bugün
yenile
    1. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendisi bulunmasaydı, günümüzde bilime dair yapılan hiçbir şey yapılamayabilirdi. bir nevi, evren matematikten ibaretse eğer, kalbi bu rakamdır.
    2. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aslında sonsuz bir başlangıçtır. sıfırdan başlarsan mükemmele ulaşırsın, zirveden sıfıra düşersen hatalarını görürsün. yani sıfır sadece bir rakam değildir, bundan öte, çok ilerisidir
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      istisna sanırım. roma rakamları ile ifade edilemez.
    4. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      arapça boş anlamına gelir. 976 tarihinde muhammed bin ahmed'in yazmış olduğu mefatihu'l-ulum eserinde geçmiş yani bu zat tarafından keşfedilmiştir.
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatımın özeti.
    6. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      matematik, fen bilgisi ve mühendisliğin temelini oluşturan rakamdır. bu güçlü sayı kadar tartışma konusu olan ve mutluluk veren başka bir sayı duymadım. her şeyden önce bu sayı geleceği tahmin etmemizi sağladı. ama bunu anlamak ve sıfırın gücünü görmek için, önce onun doğuşunu ve verdiği mücadeleyi bilmek gerekir. sıfırın bu güce ulaşması kolay olmamıştır. konsept olarak sıfır eski çağlardan beri var olmuştur. babil tabletlerinde ve maya yazılarında karşımıza çıkan sıfır, o zamanlar mevsimlerin akışı ile ilgili hesaplarda kullanılmış. eski alimler bir sayının yokluğunu belirtmek için sıfırı kullanmış, tıpkı bizim 101 derken 10'lar basamağında bir değer olmadığını göstermek için kullandığımız gibi. fakat sıfırın tüm matematiksel kapasitesiyle normal bir sayı olarak kabul edilmesi iki bin yıl aldı. ve bu hindistan'da gerçekleşti. buna hiç şaşırmamak lazım. çünkü; gerek sosyal hayat, gerek dini inançları gereği hiçliğin yani sıfırın ortaya çıkabileceği en elverişli yerdi; hindistan. peki hiçliği ifade eden bir sembol neden olmasın? bu sembole de şunya adı verildi. bugün bile bu kelime kavram olarak hiç, sayı olarak sıfır anlamında kullanılır. bugün kullandığımız diğer bütün sayılar şekil olarak tarih boyunca büyük değişim geçirmiş, sıfır ise her zaman içi boş bir yuvarlak olarak kalmıştır. önceleri sıfırın yuvarlağını hiçliği temsilen bir delik olarak algılıyordum. fakat hint mistisizmi bu yuvarlaklığı yaşam döngüsü ya da diğer adıyla "ölümsüzlük kıvrımı" olarak yorumlar. gök bilimci brahmagupta sıfırın 7. yüzyılda hindistan'da yükselişini sağlayan kişi olmuştur. matematikte "şunya" sadece herhangi bir basamakta hiçbir şey olmadığını göstermek için kullanılmaz, hesaplarda da onu diğer sayılar gibi kullanabilirsiniz. onu toplar, çıkarır, çarpabilirsiniz. bölme biraz sorunludur, ama daha sonra göreceğimiz gibi bu da matematikte başka bir muhteşem alanın açılmasına neden olmuştur. yavaş yavaş güney asya'da kendisine yer edinen sıfır oradan orta doğu'ya geçti. buradaki islam alimleri sıfıra sahip çıkıp bugün kullandığımız arap sayı sisteminin bir kısmını oluşturdu. (bazı tarihçiler, sıfırın hindistan'da ortaya çıkışına gereken önemi atfetmek için bu sayı sisteminin hint-arap sistemi olarak adlandırılmasını önerirler.) ne var ki bu inanılmaz ruhani ve entelektüel başlangıcın ardından sıfır sıkıntılarla karşılaştı. hristiyanlığın islam'a karşı haçlı seferleri düzenlediği, arap fikirlerinin, matematikte bile olsa, yaygın şüphe ve güvensizlikle karşılaştığı bir dönemde avrupa'ya geçmişti. 