süleymancılar

Boyle yobaz sinifi gormedim. Gunluk eglenceleri bile gunah sayiyor. Taraftar toplamasinin en onemli nedeni ucuzlugu olabilir. Rastgele yurt ararken bunlarin yurduna da gitmistim. Boyle sartlar hayatim boyunca gormeyecegime emin gibiyim. %99 diyelim. Hatirladigim bazi maddeleri yaziyim. -Pazar gunu disinda okul bittigi andan itibaren yurda geleceksin. Pazar da 11 e kadar olması lazim. -Gunde 2-3 saat(ya ikiydi ya uc) kuran okuyacaksin. -Kot pantolon yasak. Bunun gibi 30-35 maddeydi sanirim. A4 sayfasini kapliyordu kucuk puntolarla iste. Fotografini caktirmadan cekmistim silinmis. Aylik ucreti de aylik 90 ya da 100 liraydi sanirim. Devletten ucuzdu o kesin ama net rakami hatırlamıyorum. Isin kotusu bu yurtlari karsilikli koca koca 2 bina yapmislardi. En az 1500 kisi kalıyordur. Icim acidi cocuklarin biriyle de konusunca belli etmemeye calistim bilmiyorum basarabildim mi.

kim bu sülüman?

yaklaşık 4 yıl içli dışlı olup 3 yıl yurtlarında kaldım bu cemaatin. Bahsettiğin maddelerin hiç biri ile karşılaşmadım. Lise düzeyindeki yurtlarda günde 1-2 saat dini ders var. O da başta yurda girerken vaad edilen birşey. Kabul etmeseydin o zaman yarrak dedirten bir durum yani. İçinde mutlaka kötüleri, para için hareket edenleri vardır. Ama gerçekten Allah rızasını gözetenlere denk geldiğinizde gerçekten çok güzel bir ortam.

yeşil renk kutsaldır

bir de böyle bir cemaat var. kin beslemek değil de 15 temmuzla da alakası yok. ben genel olarak ibadetini yerine getirenlerin kendisi ile allah arasına bir kurumu, kuruluşu sokması karşıtıyım. ibadetini yapıyorsan yaparsın, yapmıyorsan tercih meselesi. konu bu kadar basit bence. kendisi ile allah arasına diyerek kastettiğim şey ise bir yere bağlı olmaktır kastım. farklı şekilde anlaşılmak istemem.

2 yıl bu cemaatte kaldım. çocuğumu hayatta göndermem, yediğim dayağın haddi hesabı yoktu.

