bugün
yenile
    /
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Uzun zaman sonra yaşadığımı hissettim geçen gün. Korku, mutluluk ve heyecanı aynı anda yaşadım. Ama işin garip tarafı ölüme en yakın olduğum andı "yaşıyorum" dediğim zaman.
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      oyun değil ki.
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir.Çoğu insan sadece varlığını sürdürür...
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu aralar ölmekten hazin gelmeye başladı
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok güzel şey aslında. hele bir de genco erkal gibi bir ustadan bu nazım'ın enfes şiirinden okuduğu şahane performansı dinledikten sonra insanın hayata dört elle sarılası geliyor.. fazıl say; sana ayrı parantez açmak istiyorum. sen çok çok büyük bir üstatsın.. yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. (bkz: yaşamaya dair) içinizdeki çocuğu, umudunuzu, sevincinizi, korkunuzu, hevesinizi ve de neşenizi hiçbir zaman kaybetmeyin. mutlu olmak bazen küçük şeylerde gizli olabiliyor, önemli olan görebilmekte..
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eşit şartlar sağlandığında güzel olacağını düşündüğüm; özünde, üreme sonucunda ortaya çıkan herhangi bir canlı form gibi bir şey aslında yani sanırım tanımlamak da çok önemli değildi aslında. ama yaşamak sadece insana özgü olmadığından böyle bir giriş yapmak istedim dünyada bir sürü mahvolmuş insan hayatı var. özellikle her an daha da kötüye giden bir dünya düzeni ve insani duyguların tam ortasındayız (aslında bana kalırsa sonuna geldik) birkaç entrimde sağlık sorunlarımdan bahsetmiştim. söz konusu entrilerdeki gibi uzatmayacağım sorunları. sadece beni yaşamaya iten şeyin şahsiyetim olduğunu söylemek için yazıyorum bütün bunları. gündelik hayata ayak uydurmayı geçtim, uyumak amacıyla gözlerimi kapadığım her anda kalp atışlarımı duyup, korkuyorum. ve bu beni uykumdan mahrum ediyor. bütün bu çarpıntı, korku anları geçtiğinde çok mutlu oluyorum. düzgün bir nefes alabilmek beni mutlu ediyor. çünkü hayatta kalıyorum ve ben olabildiğim için, ben olmaya devam edebileceğim için mutluluktan gözlerim doluyor. kesinlikle çocuk yapmayı düşünmüyorum ama yaşamak çok güzel
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nefes alıp vermektir tabi buna yaşamak denirse :(
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Pek az insan yaşar, çoğu sadece var olur.*
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yaşamak içimden gelmiyor artık...
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en güzeli, “kendin için” yaşamak.
    11. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Nefes alıyorum sadece… Buna yaşamak denirse…
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Buna yaşamak diyenin ta amına ben koyayım. Bi bok oldupu yok dümdüz duruyoruz zaman etrafımızda akıp geçiyor.
