türkiye

bütün cihana gereken cevabı 15 temmuz'da veren ülke. şaka maka ülke 10-20 seneye gg wp

hiçbir zaman refah seviyesi yüksek olamayacak bir ülke. muhalefet lideri, cumhurbaşkanının para kaçırdığını belgelerle ispatlıyor, sikine takan insan sayısı bir elin parmağını geçmez. sanki her hafta böyle bir şey oluyormuş da alışmışız gibi. medya desen üç maymun. taraflı köpekler karalama çabasında, halk artık kezban gibi uzanmış, gel beni becer diyor. avrupa'nın herhangi bir ülkesinde böyle bir olay yaşansa ülke tepe taklak olur. ver mehteri.

1989 yılındaki vaziyeti için; link - 1 link - 2 linkler için daha esaslı bir tanım yapmak gerekirse; eski türkiye - yeni türkiye arasındaki avantaj ve dezavanjları değerlendirme olanağı sağladığı için izlenilesi belgeseller. değerlendirme olanağı sunduğu bazı meseleler; türban yasağı, tiyatronun haddi, türk futbolu, 90'ların hemen öncesindeki arabesk müzik anlayışı, 1 mayıs ve türevi siyasi olaylar, işçi ve öğrencilere yapılan polis/hükümet baskısı, gece hayatı anlayışı, kadınlara tanınan yaşam alanı, o dönemde dünyanın en çok satan 3. mizah dergisi olan gırgır ve bedri baykam.. hepsi üzerine tekrar tekrar düşüneceğim. şimdilik çoğu hakkındaki fikrimin biraz daha demlenmesini istiyorum. sonra belki düşündüklerimi yazarım, belki yazmam. bilemiyorum. ama mesela türban konusunda vardığım ilk intiba şu; eskiden türban takan hanımlar, türban takmanın ağırlığının bilincindeymiş. yasaklara rağmen türban takmaları bile aslında ne kadar şuurlu olduklarının kanıtı. fakat şimdi baktığımızda türban serbest. ki bence de serbest olmalı. ama açıkça görünüyor ki türbanın o eski ağırlığı kalmamış. hatta kimileri türbanı bir maske olarak kullanmayı bile keşfetmiş.. taktığı türbana layık olmayan çok insan var. bazıları sırf çevreleri öyle istiyor diye türban takıyor. ama hal ve hareketlerine bakınca anlaşılıyor ki, başındaki türbanının kendi özüyle alakası yok. bazı şeyler, yasaklarda daha değerlidir. mesela televizyonda küfür yasaktır, ve biri çıkıp canlı yayında küfür ederse o küfürü de, ettiği şey de sansasyonel bir olay olur. ama televizyonda küfürün serbest olduğunu düşünün. aynı adam, aynı şeye yine aynı küfürü edecek olsa herhangi sansasyonel olay olma durumu yok.. türban dışında bedri baykam'ın dediğini de değinmek istiyorum; "demokrasi uğruna islamcılığa varoluş alanı vermek, aslında demokrasi için bir tehdittir." diyor. bugün fetö ile gelinen noktaya bakınca, bu adama hak vermemek elde değil. ama bu dediğini sadece islamcılıkla sınırlamamalıydı. ne de olsa adam kayırmaları, rüşvetleri, oy çalmaları ve dahasını, eline fırsat geçtiği vakit her iki taraf da yaptı, yapıyor, yapacak.. demokrasiyi tehdit eden şeyleri sayarken her seferinde islamdan başlanıyor olması da ayrı bir konu.. tehdit oluşturan onlarca şey var. amerika da bir tehdittir, işçilere haklarını vermeyip olası kargaşalara zemin hazırlamak da bir tehdittir. daha onlarca tehdit sayılabilirken, tehditleri saymaya her seferinde ilk olarak islamdan başlanılması bana samimi gelmiyor. amaç gerçekten demokrasiyi korumak mı, yoksa başka bir şeyi mi insan düşünmeden edemiyor tabi. bununla beraber demokrasi uğruna islamcılığa yer vermek her ne kadar (tıpkı diğer unsurlar gibi) tehdit oluştursa da, "demokrasinin gerçekleşmesi" için olması gerekendir. aksi halde ayrımcılık yapılmaması gereken bir anlayışa, ayrımcılık yaparak başlamak nerden baksan tutarsız ve ahmakçadır. müzik konusunda da şöyle bir kanıya vardım; 90'larda hareketli, neşeli ve eğlenceli şarkıların bir anda patlamasının sebebi bana kalırsa arabesk müzik. millet 90'lara kadar çilekeş arabesk içinde yüzmüş, eğlenceli müziği unutmuş. ee hal böyle olunca da, herkesin içindeki o coşku, yıllarca birikmiş, en sonunda da 90'lar sanatçıları sayesinde patlamış. (iyi ki de öyle olmuş..) all aşkıınıı, sokk gözüünne gözüünee, görüşmeyeliimm güzeeliimm.. neyse, sabah sabah çok bile konuştum. şu diğer konular kalsın bari. şimdi tek entryde bütün malzemeyi harcamayalım hsajhsjahs