olum böyle dini kullanıp gruplaşanların hepsini kökünü bu ülkeden kazımak lazım

(#1088001) ithafen. isimlerini süleyman hilmi tunahan isminde eskilerden bir zattan alır. yazdığı tek kitap kuran okumayı öğreten bir elif be kitabı olması lazım. yanılmıyorsam diğer tarikat liderleri gibi şahsına münhasır bir öğreti kitabı yok. elif be kitabı kendilerinin dediğine göre kuran'ı en kolay öğreten sistem ile hazırlanmş bir kitap. yurtlarında süleyman hilmi tunahan'ın hayatında yaşadığı çeşitli hikayelerden sıklıkla bahsedilir. en meşhuru sıkıntılı baskılı dönemlerde tren vagonlarında insanlara kuran okumayı öğretmesi olan hikayedir. kendisi kitap yazmak bir ekol oluşturmaktan ziyade daha çok insan yetiştirmeyi tercih etmişe benziyor. onun yetiştirdiği kişiler daha sonra kitaplar yazmış, kurumlar kurmuştur ancak bu kurumların ismi ilk öğretmenleri olan bu kişiye dayanır. hakkında bu nedenden dolayı çok fazla bilgi bulunmaz. cemaat mensupları kendilerine sülaymancı değil süleymanlı derler. merkezleri yanılmıyorsam antalya'da idi. akp ile pek bir alakaları yok, bir önceki seçimlerde cephe aldıklarına dair duyumlarım olmuştu. para pul işlerinde aslında cömerttirler para cukkaladıklarını hiç düşünmedim. genel olarak vakıf ve öğrenciye harcadıklarını düşünüyorum genel itibariyle bir kurnazlık yaptıklarını düşünemem. ama yine de kurumlarında her zaman tutumlu ve mütevazi oldukları da söylenebilir. bunlar genel hatlarıyla söylenebilecekler, bunların dışında özel olarak tüm kurumlara bağlanmayacak pislik ve sıkıntıları da olabiliyor onlara sabah sabah hiç girmek istemiyorum. şu son olayların ateşi ile heyecanlı bir tepki vermezsek genel olarak süleyman hilmi tunahan ve süleymancılar hakkında genel bilgilerim bunlar. yine de aman aman kollancak bir cemaat oluşumu değil. genel itibariyle fazlaca içine kapanık bir örgütlenme. bu tarz kapalı oluşumlar her zaman tehlikeli olmuştur. ayrıca öğrencilere haddinden fazla disiplin uyguluyorlar. bunun sonucu olarak onlardan eğitim almış neredeyse hafız olmuş ancak bir şekilde gençlik çağında onlardan kaçmış bir müslümana yakışmayacak bir yaşama bürünmüş çok insan tanıdım. her gün esrar içen, kova yapan, alkol tüketen, ahlaki değerleri çok çok düşük olan ama kuranı çok çok iyi bilen neredeyse tamamını ezberlemiş insanlar tanıdım. bunlar süleymancılardan eğitim alıp bir şekilde yakayı kurtarmak istemiş çocuklardı. eğitim metodları bu yönden çok sıkıntılı her insanda doğru etkiyi yaratmıyor. edit: bu arada tabii ki sadece onlardan kaçıp, nefret eden düşük insanlar olmuyor elbette. kimileri var ki tam bir dava adamı diyebileceğim, allah rızasınından başka gayesi olmayan, güzel insanlardır. bu cemaat bu tip insanlar da yetiştirmiştir. öğrencinin derdiyle dertlenen, onları kazanmak için çabalayan, kendilerinden ayrılsa bile yıllar boyu arayıp soran, hatrı eksilmeyen insanlarını da tanıdım. insanın ahlakına ve karakterine özenebileceği güzel insanlar da çıkabiliyor. bunları da görmek lazım. bu da tabii ki bir topluluğu tümden yerin dibine sokmanın ya da göklere çıkarmanın ne kadar yanlış bir tutum olduğunun keskin bir delilidir. genellemeler... kötü şeyler. ama yobaz mıdırlar derseniz? zorlama bir genelleme yapmak durumundaysam eğer evet fazlaca yobazlıklarına şahit olduğumu söyleyebilirim. genellemeler... kötü şeyler.

böyle bir şey yoktur. tarikat, din ve mezhep gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır.

eskisinin yerini alan terör örgütü. devleti ele geçirmeye başladılar. kadınların eğitim hakkını hiçe sayıyorlar. fetöden daha kapalı ve daha bağnazlar. fetö darbe yaptı ama bunlar imkan verilse kamikaze yaparlar. ulan hala anlamadı halkımız ve devletimiz: böyle sik sok radikal gruplara güvenilmez. varlıkları bile ülke hedeflerine zarar verirken şimdiden palazlanmaları.. inşallah erkenden foyaları ortaya çıkarlar da sülük gibi emmezler kanımızı. bunlar daha gerici olduğu için çekilmez de..

lacivert takke diye bir zorunluluk var ve bunu hadislere dayandırıyorlar, o kadar araştırdım baktım lacivert takke ile ilgili tek bir hadis bulamadım. bu kurumda hocalık yapabilmek için iyi bir arapçanızın ve fıkhi bilgilerinizin olması gerekiyor, kesin kes sınava takım elbiseyle gitmek zorundasınız, süleymancıları ince bıyık, lacivert takke, kumaş pantolonlarından tanıyabilirsiniz. kot giymek ve herhangi bir müzik dinlemek yasak birtek çalgısız ilahiler serbest. yurtları, genellikle çok lüks olurlar. en alt katta yemekhane, giriş katta konferans salonu ve ofis bulunur. diğer katlarda ise, mescit, yatakhane, vestiyer ve derslikler vardır. hem dini hem okul dersleri birlikte verirler, dini dersleri yurt hocaları, okul derslerini ise dışardan yine kendi bünyelerinden çıkarttıkları kişiler verirler. gözlemlerim kadarıyla aileye öğrenciyi çok kötülerler sanırım öğrenciyi yurda bağlamak için yapıyorlar. her yurdun kendisine ait bir ihvanı vardır. bu ihvanlarda, esnaflardan, hocalardan, iş adamlarından kişiler bulunur. ha birde dayak var. çıkarımlarınızı siz yapın ben kötülemek ya da övmek istemiyorum.