1299'da floransa'da diğer bütün arap rakamlarıyla birlikte sıfır da yasaklandı. gerekçe ise; sıfırın kolayca dokuza dönüştürülerek, rakamların sonuna birkaç sıfır eklenerek fiyat şişirme yoluyla sahtekarlık yapılmasıydı hashajshajsa. üstelik negatif sayılara geçit olduğu için sıfır tehlikeli görülüyordu. negatif sayılar borç alma ve verme olgusunu meşrulaştırıyordu. sonunda sıfırın diğer bütün arap rakamlarıyla birlikte kabul görmesi 15. yüzyılı buldu. o zamanlar ingiltere'deki oxford üniversitesi yüzyıllardır eğitim veren bir kurumdu ve matbaa yeni kurulmuştu. bunların ikisi de sıfırın matematikte bir fikir olarak gelişmesine yardımcı oldu ve bugün kullandığımız birçok bilimsel ve teknolojik yönteme kaynaklık etti. 17. yüzyıla gelindiğinde sıfır, fransız filozof descartes'ın icat ettiği kartezyen koordinat sistemi'nin (okuldaki x ve y grafikleri) temelini oluşturuyordu. bugün mühendislikten bilgisayar grafiklerine varana kadar birçok alanda hala bu sistemi kullanıyoruz. bellos'un çok iyi ifade ettiği gibi; "rönesans aslında sıfırı içeren arap sayı sisteminin gelişiyle başlamıştı. böylece aritmetiğin siyah-beyaz dünyası birden muhteşem renklere bürünmüştü." fakat rönesans döneminde sıfır öylesine güç kazanmıştı ki yeni ihtiraslara yol açmıştı. daha önce sözünü ettiğimiz sıfıra bölünme meselesine gelelim; sıfırı sıfıra bölme düşüncesi hesabın temelini oluşturur. hesap matematikte değişimi ifade eder ve gelecekte olabileceklere dair öngörülerde bulunulmasını sağlar. zamanla değişen bir şeyin grafiği çizilerek belli eğilimler görülebilir ve sonrasına dair tahminlerde bulunulabilir. hesap, herhangi bir şeyin zamanla gösterdiği değişimi tarif eder, borsanın gidişatından tutun da vücutta ilaç dağılımına kadar… rakam olarak sıfır konsepti olmadan bunların hiçbiri mümkün değildir. o halde bu içi boş ama güçlü yuvarlağa tarihte ve günümüzde hak ettiği değeri vermek gerekir. nerde benim ceketim? sıfırın karşısında saygıyla önümü ilikliyim. nerde benim ceketim? not: bbc'nin bu konuya dair bir şeyi vardı da ne olduğunu hatırlamıyorum şu an, aklıma gelirse iliştiririm buraya.
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      herostratos: tarihin ilk kundakçısı... i̇lya: kızıl ordu için üretilmiş yaratıklar mangası fikrinden arta kalan tek canlı... i̇lhami: foto muhabiri; yedi ti̇p’linin öldürüldüğü gece çektiği fotoğraflar var elinde. reşat: kitap kapağı tasarlamayı bırakmış, reklam ajansında çalışıyor. i̇ki bin yıllık bir gizli örgütün üyesi bu dört adam, i̇stanbul’u nazilerden kurtarabilmek için bir araya gelir. caymaz, yedi yılda tamamladığı sıfır’da, bu dört adam üzerinden varlığın, yokluğun ve erkekliğin şiirini yazıyor. devreviler, evren matbaası, kayıp giden camiler, i̇kinci dünya savaşı’nda berlin, kiliseler, pasaj içleri, i̇skenderiye kütüphanesi, şehrin karanlık tünelleri, buchenwald ölüm kampı, hayalet gemiler, evrenler arası gidip gelen trenler, “küfre yaklaşırken artan iman” ve kendine dönerek kuyruğuna kavuşan yılan... okur, bu kapkaranlık kitapta, okuyanın öldüğü el-azif’e doğru sonsuz yolculuklara çıkarken “insanın yalnızlığı haykırdığında her zaman aşkı haykırdığını” bir daha, bir daha tekrarlayacak. sıfır, son dönem türk edebiyatının, en başka romanı! (tanıtım bülteninden)onur caymaz 2017 (bkz: kırmızı kedi)
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bi süredir pek haşır neşirim kendisiyle. şu sıralar sık sık aldığım not. hatta sürekli. ben ha bire sıfır alıyorum arkadaşlar. bildiğimiz sıfır. ben hayatımda hiç duymadığım kadar sıfır duydum, gördüm son zamanlarda. sıfır, sıfır, sıfır.. işin kötüsü hiç umurumda değil. sadece oturduğum yerde üzülüyorum. sonra geçiyor. sonra yeniden hatırlıyorum ve yine yeni yeniden üzülüyorum. ama inanmazsınız sonra yine geçiyor. döngü.. ve bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyorum. sanırım bende biraz aptallık var.. ayrıca güzel entry; (#656130)
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Roma rakamlarıyla gösterilmeyen tek rakamdır.