1979 yılındaki hali için; link enflasyonun çok olduğunu biliyordum da, açıkçası %70 gibi bir rakam beklemiyordum. işsizliğin %25 olması da cabası.. "her ne kadar türkiye, avrupa ve batı'dan çok doğu etkisine daha açık olsa da, sorunları bizi çok yakından ilgilendiriyor. zira türkiye, nato'nun güneydoğudaki köşe taşı. eğer türkiye çökerse nato'nun savunmasında doldurulması zor bir boşluk doğacak."

(bkz: napıcaz be kamil) ülke yarra yemiş amına koyim.

çok az kişinin yaptığı işten haz aldığı ülke. ya da pek çok kişinin sevdiği işi bir türlü bulamadığı ülke. arkasındaki sebepler birbiriyle o kadar bağlantılı ki, uzaktan, kendi kuyruğunu ısıran yılan görünümü veriyor. bir çocuk sınava giriyor ve elde ettiği puan dahilinde “en kârlı tercih” hangi program ise onu yazıyor. kendi puanına göre daha düşük puanla yerleşebileceği program, çoğu zaman, bir tercih hatası olarak değerlendiriliyor. “bak sana bu geliyor, neden onu yazıyorsun?” deniyor. ya da bir çocukta geleceğin hegel’i olma potansiyeli var. çocuk iş bulamayacağı için felsefe yazmıyor. bazıları için sanat tarihi sadece çıplak heykellere bakmak demek. bazıları için fizik, kpss’de türkiye birincisi olunsa dahi, atanma imkânı vermeyen bir bölüm. bazıları için hukuk, eşit ağırlık öğrencisinin kazanabileceği/ iş bulabileceği en iyi lisans programı. bazıları için tıp, amcanın-dayının okuyup isteyip de okuyamadığı ukte. ve çoğu kimse için okul, insanı yoran, sıkan, bitirilmesi için diş sıkılması gereken bir kurum. belki de bu yüzden çoğu insan lisans üstü eğitimde bile isteksiz tavırlar sergiliyor. yapılan her şey, “külfet” veya “eziyet” gibi geliyor. eğitim hayatında çıkılan her basamak, pokemon’da ash’in birer birer topladığı rozetler gibi görünüyor. gidilen ders, alınan her sertifika yanına tik atılması gereken bir kalem gibi algılanıyor. işte ne kadar çok okursak okuyalım, kaliteli işler yapamıyor oluşumuzun sebeplerinden biri de bu belki de.