her yerin her konunun her kurumun her şeyin iyisi kötüsü olduğu gibi bunların içinde de iyisi de barınıyor kötüsü de. net bir amaçlarının olduğunu dusunmuyorum devlete yönelik ama tabi bunu kimse bilemez. ancak gordugum ve bildiğim kadarıyla en net çıkarım bıkkınlık verecek kadar disiplini dayatmaları. onun dışında yok şöyle iyi yok böyle iğrenç gibi bi'şey demek zor iyisini de gordum kotusunu de.

bunların yurdunda 2 sene kaldım, 13 ve 14 yaşlarım hep karanlık. yediğim dayağın haddi hesabı yoktu, ağzımı burnumu kanattıklarını bilirim. gözümün önünde onlarca çocuğu hayvana vurur gibi vurduklarını bilirim. hurafeleri çoktur, rabıta yaparlar. süleyman hilmi tunahan'ı hz.ömerden üstün görenide gördüm. hocalarının hala yaşadığını, insanlara ders anlattığınıda dinledim. zekat parasını bi çember halinde bizim elimize verip, "aldım,kabulettim" gibisinden bir şey söyleyerek parayı kendi kafalarına göre helal yapıp alıp gittiklerinide gördüm (parayı insanlar öğrencilere verir, bunu öğrencilere verin diye. bunlar alır başka şeyler yaparlar, ne yaptıkları konusunda bi fikrim yok, bana vermediler ama bi kaç kişiye böyle yapıp 5-10 lira verdiklerini duydum) sonuç olarak evladım olursa hayatta buraya göndermem, büyük konuşmak bu ama ben bunlar yüzünden 13-14 yaşlarında pısırık oldum, evladımın olmasına izin vermem

ya heryer de aynı değil fakat lise 1de evim okula uzak olduğu için bu yurtlardan birinde kaldım ve hayatımda görmediğim kadar pislik insanları biriktirip buraya koymuşlar sanki ulan tamam yaramaz çocuğu döversin anlarımda mescitte kağıttan top yapıp maç yaptığımız için dayak yedik abi. her sabah namazında o küçücük dolabın içine girip namaz kılmazdım çünkü dini o kadar çok zorlama yapıyorlarki adamı usandırıyorlar. benim 15 gün devamsızlığım vardı hoca yurttan biri yani okuldan atıl gel burada seni yetiştirelim hoca olursun biz gibi dedi. ondan sonra yurtta durmadım zaten ayrıldım. not: bakın hepsi böyle demiyorum ama benim karşılaştığım böyleydi

her ne kadar konuyu dallandırıp budaklandırmak istemesemde yazmak zorunda hissettim kendimi. herkesin ortak düşüncesi aynı. dini bu yurtlardan başka doğru düzgün öğreten yoktur. devlet içinde yapılaşmaya gelince böyle bir şey kesinlikle yoktur. devlette çalışan yoktur demiyorum ama yapılaşma dediğiniz sizin fetöcüler gibi olur. dayak mevzusuna gelince doğruydu bir zamanlar. dayak vardı. ama artık yok denecek kadar az. herhangi bir şikayette dayak atan kişiyi kovarlar. eskiden ortaokulu bitirenler direk yurtlarda hoca olmak için eğitim alıyorlardı ve 18 yaşında hoca oluyorlardı. hayatta hiçbir şey görmemiş insanlar. dayak mevzusu da, bazı konularda yanlış bilgi mevzusu da bundan kaynaklanıyor. şimdi üniversite mezunu olan hocaların sayısı arttığı için bu tip olaylar azalıyor. siyasi olarak bir oluşum yok. ama şöyle bir şey var. artık çok büyük bir topluluğuz. dünyanın her yerinde yurtlarımız var. denetleme sistemi de var ama suistimal ediliyor. her resmi kurumda olduğu gibi. kaldım. dayak da yedim. yemekte yedim. arkadaşlarımı da getirdim. ama bazı kalan arkadaşlar detaylarını bilmedikleri olayları yazmışlar. ön yargı oluşturmamak için yapmayın. dipçe: imla