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    14. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Buraya bir sürü güzel şey, bir sürü kötü şey, birtakım mucizeler ve yaşamak dedikleri oyun hakkında söylenmemiş her şeyi yazmışım gibi okuyun. Ben yazdım yazdım sildim çünkü. Başka zaman konuşuruz bunu. --- spoiler --- Sabah şairin üstüne saldırıyor yaşamaktan bir güneşle kaplanıyor onun kalbi onun kalbi topraktan sıyrılıyor aşk dahi sıyrılıyor topraktan gözlerini tanıyorsunuz: çaylak sürüleri beyni: aç kuşlardan bir ambar. Bir kıyısına ilişmiyor dünyanın Allah'ın ve devletin dibinde insanlar onu barutla karıştırıyor ve zerdali çiçekleriyle. Ahali kapısını taşlıyor onun onun için develer kesiyor halk aşka ve kavgaya aydınlık getiren kalbi topraktan sıyrılıyor. Ben topraktan sıyrılıyorum buğular ve aşiret rüzgarları kanımda. Arklardan gece vakti sular kaç zaman ayaklarıma yaslı bir selam gibi dokundu kopartılmış yapraklarımdan ibaretti hüzün dedim rahmet yağar ben yürürken gece benim ardımda taşıdım kara gençliğimi dağların damarında hep döşümde yaratkan, patlayıcı bir kimya beynimde hep manalı bir uçurum. Benim hayranlığımdan inlerdi şehir ben atlara ve uzaklar hayrandım kendi ehramlarını bile tanımayan kadınlar ansızın patlak verirdi baharda. Dudaklarımda çürükler vardı dağ çiçeklerinden ötürü. Irmaklara salardım kendimi ruhumda kaynar adımlarla gezinen dünya bana hain sevgilimdi. Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim Yürüsem rahmet boşanacak. ve sana bir karşılık vereceğim Sana bir karşılık vereceğim toprağı deşen boğuk sesimle sana bir karşılık vereceğim amansız kum fırtınası altında sana bir karşılık vereceğim birbiri üstüne yığılırken günler ey taşan suların imkanı ey taşan suların bekareti sana bir karşılık vereceğim. --- spoiler ---
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: kezzo'nun taze şarkısı. bu kadar seri şekilde bu kadar enfes parçalar üreten bir başka isim daha yok dünyada. iyi ki varsın sesine yandığım, sensiz bu dünya daha bi' çekilmez olurdu. yaşamak
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hani derler ya; Ben sensiz yaşayamam,diye. Ben onlardan değilim. Ben sensiz de yaşarım; Ama seninle bir başka yaşarım. (bkz: nazım hikmet )
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      insanoğluna verilmiş en büyük ceza. yaşamak ve bir şeylerin gözümüzün önünde yok olmasını izlemekle lanetlenmişiz resmen. güzel olan her şey değişip kayboluyor ve biz bununla yaşamaya devam etmek zorunda kalıyoruz.
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yapamadan ölmek istemediğim eylem.
    20. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kan ter içinde yeni atandığı köy okulundan evine yürürken mezarlık korusundan gelen esinti ile “Bu sıcakta şu kara selvilerin altında serin serin yatmak güzel olsa gerek” diye düşündü genç öğretmen. Sonra da bu düşünce ile ürperdiğini fark etti. Mezarlara bakınca sınıf farkının, zengin ya da fakir olmanın toprağın altında olmasa da üstünde hala devam ettiğini fark edip insanlık için bir kez daha üzüldü. Tüm bu düşünceler ile bir mezar taşına yaklaşırken iyice yavaşladı; “Fatma kızı Ayşe 5 yıl yaşadı” Diğer mezar taşlarına da göz gezdirince şaşkınlığı iyice arttı; “Ahmet oğlu Mustafa 3 yıl yaşadı” “Sevgi kızı Aylin 7 yıl yaşadı” Bütün mezar taşları gencecik ölen insanlara aitti. Peki o köy kahvesindeki onca yaşlı insan kimdi ? İçini kaplayan büyük merak, şüphe, şaşkınlık ve hafif bir korku ile doğruca kahveye koştu. Bütün gençler, ihtiyarlar aynı yorgunluk ve kabullenmişlikle oturmuş çaylarını içiyorlardı. Muhtar ve masası öğretmeni telaş içinde görünce genç yaşına rağmen bilgiye hürmeten ayağa kalkıp buyur ettiler, hemen bir su ve kahve söylediler. Öğretmen biraz rahatlamış ama merakı geçmemişti. “Muhtarım, bu mezar taşları nedir öyle, çok üzüldüm, gencecik insanlar...” diye devam edecekken muhtar sözünü kesti; “Hocam, biz mezar taşlarına insanların, insan gibi yaşadığı, sevdiği, sevildiği, saydığı, sayıldığı, hayattan keyif aldığı, yüzünün değil içinin güldüğü süreyi yazarız. Çünkü yaşamak nefes almaktan ibaret değildir. Yapamasak da unutsak da buna inanırız. Bak şu köşedeki Mustafa amcaya, 90 yaşında ama hiç yaşamadı.” Muhtar öğretmenin uzaklara, derinlere, hatta diplere daldığını görünce sordu; “Hocam ne oldu hüzünlendin” “Kaç yıl yaşadığımı hesaplıyordum, daha hiç yaşamamışım.”
