türk dizileri

(bkz: havuzlu villa ) (bkz: zengin fakir aşkı) bundan doğan gayrı meşru çocuklar (bkz: dini milli duygu sömürüsü ) (bkz: bırakır mısın kolum acıyor)

baktilar bu ask mesk islerinin suyu cikti daha fazla uretemediler bu seferde söz,isimsizler,savaşçı gibi vatan,millet konulu diziler yapmaya basladilar fazla surduremez yine ask konulu boklu dizilere donerler .

(bkz: türk malı) neden insanları güldürebilmek için kendi milletimizi yeriyoruz anlamıyorum

türk dizi sektörüne bok atmak yerine türk halkında sorun aramak daha mantıklı bence. genele bakarsak kültür seviyemiz açık bi şekilde ortada yapılan işlerde totala yönelik oluyor bu yüzden.

(bkz: beni affet) (bkz: unutma beni ) (bkz: deniz yıldızı) der susarım.

türker inanoğlunun içine ettiği sektör, milyon tane kalitesiz iş görebilirsiniz. e ama adam haklı "milletimiz istiyoki yapıyoruz."

giriş iyi kız kötü çocuk gelişme iyi kız kötü çocuğa aşık olur kötü çocuk pas vermezken yönler değişir evlenirler sonuç kötü çocuğun geçmişi yüzünden kız ölür finiş jsjfjand

daha orjinal seneryosu olan pornolar var

vasat mk tabi arada iyi şeyler çıkıyor ama genel olarak sıçtık tüyü nereye dikecez bilmiyoruz modunda

Bir Burak aksak sözü der ki>>>>

bir bölüm neden bu kadar uzatılır ?

tükenmişlik sendromu yaşıyor

galip derviş falan vardı,güzeldi ya

şöyle ki, senaristlerin üretkenliği mi tükendi, yoksa işlenebilecek her konu işlendiği için konu mu bulamıyorlar bilmiyorum ama bir dizi çıkıyor 'aşk' temalı; sonra bu 'aşk' temalı diziler alıyor başını gidiyor. hadi çıktı diyelim, senaryoları bırak isimleri bile neredeyse aynı olacak. taş çatlasın 4 sezon hayatta kalıyorlar. şimdi de bir 'asker' dizisi furyası başladı ama hadi hayırlısı bakalım.

-oraya gitme seni öldürücekler! +(yaa salak mısın kızım sen başrolüm ben ölümsüzüm ben ölürsem siz aç kalırsınız.) gitmem lazım anlıyor musun gitmem lazım!

2 saatlik işkence.

büyük bir kalite olmuyor genelde . süre nedeniyle sahne geçişleri çok uzun olabiliyor. senede ancak 1 tane güzel diziye denk geliyorum

bol entrikali bol intikam olan dizilerdir genelde asırlar sürer hele bir de izlendiyse asla bitmez

alayı bok gibi. kim ne derse desin. şimdi leyla mecnun, behzat ç, ezel yok bilmem ne. siktirin gidin izleyin. hepsi bok gibi. kültürünüzü taşıyor diye sevebilirsiniz ama bu bok gibi olduğunu değiştirmez. bok gibiyse bok gibidir. bok.

yabancı dizi izleyerek kendini cool zanneden ergenler tarafından yerilen dizilerdir. ezel'deki senaryoyu, behzat ç.'deki samimiyeti bilmeyenler bok gibi olduğunu düşünür.

izleyici kitle ne seviyedeyse dizi filmlerde ona göre idi önceden ama şimdi tam tersi dizi filmler ne kadar seviyesizleştiyse insanlarda o kadar seviyesizleşti amk

tadında bırakmayı bilmeyen diziler. çok güzel başlayıp reyting artınca olmasi gerekenden uzun tutma çabası ile senaryoyu saptirip diziden soğutan diziler. izleriz güzeldir evet ama zamanında bitirmek lazım.