arkadaşlar ben tam 10 yıldır yurtlarında kaliyorum. dört dörtlük bir müslüman değilim bana düşmez ama birşeyler karalamak hakkımdır diye düşünüyorum izninizle. biraz uzun olacak ama okumanızı tavsiye ederim. buradaki bazı olumsuz yorumlara cevap vereceğim bazılarına destek vereceğim. kimseyi kırmadan tabi. -öncelikle tarikat değil bir topluluk, bir cemaatiz. -kendimize süleymancı değil süleymanlı denmesini istirham ediyoruz. ayrıca sülo sülüman falan hiç hoş şeyler degil bunlar arkadaşlar lütfen ;) -lacivert takke bir zorunluluk değil, hadisi seriflere dayandıran kimse de yok. bir sembol, bir simge olmuş artik. büyütülecek birşey değil. -kuralları katı şöyle disiplinli böyle zor diyen arkadaşlar evet herkes ayak uyduramaz ama bu bir kötüleme sebebi değildir. ilk girdiğimde ben de zorlanmıştım. hatta eleştirmiştim ama çocuk aklımla, kalmak istemediğim için. ama disiplin kötü birşey değil ki. yeri geldiginde ulan alman disiplini, japon disiplini be diye imreniyoruz ama kendi içimizde sevmediğimiz bir grup olunca elestiriyoruz. ayrıca eleştirmek farklı kötülemek farklı bence. bazi arkadaşlar direkt düşman olmuş nasıl karalayacagini şaşırmış durumda. -paragözlük meselesi. ateşli ateşli eleştiren bir arkadaş da yazdı. yurtlarimizda kalmak gerçekten çok ucuz. yani öğrencilerden gelen aidatlarla sistemin dönmesi imkansiz. 100 kişi kalsın yurtta 100bin lira eder. bu para yurdun elektrik faturasına yetmez arkadaşlar. tabiki de yardım toplanacak. isteyen verir istemeyen vermez. burada bir nüans var yalnız. her yerde yardım toplama işini edeple dört dörtlük yapıyorlar mıdır bilemiyorum ama ben çok yurt gezdim. gayet makbuzuyla faturasıyla yapılıyor bu iş. makbuzsuz hicbir yere yardım yapmayın zaten. maddi durumları iyi olan hocalarımız arkadaşlarımız var ayrıca. lüks takılmaları insanların gözüne batıyor ve kesin para tırtıklıyorlar diye de ortalıkta söyleniyor bazıları. -siyaset ve devlet kadroları. arkadaşlar şu lanet olasıca siyasete girsek de girmesek de kötü oluyoruz. zamanında anapa oy verilmiş ben küçüktüm eleştirilmişiz mhpye oy vermisiz eleştirilmişiz. artık herhangi bir partiye destek vermeyeceğiz bize zarar veriyor demişiz yine eleştirilmişiz. siz söyleyin ne yapalım biz? devlet kadrolarına gelince malum fetonun yaptığını herkes biliyor biz de durumun farkındayız. onlardan açılan boşluklara bizim cemaatimizden insanların yerleştirildiği safsatadan öteye geçmiyor. kendi imkanlarıyla girebilen varsa girsin deniyor. bakın yeminle benim öz abim iki yıldır girmeye çalışıyor devlet şbp mezunu. imar planlamada yetkili bir abimiz var. işin gerçeği, yardımcı olun dedik ama olmaz hak var dedi. istese alır yanına kimse de birşey diyemez ama adam kayirmamaya özellikle dikkat ediliyor. -neden cemaat var allahla aramıza neden aracı koyalım demis arkadaşın biri. güzel kardeşim dinimiz mezhebimiz neden varsa tarikatler, cemaatler de bu yüzden var. hâşâ o zaman islama da gerek yok ki ben kendimi biliyorum zaten her şeyi allah yarattı, o zaman bir dine mensup olmama gerek yok demiyorsak bunlar da böyledir. ben şahsen dinimi doğru ve güzel ögrenmek, yaşamak için kalıyorum. malum islamı ülkece güzel yaşayamıyoruz maalesef. özellikle gençlik çağımızdayız dikkatli olmamız gerekiyor. uzak durmamız gerekiyor yasaklardan. bi nebze kendimizi frenlemeye çalışıyoruz da denebilir. -dayak. evet malesef oluyordu önceden. ben de yedim tabii ki. eskiden ortaokul mezunu çocukları hoca yapıyorlardı. dayağın temeli buna dayanır. fakat şimdi üniversite mezunu hocayla dolu her taraf. ciddi manada bir gelişme söz konusu. öğrencinin halinden anlayan eğitimli kültürlü insanlar. dayak konusunda tamamen okullarla aynı durumdayız. ben ömrümün dayağını ilkokul birinci sınıfta yedim. köyde okudum 1. sinifi, iki güne bir sira dayagi yerdik. istanbula geldik sonra, köydeki kadar olmasa da burada da vardı. ama şimdi hele bir öğretmen fiske vursun öğrenciye, direkt meslekten ihraç. aynı durum bizde de söz konusu şu an. ayrıca çok tasvip etmemekle birlikte dayağın olduğu dönemlerde öğretmene saygı vardı minnet vardı şimdi kimse takmıyor diyen abilerimiz babalarımız var. haklılık payları yok değil. öğretmene küfreden öğrenci olur mu hiç. bizim sınıfta vardi. öğretmen n'apsın disipline verdi, üç gün uzaklaştırma, sonra çocuk geri geldi. noldu peki? hocanın okulda itibarı sıfır. bakın mükemmeliz demiyorum kimse de diyemez ama eleştirirken biraz düzeyli eleştirin. sevme tamam ama kin kusma. terörist nedir ya allah aşkına. devlet içi yapılaşma falan geçin bunları kardeşim. el insaf yani. kendi halimizde bir grubuz niye bu kadar rahatsız oluyorsunuz? ha bir de asıl bunlardan korkun diyen vardı onu ciddiye bile almıyorum. uzun ettiysek affola. iyi günler dilerim hepinize seviyorum sizi. edit: kiz.çocuklarından bahsetmeyi unuttum çok özür dilerim. eleştiriye destek vereceğim şeylerden biri de buydu. yazi.uzun olunca hatirima gelmedi. ben kızım olursa inşallah okutmaktan yanayım. hayatı görsün çocuğuna en iyi temel eğitimi anne verir sonuçta. bilgili bilinçli bir birey olmasini ve yetiştirmesini isterim kızımın. ama böyle bir durum var işte. isteyen gönderir yine kimsenin kızına başkası karışamaz. ayrıca yangında can veren canlarımıza ne kadar üzüldüğümüzü bilemezsiniz arkadaşlar. ihmal kesinlikle var elestirilecegiz tabi ki. ama acımasızca değil, bize duygusuz insan muamelesi yapmayın. inanin sizden çok biz istiyoruz sorumlularin hesap vermesini. verebilecek bir hesap değil ya neyse. allahtan niyazım bir daha böyle bir acı yaşanmasın.