her konudan yaşanılamaz bir ülke haline geldi. (bkz: salın eagle kardeşimi fildişi sahillerine gidecek)

aga ülkede çocuklar öldürülüyor herkes karşıt siyasi görüşe sallıyor onlar sapık bunlar sapkın felan filmin gerizekalı mısınız gerizeklı taklidi mi yapıyorsunuz anlamıyorum.. ulan ortada cinayet var sapık var adam akp-chp-mhp-xyz partililer sapık zaten damgasını vuruyor güzel kardeşim ülkede sapık var diye namusuyla yaşayan hangi partiden olursa olsun insanların ne suçu günahı var adalet yeterli değil evet bana göre sapıkların hepsinin sikini kesip ağzına verip o şekilde sallandıracaksın ibreti alem için ister 1 tane sapık olsun ister 1000000 tane hepsine aynı uygulamayı yap hiç birşey olmazsa ülke bir miktar temizler.. ama bu zihniyetler bu şekilde temizlenmez..

battık galiba. neyse az da suriyeli besleyelim belki düzeliriz.

tam ortadoğu ülkesi olduk şimdi kucaktan inmeme dönemleri başlasin o zaman

mahallenin çelimsiz ama herkese artislik yapan çocuğu gibi. sağda solda millete dayılanıyo ama aslında mahallenin şamar oğlanı. güçsüz olduğunun farkında değil. kendini inandırmış güçlü olduğuna, evdekileri de inandırmış. sokakta dayak yediği zaman eve hep hikayeler uydurmuş evdekileri de inandırmış. ama suç çocukta değil evdekilerde kimse camdan bakmamış çünkü hep çocuğun dediğine inanmışlar.

kimse mutlu değil, herkes anlayışsız, nefret dolu. okuyan genç nüfusun %90'ı imkanı olsa bir saniye bile burada bulunmayacak halde. i̇nsanların %80'i cahil. herkes her şeyi biliyor, herkes her şey hakkında konuşuyor. herkes, herkese karışıyor, burnunu sokuyor. herkes takılmış, din peşinde koşturuyor. ben çok sıkıldım bu durumdan, bunca aptal insandan. bazı zamanlar düşünüyorum, çok güzel ülkeyiz, insanlar zeki doğuyor ama öyle bir yetişiyorlar ki büyüdüklerinde aptal oluyorlar. her defasında aynı hataları yapmamızdan sıkıldım. ben bu durumdan sıkıldım. bir şeyleri artık değiştirmeliyiz. bu şekilde gidersek elimizdeki tüm genç nüfusu başka ülkelere kaptıracağız. tek derdimiz kimin kimi siktiği, kimin kimi öptüğü, kimin hangi dine mensup olduğu, hangi dili konuştuğu ve hangi ırktan olduğu. bunları bırakma zamanı geldi de geçiyor ve biz her defasında düşmeye yaklaşıyoruz. çok üzülüyorum bu halimize ama elimden de bir şeyler gelmiyor, üzgünüm, bu kadar aptalla birlikte yaşadığım için.

öncelikle nereye yazacağımı bilmediğimden buraya yazmaya karar verdim, onu belirteyim. az önce twitterda önüme şöyle bir video düştü, eskidir veya yenidir bilemem. çok da fark etmiyor zaten. videoyu çeken abimizden başlayacak olursak, takdir edilesi kesinlikle. tweet'in altında reklam yapıyor diyenler falan olmuş. o kadar anlamsız bir düşünce ki. ilk olarak sadece sesini duyuyoruz. ne yüzünü gösteriyor ne ismini veriyor. belli ki altındaki araba da çok lüks ama direksiyonu çekerek markasını dahi göstermiyor bize. reklamını yapsa bile hakkıdır diye düşünüyorum. emekçi bir abimizi ne kadar mutlu etmiş, yüzünden okunuyor. ayrıca bu videoyu kayda alarak insanları böyle güzel şeyler yapmaya teşvik ediyor. bir de işin simitçi boyutu var. abimiz elindeki simitlerin çoğunu bitirdiği için çok mutlu olup etmediği dua bırakmıyor. kazandığı para ise 50 tl. kesinlikle küçümsediğimden değil fakat 50 lirayla artık bir markete girdiğimizde 2 poşet sebze-meyve zor dolduruyoruz. hayat çok zor. şartlar çok zor. sonunu nasıl bağlayacağımı bilmiyorum. zorlanıyorum şu an. üzülüyorum gerçekten.

