umut

yılan zehri gibidir. hem öldürür hem yaşatır insanı. kimi yaşadığını bilmez, kimi öldüğünü hissedemez..

insanın gerçekleştiremeyeceği umutlarına dair gerçekleri çok açık bir şekilde insanın yüzüne küfrede küfrede çarparak iliğinize kadar hissetmenizi sağlayan 1970 yapımı yılmaz güney filmi. fakirlik nedir, fakir kimdir, kime/neye denir tamamı bu filmde çok açık bir şekilde anlatılır.

umut,insanı hayata bağlayan en önemli unsurdur

umut şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadara zorve imkansız diyesim geldi birden

umut nerdesin yine bittin. nerelere gittin ben seni göremeden.

karanlığın içindeki son ışık

"umut, şimdi hiç görmeyen birine gökyüzünü anlatmak kadar zor ve imkansız."

yüzme öğretmenimin adı. allah var çok da yakışıklıydı. az mı boğulma numarası yaptım be..

şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek gibi

en tehlikeli duygudur

derin olursa batırır, sığ olursa yüzdürmez.

umut; suan karanliktayim, suan enkazdayim, hatta cukurun en dibindeyim, hatta ve hatta cöldeyim. ama herşey güzel olacak umudu ekiyorum buraya arada oku, arada yokla, arada sula.

sürekli yitirdiğim bir şey

"bizim kalbimiz hep kırıktır çocuk. ama biz yine de eksik etmeyiz sol cebimizden umudu."

umut var diyip sürekli kendimi kandırmam umut mumut yoook

umut iyi şeylerin olabilme ihtimaliyle hayata tutunup her şeye rağmen gulebilmektir.

dibe kadar düşmüşken , bir şeyin hala gelip seni yukarı çekeceğine inanmaktır umut . dünyada hala güzel birşeyler varolduğuna inanmaktır.

çocukken içinde bir umut vardır hani, okula gideceğim, abi, abla olacağım, mutlu olacağım. sonra okula gidersin. umutların vardı mutluluğa dair, işte bir bir yıkılırlar.

"sıratı geçmek için rüşvete başvuracakların kefeninde cepti umut."

gelmeyecek birini beklemek. hala bi umut içindeyim allah affetsin

ben bu yaşımda o cümleleri kuramıyorum be umut

'başın döner, gözlerin kararır ve bilincini yitirirsin. sonrası sonsuz karanlık. i̇şler bir kere kötuye gitmeye başladı mı durduramazsın. ardı arkası kesilmez, dibe battıkça batarsın. bir noktadan sonra her şeyin normale dönmesi için değil de, işlerin bundan daha kötüye gitmemesi için dua edersin. bi çare bi çıkış yolu ararsın kendine. ama tüm bu aramalar boşunadır. ne sesini duyan biri vardır etrafında, ne de çaresizliğini gören. tek başınasındır bu hayatta. aldığın hiçbir karar tatmin etmez, seçtiğin tüm yollar çıkmaz sokaklara götürür seni. hikayenin bittiğini düşünürsün, sonra nefes aldığını farkedersin. aldığın her nefes, seni hayatta tutacak olan umuda dönüşür. her kaybedişte yeniden başlarsın. daha da güçlenerek başlarsın. ve daha da hızlanarak dibe batarsın. en dibe batarsın. başın döner, gözlerin kararır ve bilincini yitirirsin. sonrası, sonrası sonsuz karanlık.' "ben de özledim"

acilen yasaklanmalı.

umut diye okunur unut diye verilir

kuzenimin adı

umut, bi atom bombasından daha fazla tahribata neden olabilir. bad.

"umut ki, insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir. "

yanında bulut yazanı makbul değildir.

umut insanı yaşatan mıdır öldüren mi?

yiğidin ekmeğidir

açlık oyunlarında bununla alakalı bir konuşma geçiyor. kelime kelime hatırlamıyorum ama genel olarak başkan şundan bahsediyor: "neden açlık oyunlarını yapıyoruz biliyor musun ? yani neden 12 mıntıkadan 24 kişiyi toplayıp hepsini öldürmüyoruz ? neden bir kişi sağ kalıp galip oluyor ? sonuçta sadece bir kişi yaşıyor neden hepsini öldürmüyoruz ? umuttan dolayı. yaşama umudu, bu kadar şeyi katlanılabilir kılıyor."

umut dünyanın en iyi şeyi mi yoksa fakirin ekmeği mi?

senaryo ve yönetmenliğini murat aslan'ın yaptığı 2009 yapımı türk filmidir.. filmin müziğini (bkz: mazlum çimen) bestelemiştir.. tür olarak dramdır.. filmin başrollerinde: selim erdogan zeynep tokuş zafer algöz seda bakan yer almıştır..

bütün dünya "olmaz" diye bağırırken içinden "belki" demektir.

(bkz: umut fakirin ekmeği ye mehmet ye) sadri alışık repliği çok hoş birşey

umut değildir o um*t tur.

bunu kestikten sonrası da intihara girer.

öyle bir şey düşünün ki, kimi zaman insana güç versin; kimi zaman da insanın gücünü tüketsin. öyle bir şey ki umut, sonradan tükenmiş hissedeceğini bilen insanı adrenaline bağımlı yapıyor.

"sen bana bi umut ver, ben o umuda tutunur bir ömür beklerim. "

sen bana umut ver yeter bende filiz çok köklerim içimde gizlidir, gelen giden açan soran bere budak yok, bir şiir istersin içinde benzetmeler olan, kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok..

fakirin ekmeğidir, ye mehmed ye. bedava zaten, o yüzden hep umutlu ve mutlu olun.

umut, mutsuzluğun kaynağı imiş. ben değil nietzsche söylüyor.

arkadaşlar boşa umut ediyoruz, madridli sözlüğe girmiyorki görsün

dünyanın en çabuk geçen, geçer geçmez de en hızlı yakalanılan hastalığına sahipti: umut. (bkz: hakan günday )

umutlarımız gerçekleşmemiş hayal kırıklıklarımızdır.

umut yaşama sebebidir, yıkılınca da ölüm fermanıdır.

sadece (bkz: izmit)te bir tepedir