yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın.
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani, bütün işin gücün yaşamak olacak!
yaşamayı ciddiye alacaksın.
yani o derecede, öylesine ki,
mesela kolların bağlı arkadan,
sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin.
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için.
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken!
hem de en güzel, en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde...
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile mesela, zeytin dikeceksin.
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil.
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
diyelim ki ağır ameliyatlık hastayız.
yani beyaz masadan
bir daha kalkmama ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini,
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına.
hava yağmurlu mu diye bakacağız pencereden.
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz,
en son ajans haberlerini...
diyelim ki dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu.
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz,
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız.
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
bu dünya soğuyacak.
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından.
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil.
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak,
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
''yaşadım'' diyebilmen için...
nazım hikmet ran