halkın seküler yaşayıp mütedeyyin defnedildiği ülke..

tımarhaneden farkı yok amk, son 5 yılı yaşayan herkese plaket, ödül, madalya verilmeli.

güzel de, güzel etmiyolar

yoruyor. şu ülkede memleket sevdasına gerçek anlamda düşen herhangi bir insanın sağlıklı kalabilmesi imkansız. bu ülkede iki kesim insanın gerçekten siki taşağına denk olduğuna inanıyorum: duyarsız, gamsız, işine gücüne bakan insanlar ve kanı bozuk insanlar. bu iki kesimin dışında kalıp da bu ülkede huzurlu bir hayat sürebilen insan olduğuna pek inanmıyorum. yoruyor. bu ülkede yaşamaya çalışmak, bu ülkeyi kafaya takmak, bu ülke adına bir şeyler yapmak ya da bu ülke hakkında bir şeyler düşünmek akıl işi değil. yoruyor. hem de çok "gereksiz" yoruyor. evet gereksiz yoruyor dedim. ne var?

'onlar ülke, sen vatansın.'

bir ortadoğu ülkesidir. hem de her şeyiyle. mustafa kemal atatürk bu ülkeyi bu durumdan kurtarmak için yırtınıp durdu ama tüm duygular, olgular, kişiler ve kurumlar her daim olduğu gibi şark kafası olarak kaldı. ve hep öyle kalacak. bu gerçeği kabul ettiğinizde daha mutlu olamasanız da kesinlikle daha huzurlu oluyorsunuz. bu aydınlanma benim için biraz geç oldu ama neyse ki güç olmadı.

bi tweet vardı "ölürüm türkiyem, zaten başka seçenek sunmuyorsun" diye. sjsjsksk aklıma geldi yine. ama merak ettiğim bir şey var acaba sonumuz nece ola?

dünya üzerinde bir yer cehennem olsaydı, orası kesinlikle türkiye olurdu. iki dakika twitter'a bakayım dedim, köpeğe tecavüz eden mi dersin, sokakta çöp toplayan bir erkek çocuğunu taciz eden mi dersin, ne ararsan var. bu ülke 'cennet vatan' kavramından nasıl bu hale geldi? biz hala nasıl devam edebiliyoruz benim aklım gerçekten almıyor artık. edit: verdiğiniz eksi, yapacağınız yorum gram umrumda değil. boş boş vatan övmeye gerek yok. biraz vicdanı olan herkes görebilir bunları.

İnsanları biraz garip olsa da zorluk anında kenetlenmeyi bilen süper bir ülkeyiz. Diğerleri ülke, Türkiye vatandır. As bayrağı 🇹🇷

Eğer türkiye bir yemek olsaydı bu türlü olurdu.

koca bir, yengeç sepeti sendromudur.

artık siyasetin değil, psikolojinin konusudur. üzerinde yaşayan her bir ferdiyle. hatta arttırıyorum; her bir kurumu ve toplumsal dinamiğiyle.

Komedi ülke. Nasıl bir yer lan bura. Adamın biri bir kamu kuruluşunda çalışanın götünü elliyor, kadın dava açıyor, ceza onanıyor ve sonrasında yargıtay, müdürün Babacan tavır sergilediğine karar verip mahkumiyet kararını iptal ediyor. aha Hahahahahabahah sinirden sıtkım sıyrıldı. Aloooooo bu ne lan.