(bkz: süto) şimdilik suya sabuna dokunmadan idare ediyorlar ama türkiye'de cemaatler dönemi resmen kapanmıştır. herkes kendine müslüman olacak artık.

gerçekten müslüman olan birisi buralara gidip de "ben dinimi öğreniyorum" falan demez. en net haliyle inen ilk ayeti uygulamak bu cemaatlerden uzak durmak için yeterlidir: oku! keşke devamı bir de okuduğunu anla olsaymış. gerçi "oku" uygulanmıyor ki "okuduğunu anla" uygulansındı değil mi? inancına göre sen kendi imanından ibadetinden sorgulanacaksın değil mi kardeşim? e sen ne cevap vereceksin? "hede bizim yurtta beyle anlattılar beyle dediler ben de beyle yaptım" mı diyeceksin? kendi aklın vicdanın yok mu demezler mi sana? ben olsam derim valla. beni mod yapmalarını rica edicem zaten gidince dur bakalım... cem yılmaz'ın ilkel kabilelerle ilgili bir anlatısı vardı. hani "ulan bunların hiçbir şeyden haberi yok. bunların hali daha kötü. soracaklar hani zekat fitre oruç? cevap da haayeehandaaeyyaa... lan şef hani bu ne? nooliyo?" hesabı olmasın gidince. yerleşme, kadrolaşma, para döndürme merkezleridir benim nezdimde. "yooğh ben görmedim öyle şeyler. kendi hakkınızla girin dediler" diyen arkadaşım; sende üst kademe ışığını göremedikleri için haberin olmamış olabilir mi böyle şeylerden? falan filan.

farklı renkte takke takıp, farklı şekilde başortülerini bağlayarak insanları kutuplaştıran bir tarikattır. bmwlerle fink atan abilerini yöneticilerini saymıyorum bile. kula değil, allah a kulluk edin!

fetullahçılardan daha tehlikeli bunlar

o kadar cok cemaat var ki insan hangisine inanacagina sasiriyor. sen kurani kerimin ne demek istediklerini anla onun yolundan git. cemaatler seni ister istemez kendi icine cekiyorlar.