şu aralar izlediğim tek türk dizisi fi olsa da sağlam bir aşkı memnu fanıyım bide kuzey güney vardı bir ara oda favorilerimden

leyla ile mecnun'a gülen insanlar benim yakınımdan dahi geçmesinler. teşekkürler.

bir kaç tanesi hariç gerisi çöp. hele o karpuzlu çilekli olanlar aman aman evlerden ırak. Ayrıca Edit: türk dizileri nasıl yapılır :))

(bkz: leş) (bkz: boş) (bkz: yarak kürek hareketler)

çok zekiler bence. milletin ne istediğini biliyorlar. saçma aşk edebiyatı (bkz: aptal edebiyatı ) vatan dizileri (bkz: prim kokan hareketler ) yetim/öksüz çocuk (bkz: entrika entrika ) aile içindeki şiddetli geçimsizlik lise aşkları taciz/tecavüz arttırılır da arttırılır. malum kültür seviyemiz de ortada. daha ne kadar düşürebiliriz diye çalışmalarda bulunuyorlar sağ olsunlar.

türk porno sektöründen daha vahim durumdadır.

genelde her sene yaz veya kış fark etmiyor saçma sapan aşk temalı aşiret dizilerini dayadıkları için televizyon izleme gereği duymuyorum.

sıkıntılı. halktan, orta seviyede bir insan olarak izlediğim şeyin bana (bize) hitap etmesini istiyorum. bu ülkede dizi takip eden milyonlarca insan var. bu milyon insanın kafasını saçma aşk hikayeleri, sokakta görme ihtimali olmayan güzel kız ve yakışıklı erkeklerle doldurmanın anlamı ne? dizilere baksak ülkenin yarısı zengin. abi bu ülkedeki zengin insan sayısı bir milyon etmez. bunların çoğu da göbekli yaşlı amcalar. niye kandırıyonuz ergenliğin en çetrefilli zamanlarındaki gariban kızları. son erkekler "vay efendim kadınların piç erkek tercihi" vs diye ağlıyorlar orda burda. biz zaten sıkıntılı bir ülkeyiz. recep i̇vedik'in gişe sonuçlarından belli değil mi gülmek istediğimiz. ne diye burnumuza dram sokup duruyorsunuz. toplu intihara sürükleme girişimleri bence bunlar. benim favori dizim şevkat yerimdar mesela. adam güldürüyor hiç değilse. sokağa çıksam bir dünya adam bulurum onun ayarında. yeter be yeter bıktık bu zengin bebelerinden. (bkz: bir tutam hayatın gerçeklerinden alabilir miyim)

tv başına gectim bi dizilere bakiyim dedim ancak neden yabanci dizileri tercih ettigimi bir kez daha anladim 5-6 kanalda dizilere 5-10 dk göz gezdirdim konu su zengin kasinti hafif bi tipi olan adam saf bir kiz saf kizin yalanci, kizin basini surekli belaya sokan gerizekali arkadasi zengin cocugun pesinde kosan sinsi kiz biraz degisiklik be abi hep ayni tas ayni hamam arada bi cikiyo iste oyle l&m suskunlar gibi isler de bi umudum oluyor

izleyen kitleninde en az bu yazan ve yayan kadar vizyonsuz olduğu gerçeği

tekrara bağlamış senaryolar eşliğinde yollarına devam eden dizilerdir. şu zamanda ekranlarda kendine has bir aurası olan, orijinallik taşıyan ve oyunculuğundan tutun, dizi müziklerine varana kadar kaliteli bir dizi yok. ekranlarımızdaki diziler kıytırık pop şarkılarından farksız. hani diziyi yapanlar sanki; "biz bu boktan işi yaptık ama bu halk nasıl olsa buna da rağbet gösterir." der gibiler. keza popçuların da öyle olduğunu düşünüyorum. yoksa onlarda biliyorlar dünyada nasıl kaliteli dizilerin çekildiğini/nasıl kaliteli şarkıların yapıldığını. misal; uzun soluklu klasik bir türk dizisinde, karakterlerden birisine piyango çıkmazsa olmaz. ya da bir karakter aniden şöhreti yakalar ama bölüm sonu yakaladığı şöhreti muhakkak kaybeder. ya da dizideki karakterlerden birisi geçici hafıza kaybı geçirir. bunlar yoksa muhakkak entrika ve cinayet vardır. demek istediğim; bekli başlı senaryolar var. diziyi yapanlar bu senaryoları kendi kurguladıkları yapıma uyarıyor, hepsi bu. halkımız da yıllardır bunları izliyor. sadece akasya durağı'ndaki sinan'a 71541 defa piyango çıktı amk. zamanında behzat ç., 46 yok olan, leyla ile mecnun, işler güçler, kardeş payı gibi gibi kült yapımlar ekranlarda yer aldı. ama onlar da ekranlara veda edeli ne yazık ki çok oldu. bu yüzden 2013 yılını çok özlüyorum. aynı hafta içinde leyla ile mecnun, işler güçler ve behzat ç. izlediğim o yılı asla unutamam. edit: imla