Anayasa madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Ters köşeler ülkesi. (bkz: netflix)

Aslında iyi de çevresi kötü onun

pollyanna'yı bile depresyona sokar. bu tespiti az önce pascal borland yaptı. maalesef, yerden göğe kadar haklı.

2002 ak partisi'nin ütopyasının şimdilerde gerçekleştiği ülkedir. gözümüze bakarak 'padişahın köprü vergisi' fıkrasını yeniden çekiyorlar, ne kadar zorlayacaklar merak ediyorum. klişe ama; ölürüm türkiye'm.. zaten fazla seçenek sunmuyorsun

Hepimizi harcayacaklar bu ülkede. Gün gelecek hepimiz birbirimizi harcayacağız. Yemin ediyorum güvende değilsiniz, hiçbirimiz güvende değiliz. Sırf bu yüzden birbirimizi harcayacağız.

Yıllar önce atılan bir tweet var hissettiklerimi en güzel şekilde yansıtıyor şöyle demiş bir arkadaş; Ne olursa olsun ben bu ülkeden gitmiyorum. Burası benim memleketim toprağım. Tek hayalim gölgesinde dinleceğim bir söğüt ağacı..

sabahın beşinde sigara içmeyen beni sigara yakma noktasına getiren canım ülkem. 18 yılı konuşmak bir yana, son 3-5 gün o kadar derin yaralar bıraktı ki, hakikaten iyiden iyiye endişeleniyor insan. kimsenin de sesi çıkmıyor, hoş çıksa ne olur. yok abi aldığım nefes, nefes değil artık.

vasatlığın ve vasatların ülkesi. duygu ve eylem bazında. toplum denilen sürü, onurlu ve erdemli bir şekilde az bir şey ileri çıkanın alnına yumruğu geçirip geride kalanınsa kıçına tekmeyi basıyor. (bkz: vasatlık) ayrıca; link tivit belki silinir, kopyalayıp yapıştırayım bu müthiş tespiti. "türkiye’de özeleştiri kabul görmez, olgunlaşma, farkına varma, hatadan dönme olarak algılanmaz; suçların itirafı gibi görülür ve baskıyı artırma aracına döner. "üstelik bu, sadece önyargılı cahillerin tavrı değil, üstenci bir bakışla kendini beğenen okumuş kesimin de tavrıdır." (bkz: said sefa)

Bir halk düşünün ülkedeki, ildeki herhangi bir yetkili kişinin başta olma şartı olarak müslümanlığına, namaz kılmasına bakıyor asdfghjklşi. bu videodan her şeyi net bir biçimde anlayabilirsiniz. Müslüman olsunlarda isterse ülkenin amına koysunlar mühim değil çünkü müslüman ne olacak, namaz kılıyor adam bir kere. Ciddi söylüyorum bu ülkenin insanına her şey müstahak. Akıllanmaz bu millet. (bkz: insanın celladına aşık olması)

fransa kralı saint louis'in katıldığı ii. haçlı seferinin tarihini yazan fransız papaz odon de deuil, anadolu'da türk hakimiyetindeki yerlerden "turchia/turqie" diye söz etmiş, fransız keşiş simon de saint quentin'in yazılarında "türkiye" adı daha sistematik bir şekil almış ve böylece batılı kaynaklarda kullanılmaya devam etmiştir. sonra biz de kullanmışız.

Bir Avrupa ülkesi olsaydı ülkede tüm olan bitene sebep olanlar akıl hastanesine sevk edilirdi. Onlar yüzünden psikolojisi bozulanlar da ücretsiz psikiyatri hizmetinden yararlanırdı.

Kadına şiddet, tecavüz, taciz, çocuğa cinsel istismar, hayvana istismar, hayvanları öldüren caniler, depreme dayanıksız evler, yollar, rüşvet, kaçakçılık, mafya çatışmaları, yoksulluk, işsizlik, enflasyon, artan intiharlar vs. Liste gerçekten uzar da gider. Son yıllarda çok çok artan olaylar bunlar. Sona ermesi lazım bir an önce. Kökünden bir çözüm lazım.