3 yıl yaz aylarında kaldım yurtlarında 1 senede okul zamanında tam olarak hakkari'de komando olmak gibi birşey günde 2 saat bahçeye cikabiliyorsunuz öğle ve akşam yemeğinden sonra , yemekler berbat ötesi ,yörenin halkından yetiştirdiği urunlerden bir miktar isterler yurt giderleri için bazense teravih çıkışı cami önlerinde tezgah kurarlar ,belletmem abiler adamın anasını ağlatır astsubay gibi dayak atar sabah namazı adeta sabah ictiması gibi kalmayana türlü işkenceler yapilir,ayrıca uyudugunuz elbiseyle namaz kildirmazlar sabah namazında elbise degistirirsiniz 😀 ramazan aylarında 2 dilim peynir 3 zeytinlerin oruç tutmanız beklenir ayrıca yemeği beğenmeyip yemezseniz o tabak kafanizda patlar ama ne kadarda olumsuz olsa da güzel günlerinde geçti haksızlık etmeyelim edit olaraktan ; bazı hocalar çok ibne bir keresinde güzel bir koli çerez gelmişti ayrı ayrı paketlenmiş karışık çerezler hoca kendisine kallavi olanlarını seçti digerlerinide biz yedik (bkz: hoca amk)

tum iyi liseleri basti bu guruh. ileride cok tehlikeli seyler yasanabilir.

önyargılarla eleştirmek yanlış, bi çok insanın hiç bi bilgisi yok bu cemaat hakkında ama herkes atıp tutuyor ve bu beni çok üzüyor. ben de beş yıl yurtlarında kaldım ve atıldım yurttan. bayağ kavgalı gürültülü ayrılmıştım ve bazı cemaat hocalarıyla şahsi husumetim var halen. bu cemaati çok eleştirdim şimdiye kadar, pek çok konuda ama bazı arkadaşlarımın eleştirileri çok gülünç. yigidi öldür hakkını yeme demişler, sorusu olan ya da tartışmak isteyen varsa ben objektif bi şekilde yanıtlamak isterim

illa bişeyci olacaksınız ya !! bu dinin kitabı da peygamberi de belli. birilerini gözünüzde ruhanileştirip , öncu olmanız falan yazmıyor hiçbir yerde.

-süleymanlı diyorlar kendilerine. -batı kesimlerinde biraz daha yumuşak kuralları var yurtlarının ama iç anadolu'da yanlış yaptığın an sikerler(üniversite yurtları için) -lisedeysen son sene açıktan okutuyorlar. büyük illerdeki süleymancı yurtlarında kampa gönderiyorlar. -benim tanıdığım süleymancıların çoğu boş adam. -atatürk'ü sevmezler. -süleyman hoca'dan ders almış kişilere adeta taparlar.

kot pantolon yasaktır yurtlarında

üniversite için yurt bakarken babamla birlikte gittik bakmaya. yurt efsane özel yurt olsa 7-8 bin para çekerler en az ammavelakin çok saçma kuralları var. -kot pantolon yasak -resimli tişörtler yasak ne yapalım amına koyayım samanyolu tv'dekiler gibi bembeyaz kıyafetle mi gezelim. -okul saatinden önce çıkış yasak yani ben i̇ö olduğum için en az 12den önce cikamam onların bir ritüeli var onu yapıcakmışım. -en son giriş 11. bu normal zaten :ddd buna bok atmicam. neyse adam saydı da saydı. ben babama gözlerimle "bokunu yiyim baba buraya bırakırsan 3 gün yaşamam diyorum" babam bana gözleriyle "şimdi sıçtın olm sen" der gibi bakıyordu. gözlerimden kalamayacağımı anlayan canım babam vazgeçti ama bana efsane bir teklif sunmuştu. teklif ise şu: yurtta 1 sene kalırsam 2. sınıfta araba sözü verdi :ddd babama döndüm ve dedim ki beni mal, mülk, parayla kandirmaya çalışıyorsan doğru yolda olduğunu söyledim ama bunu kabul edemiyeceğimi naif bir dille dile getirdim.