Babakok sinirli. Link Jsjsjssjsjsjsjsjs

süresiyle bizi bayan uyutan; senaryosuyla gözlerimizi yaşartan. sürekli birilerin korkusunda tekelinde saçma sapan oyunculuklarla dönen piyasa. yok muydu iyi diziler tabi ki vardı ama kalmadı maalesef. ezel, kuzey güney, suskunlar, leyla ile mecnun, işler güçler-kardeş payı bunlar bence mihenk taşı. şahsi fikrim öncelikle süresini kısaltıp kaliteli çakma olmayan senaryo ile düzenlenmesi gerekiyor. rtük bu kadar kasmamalı

bir kısmı internet üzerinden de olsa, yavaş yavaş mükemmelleşmiyor mu???2222??2?2?2?

bayılıyorum özellikle şu dizilerde uzun uzun bakışma sahneleri yapıyorlar ya hayranım. hele konuları nasıl o kadar özgün yapıyorlar ya zengin erkek fakir kız edebiyatı özellikle senaristler bunu nasıl akıl ediyor. çok güzel dizilerimiz var hepsine bayılıyorum. (bkz: portakal kokusu) (bkz: pırasa reçeli ) (bkz: ufak tefek mallıklar)

senede 1 tane güzel diziye denk geliyorum. e onu da süresinin uzunluğu ve sürekli reklamlardan dolayı ertesi gün internetten reklamsız rahatça izliyorum. diğer türlü özetiydi yeni bölümüydü derken gece yarısında anca bitiyor

internet üzerinde yapılan yorumlara bakıldığı zaman %99 bok gibi olan yapımlar. yine internet üzerinde yapılan yorumlara baktıktan sonra bu dizilerin düzelmesi için kendilerinin nasıl bir çaba sarf ettiğini sorsak yabancı dizi izliyorum televizyon izlemiyorum vs olacak. madem bu yaptığın çözüm neyi eleştiriyorsun, yok çözüm değilse ne hakla eleştiriyorsun diye sormazlar mı? sormazlar, ben sorayım. mına koduum memleketinde acun ile başlayan reyting gibi bir kavramı kabullenmek şöyle dursun aldık evimizin ferdi yaptık. bir dizinin reyting yüzünden bitmesini normal karşıladık, bir dizinin reyting uğruna haddini aşmasını, nabız ölçmesini, şerbet dağıtmasını normal karşıladık. sen karşılamadıysan da karşı çıkmadın. reyting denen o yarak kavramı o kadar kabullendik ki bunun samimiyetsiz bir şey olduğunu kimse söylemiyor bile. eskiden en siktirboktanı bile 20 bölüm olurdu dizilerin, 6-7 bölüm oynayıp yayından kaldırılma gibi bir şey söz konusu dahi olmazdı. şimdi böyle bir şey var ise reyting yüzünden var. reyting denen şey senin izleme oranın, senin takip etme oranın ve en çok şikayeti de sen ediyorsun. sonra diziler çok kötü. ya bi siktir git amına koyayım, he çok kötü. dipnot: genel bir fikirdir alenen birilerini hedef almıyorum kamuoyuna duyrulur.

ensest ve lüks yaşam konsepti üzerine kuruludur çoğu. amca/yengeye karşı aşk beslemeler. fakir oğlan, zengin kız edebiyatı. olmayan biri gibi görünme çabaları. ihanet, kavga, çeteleşme gibi unsurları barındırma. nedense herkes boğaza nazır köşklerde oturuyor, gecekonduda oturan kitle %1 gibi lanse etme vs.

çarpık ilişkiler, ihanet, gayri meşru çocuklar, sahte evlilikler vs vs..

ensest ilişki,çarpık ilişki vb. üzerine kuruludur diyen arkadaşlara hiç sevmediğim halde türk dizisi savunacağım başlık. ne üzerine kurulu olsaydı? türkiye'nin gerçeği çarpık ilişki. sizin doğduğunuz haritada kız çocuklarını regl olunca evlendiriyorlar, iki yaşında bebeğe tecavüz ediyorlar, kaynana ile damat sevişiyor... bizim gerçeğimiz bu. ülkede orta sınıflı aile düzeni kalmadı. herkes ya çok fakir ya çok zengin. hayır ne var ki ne yazacak insanlar?

