nerde. gidiyor kendi arıyor, adamlar sipariş gözükmüyor demiş bir de oldum mu şizofren. vallahi aradım tamam efendim dediler duydum diyorum ama evde tıklayan yok. birkaç gün sonra bir arkadaşımla buluştum. geçen gün birisi beni arayıp su istedi işletiyor muydu kafası mı güzeldi anlamadım dedi kız. kafası güzeldir onun uyku sersemidir o yazık kimin çocuğuysa dedim ben de ne diyim. meğer hafızamdaki numara onun ev telefonuymuş.

balkonda sigara içip telefonla ilgilenirken, sigaradan son dumanı alıp sigara yerine telefonu atmak.

geçen sene yaylaya çıktığımızda abimle eşyaları toplarken birden babam acele ettirdi telefonu attım bagajın üst rafına ucunda da selfie çubuğu takılı, abim bir hışımla bagaj kapağını kapatmasıyla benim ''abiiiiii'' diyişim ve telefondan gelen çatırtı sesi allahım :( 15 gün telefonsuz kalmıştım çok sancılı günlerdi ..

metrobüste telefonda konuştuğun kişiye çok trafik var demek

yazacağım mesajı dalgınlıkla hocanın sorduğu soruya cevap verir gibi söylemekti sanırım. "ya nerden bileyim kankacım sen de soru sorup durma"

bugün farkettiğim üzere ekle çıkar haftasında mal gibi almayı unuttuğum ,okulumu 1sene uzatabilcek bir dalgınlık "bitirme projesini" almamışım. hayatımın en büyük mallığı inş. öğrenci işleri verdiğim dilekçeyi onaylar. :(((((((

yumurtaya tuz yerine şeker atmak, ardından tuz ile nötrlemeye çalışmak.

unideki ilk yıllar arkadaşlarla şehrin merkezinde ev tutmuştuk işte taşındık alışmaya çalışıyoz falan karşı komşu teyze vardı bitane çok iyi insandı (genelde öğrenciyi sevmezler malum) müthiş karşıladı bizi yavrum ihtiyacınız olursa söyleyin falan tatlı yapıp vermeler falan neyse bu teyzenin 2 tane de bebesi vardı bi ara biriyle asansörde karşılaştık yukarı çıkıyoruz abla da kapıda bekliyormuş abla dedim maşallah torununuz mu ?! bi anda bi sessizlik aq dalmışım başka bisey de diyemedim teyze zaten şok sonrasında her karşılaştığımızda utanmıştım

az önce biber kızartmak için doğradım acıymış. o elle birde gözüme lensimi taktım allah belamı verdi galiba sözlük :d

terliklerimle dershane yolunun yarısını yürümüştüm bakın o kadar giyinmişim saçım başım yapılı ayağımda ponçik bir terlik,şükür ki dershane ev arası yakın da hemen geri dönüp ayakkabılarımı giydim...

bana sürekli sevgili olalım diyen ve benimde kabul etmediğim çocuğa günaydın yazarken bi anda otomatik kelimelerden aşkımı seçmem ve günaydın aşkım diye mesaj göndermem gönderdikten sonra durumu farketmem... çocuğunda ondan hoşlanmaya başladığımı düşünmesi ve hala çıkma teklifini kabul etmememin sebebinin naz yaptığımı zannetmesi

südyensiz ve terlikle okula gitmek

öğretmenime sınıfın ortasında bağırarak (bkz: "ne var oğlum ")demiştim allahtan beni severdi

karanlık odadan çıkarken lambayı yakmak.

yan yana dizilmiş küçük dukkanlara tek tek girip bir şey soruyorduk yine birinden çıkıp birine girdik girerken son ciktigimiz dükkan hakkında dedikodu yapıp bide üstüne girdiğimiz yere orayı kötüledik sonra kafamizi kaldirdik son ciktigimiz dukkandaki adam karşımızda duruyor meğer dukkan iki kapılıymış anasını satim nasıl geri çıktığımı bilmiyorum

milletin snapini yanlışlıkla ss almak ya böyle alışkanlık yerin dibine batsın

eski evimiz müstakildi ve oldukça büyük birde bahçesi vardı. masa sandalye atmışız bizde akşam yemeklerini orda yiyip arkasından semaverde çay içiyoruz. yine her zamanki gibi yemeği yedik cümbür cemaat oturuyoruz. espriler kahkahalar havada uçuşuyor falan. küçük teyzemin esprisine hunharca güldükten sonra random attım demek yerine condom attım dedim. ardından bir sessizlik oluştu ailenin tüm üyeleri cinayet zanlısıymışım gibi bana bakıyor. masadan nasıl uzaklaştım bilmiyorum

her sabah olduğu gibi okula gidiyorum. otobüsteyim ve kulaklık kulağımda müzik son ses bangır bangır :) neyse gelen müziği beğenmedim telefonu çıkarıp güzel bir tane seçeyim dedim elimi cebime sokmamla cebim benden uzaklaştı sonra bir baktım meğerse yanımda ki kızın cebine sokmuşum elimi ahxksjxk

is yerinde çalışan kadına profil resminizdeki çocuğunuz mu demiştim.kadın eşim dedi....sivamayayim diye düşünürken cok gencsiniz dedim sizca kac yaşındayim dedi 42 dedim baksan 50 derdim nezaketen 42 de bıraktım..kadın 36 dedi nabız yok tüyü diktim.

geçen gün yemeğin parasını ödemek için adama kredi kartı yerine otobüs kartı vermiştim..

kafede oturdum tek başıma çay içecem. çalışandan bir bardak çay istedim çayı getirdi bıraktı önüme. neyse elimde de telefon var o günün maçlarına bakıp analiz yapıyorum. ama nasıl dalmışım. şu dışı kağıt kaplı şekerler var ya. onlardan iki tane aldım elime kağıtlarını yırtıp çayın içine şekerleride küllüğün içine atmışım.

geçen sene çok yoğun bir göğüs servisinin ardından hastane kantininden birşeyler alıyoruz arkadaşla,aldım parayı verdim ağzımdan "geçmiş olsun" çıkıverdi. kantindeki abla baktı yüzüme bir tebessüm bıraktı. bende mahçupça bir ifadeyle salladım kafamı...

lens taktığını unutup gözlüğü de üzerine takmak.

anatomi dersinde esneye esneye hocayı dinlerken,sınıfa telefona bakıp ağır ağır yürüyen kırmızı montlu bir çocuk girdi. telefona ne kadar yoğunlaşmışsa sınıfa girdiğinden bir haber. sonra ayıktı sanırım bir elini havaya kaldırarak geri geri çıktı sınıftan. uyumayıp dersi dinleyenler arasında bir kahkaha koptu. anatomi dersinde bile bizi güldüren kırmızı montlu aziz insan,teşekkür ediyorum sana.

kapağı kapalı su şişesinden su içmeye çalışmak

biletini aldığın konserin gününü karıştırıp konsere gidememek, hala aklıma geldikçe kendime sövüyorum.