    21. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      BU DÜNYA SOĞUYACAK, YILDIZLARIN ARASINDA BİR YILDIZ, HEM DE EN UFACIKLARINDAN, MAVİ KADİFEDE BİR YILDIZ ZERRESİ YANI, YANI, BU KOSKOCAMAN DÜNYAMIZ. BU DÜNYA SOĞUYACAK GÜNÜN BİRİNDE, HATTA BİR BUZ YIĞINI YAHUT ÖLÜ BİR BULUT GİBİ DE DEĞİL, BOŞ BİR CEVİZ GİBİ YUVARLANACAK ZİFİRİ KARANLIKTA UÇSUZ BUCAKSIZ. ŞİMDİDEN ÇEKİLECEK ACISI BUNUN, DUYULACAK MAHZUNLUĞU ŞİMDİDEN. BÖYLESİNE SEVİLECEK BU DÜNYA "YAŞADIM" DİYEBİLMEN İÇİN..
    22. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir düş, bir kaç görüntü.
    23. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    24. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni, bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çokta matah bir şey değil bak ben yaşadım bereye geldim kendi ayağımla Yozgat’a geldim. Olmasa da olur yani. İçeriğine çok girmeyeceğim ama eh işte yaptık bir şeyler.
    26. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın. bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani, bütün işin gücün yaşamak olacak! yaşamayı ciddiye alacaksın. yani o derecede, öylesine ki, mesela kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin. hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için. hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken! hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde... yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela, zeytin dikeceksin. hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil. ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. diyelim ki ağır ameliyatlık hastayız. yani beyaz masadan bir daha kalkmama ihtimali de var. duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini, biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına. hava yağmurlu mu diye bakacağız pencereden. yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz, en son ajans haberlerini... diyelim ki dövüşülmeye değer bir şeyler için, diyelim ki cephedeyiz. daha orda ilk hücumda, daha o gün yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün. tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu. fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz, belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu. diyelim ki hapisteyiz, yaşımız da elliye yakın, daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının. yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız. insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla yani, duvarın ardındaki dışarıyla. yani, nasıl ve nerede olursak olalım hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak... bu dünya soğuyacak. yıldızların arasında bir yıldız, hem de en ufacıklarından. mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, yani bu koskocaman dünyamız. bu dünya soğuyacak günün birinde, hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil. boş bir ceviz gibi yuvarlanacak, zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. şimdiden çekilecek acısı bunun, duyulacak mahzunluğu şimdiden. böylesine sevilecek bu dünya ''yaşadım'' diyebilmen için... nazım hikmet ran
    27. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben bu işi beceremedim ya. Hiç de beceremeyecekmişim gibi geliyor. Her yolu denedim ama bir türlü içimi ezen bu duyguyu geçiremiyorum. Galiba hiçbir zaman iyileşemeyeceğim. Yaşamak için neden aramaktan ve çabalamaktan çok yoruldum.
    28. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öldürür
      1şimdi gidip dinleyeyim. tenks - hasta ruh 25.10.2023 00:40:38 |#4631324
    29. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bazen yatağından çıkmamak istiyorsun. Bunca çaba, bunca acı. Yeter artık, bitsin. Yürümek ve düşünmek bile yoruyor seni. Sonra yüzüne vuran rüzgarı hissediyorsun, durakta oturan güzel bir hatun görüyorsun. Hayatın devam ettiğini görüyorsun. Tekrar savaşa devam ediyorsun.
    /