gün geçtikçe kalitesi o kadar düşüyor ki konu hep aynı : zengin oğlan ve onun şirketinde çalışan fakir ama güzel kız ve ne hikmetse bu kız en iyi iki arkadaşın arasını bozar çünkü diğeri de seviyordur onu . artık arkadaşı geçti bir kardeşten hoşlanıp diğerine aşık olmalar konu ediliyor ne kadar vasat hale geldi bu sektör ; leyla ile mecnun , kardeş payı , ezel gibi başyapıtları gördük allah’tan

bir fakir kızımız vardır. genelde saftır. fakir dediğime bakmayın, bir giydiğini asla 2.kez giymez. bir adet kibirli, kaba, soğuk nevale tipli patronu vardır bu kızın. ne hikmetse ilk zamanlar birbirinden pek haz etmeyen bu çiftimizi sonraki bölümlerde, patron kızı öperken görebilirsiniz. hanım kızımız bu olaya tepki bile göstermez falan filan. sonra patrona aşık olur. apır sapır senaryolar işte.

türk halkını aptal yerine koyan, iq düşüren dizilerdir. geçen kardeşim (14) açtı, bayılıyor, gülmekten altına yapacak. gittim ekrana baktım, bakmaz olaydım. adam eşşeğine 6 tane cinsel istek arttırıcı hap verdi, ahırı da mumlar ve gül yapraklarıyla süsledi. evin de her yerini, yatak odaları dahil kamerayla döşemiş. kendisi evde yokken ne yaptıklarına bakacakmış. (bu arada ev dediğime bakmayın 5 milyon dolara alınmış.) ulan senin o evde çoluğun çocuğun, baldızın ve kayınvaliden var. bu insanlar yatak odalarında giyinip soyunmayacak mı? ne demek yatak odasına kamera? bu senaristler ne içip yazıyor bunları? her dizide birbirine aşık olan çift var ama ikisi de bir türlü anlayamıyor falan. 3 saatlik dizinin 2 saati 5 santimlik mesafeden bakışma olduğu için başroldeki kadınlar şaşı olmuş. (bkz: elçin sangu) (bkz: leyla lydia tuğutlu) ne zaman değişik güzel bir dizi çıksa - ki o da baya nadir oluyor- yayından kalkıyor. erdal beşikçioğlu 'nun dizisi 46 gibi. sonra bu millet yabancı dizisi izlediği için "üfff amerikan özentisi bu gençlik" damgası yiyor. i̇nşallah kendinize gelirsiniz. abuk subuk çarpık ilişkili, sizi aptal yerine koyan, sürekli şikayet ettiğiniz ama izlemekten vazgeçmediğiniz klişeleri reddedersiniz. ufkunuzu açacak yeni şeyler bulursunuz. umarım.

ali fatmaya fatma mehmete mehmet ayşeye ayşede yakışıklı kaslı aynı zamana zengin olan berke aşık. berk parasına ve yakışıklılığına rağmen karılarla kızlarla işi olmayan işinde gücünde ve peşinde bissürü kız olan adam gibi adam ama ne hikmetse fakir salak bi tipleme olan ayşeyi görür görmez aşık olur ve onu istemeden öper ama ailesine bu durumu nasıl anlatacağını bilemez

Birkaçı hariç geri kalanı izleyenleri külhan beyliğine ve gereksiz lükse özendiriyor. Ayrıca aşk sahneleri ve duygisal sahneleri gereginden fazla uzun isleniyor.

Trt dizilerinin çoğunu severim, aileyle bile izlenir. Diğerleri çilek kasası, şeftali dalı, erik hoşafı vs.farklı isimlerle ekrara çıkan aynı senaryoyla yazılmış diziler.

sosyal medya üzerinden bizzat hitap ettikleri insanlar tarafından bu kadar aşağılanmasına rağmen, senaristlerin ve veya yönetmenlerin inatla, canla başla aynı konuları insanlar önüne serdiği sektör. ve yine o kadar aşağılanmasına rağmen aşağılayan toplum tarafından daima zirvede tutulan saçma sapan aşk, töre, yöre, tarih gibi konuları ele alan sektördür. (bkz: sektörün gidin çilek reçelinizi başka yerde kaynatın) istaf ya israfff. osiktiğimin dizilerine harcayacağınıza o paraları sektörün gidin götünize sokun.