Allah korusun ama en geç yirmi yıl sonra tamamen iflas edecek gibi. Dayanışma maalesef bitti, hukukun bitmesine ramak kaldı. Bu ülkenin gelecekteki beyin takımlarının da yüzde doksanı toplumdan nefret ediyor. Eğer çok büyük bir mucize olmazsa iflas maalesef kaçınılmaz.

3 tarafı deniz, 4 tarafı puştlarla çevrili ülke.

Zeki ama çalışmıyor gibi. İstese yapar ama başının içindeki hep itlik, puştluk, serserilik peşinde.

arkadaşlar nereye hangi başlığa yazacağımı bilemediğim için kapsayıcı şekilde bu başlık altına yazmak istedim öncelikle türkiye cumhuriyetinde orospu çocukluğu yapmayan kurum kuruluş vs çok azdır. bakın çok net söylüyorum ,ister genelleme yapıyorsun deyin ister yanlış diyorsun kardeşim deyin. düzgün çalışan ,tutarlı , hata yapsa bile hatasını telafi etmeye çalışan kurum bir elin parmağını geçmez. herkes tuttuğuna saplama derdinde. daha yazmak istiyorum ama yazıya dökemiyorum içimdekileri.

tek taraflı bir ilişki bizimki.. sadece o beni seviyor. tam gidicem. bırakmıyor..

tek taraflı bir ilişki bizimki... sadece o beni s**iyor. tam gidicem, bi daha s**iyor. (bkz: i don't need sex the government fucks me everyday) seviyor kısmını sansürledim sevmesinler diye.

internet hızı sıralamasında; 2017'de 87. sıradayken, 2018'de 91, içinde bulunduğumuz 2020'deyse 102. sıraya gerileyen ülke. ülkemiz.. - link hiç öyle pandemi ayağı çekilmesin, 2020'de şu bahsini ettiğim listede olumlu seyir eden nice ülke var.

öyle bir sıçıştayız ki bazen çok merak ediyorum nerede zirve yapacağız? bazen de hiç umurumda olmuyor. her türlü ahlaksızlık, adam kayırma, rüşvet, her türlü aymazlık bünyemizde. eskiden, argo tabirle taşaklı dediğimiz işlere torpil geçilirken artık öyle bir noktaya geldik ki size yemin ediyorum bir ilkokula, bir hastaneye bile temizlikçi olarak girmek isteyin parti istiyorlar sizden. sadece akp demiyorum burada dikkatinizi çekerim. parti diyorum. o bölgede hangi partinin adı geçiyorsa onun götünü yalamanız lazım, sik kadar temizlikçi maaşı almanız için bile. akp, chp, mhp, iyi parti vs. artık temizlikçiye kadar adam kayırmaya başlamışız biz. en büyük porno sektörü bize ait farkında değiliz. adamlar elindeki telefona bile göz koyuyor. bir telefon bile lüks sayılıyor bu ülkede. markası önemli değil telefonun, faturalı olman dahi lüks sayılıyor yahu! nasıl bir aymazlık bu! birisi çıkıp durumum yok desin, götlerine batan telefonu olmasın, hatta kira bile ödeyemesin diyelim, " e senin kıçında don var, nasıl fakirsin sen? kıçına don giymeyeceksin madem fakirsen kardeşim doymuyorsunuz siz, her şey bol.." diyecekler. ve herkes de bu laflara hak verecek. o noktaya geldik.

Ürettiğimiz çaylardan içersek bence kendimize gelir, keyif çayı.

koca bir muz cumhuriyeti. kabuğuna da halk basıyor.

Türkiye'de son 3 yılda 7 bin 312 yabancı, 1 milyar 880 milyon dolarlık taşınmaz yatırımı yaparak Türkiye vatandaşlığı kazandı.