i̇ktidarı yalamıyorlar ve yollarını pek bulamıyorlar diye duydum. din sektöründe olup para basmamaları biraz sempatimi kazanıyor. ama inanç tarzları, katı kuralları falan pek uymuyor bana. doğru da bulmuyorum.

seçim sabahı kime oy atılacağı söylenir ve tüm cemaat oraya atar. tanıdığım süleymancilar genelde mhp li nedense.

yurtlarında kalan bir çok arkadaşım vardı. haklarında bildiğim şeyler: 1- çok sıkı, disiplinliler. 2-öğrencilerine manyak gibi arapça öğretiyorlar ki üniversiteye hazırlandığımız sene orda kalan bir arkadaşım arapça derslerinden vakit bulamadığı için kaçak kaçak yemekhane de ders çalıştığını falan anlatmıştı. 3-yurtları temiz ve ucuzdur. 4- belli başlı kimse veya yerlerden teberru toplarlar 5- birde rabıta dedikleri bir olay var. bazı şeyleri yerine getirdikten sonra kendilerince mübarek bir kimseyi sürekli düşünerek onunla irtibat kurmak gibi bir şey. bildiğim kadarıyla şunu söyleyebilirim ki bence gereksiz sertler. arapça öğreteceğim diye bu kadar kastırmaları da tuhaf geliyor. sırf maddi imkansızlıklardan ötürü bu yurtları tercih etmiş gençleri çocukları bu kadar yormanın alemi yok. baskı ile yaşamak insan fıtratına aykırı. oralardan çıkıp dış dünyayı tanımaya başlayan gençler ipi tam koparır gibime geliyor.

bu cemaata ait bir yurtta iki tane çocuk cinsel istismara maruz kalmış.aladağ da hayatını kaybeden çocuklarda bu cemaatin yurdunda kaliyordu.allahım biz nasıl bir karanlığın içine düştük böyle..devlet kendi eliyle bilerek itiyor bu çocukları uçuruma.

3 ay süreyle yurtlarında kaldığım tarikattır. i̇lkokul,lise karışıktı. genelde köylü çocukları vardı. ben evden bunaldığım ve 2-3 arkadaşım orda kaldığı için gittim yurda. gün genel olarak şöyle geçer; - sabah namazı vakti kalkılır ve namaz kılınır,sonra isteyen tekrar uyumaya devam eder. - kahvaltısı iyidir,biraz eksik gedik olur ama fena sayılmaz. kahvaltı sonrası servisle öğrenciler okula gönderilir. - öğle vakti okulu yakın olanlar yemek yemeye gelir,öğle yemeği de çıkar. - okuldan çıktığınız gibi yurda gitmeniz gerekir giriş ve çıkış saatlerinizin kaydı tutulur. bi durum olursa aileye haber verilir. ve okuldan sonra da zorunlu 2-3 saat dini ders verilir. - akşam yemeğinde genelde çorba,makarna sulu ve etli yemekler çıkar. meyve ve tatlı da verilir. yemekten sonra da ders çalışmak için öğrenciler için ayrılmış çalışma odalarına geçilir. sanırım 11 uyku saatiydi. ama uyan pek yoktu tabi. yurdun temizliğinden öğrenciler sorumludur. namazları öğrenciler sırayla kıldırır yani imam olurlar. ezanı da öğrenci okur. öğrencilerden sorumlu 5-6 tane hoca vardır. yaşları gençtir genelde bu yurtlarda büyümüş kişilerdir. ücreti de gayet ucuzdur. köylü vatandaş çocuğu iyi eğitim alsın istiyor. tabi özel yurtlar pahalı tarikat yurtları ucuz. devlet kendi eliyle itiyor buraya. bu arada sigara içilmesini önlemek için yangın merdiveni kapıları kilitli olurdu yurtta. 1 tane filan açık vardı. aladağ yangını..

3(6,7,8.sınıflar) sene ilkokul, 1.5 sene lise olmak üzere 4.5 yıl yurtlarında kaldım.sonrasında atılmıştım. hatırladığım kadarıyla yazayım. -neden bir süre bu yurtta kaldım?oturduğumuz semt itibariyle biraz pis bir semte sahiptik. çocuklar çok erken yaşta sigara, alkol ve uyuşturucuya başlıyordu.ailem de bu pislikten uzak tutmak için yurda vermek istediler.hem din eğitimi alsın, hem bu civardan uzaklaşsın, hem de okul derslerinde destek olsunla diye. bu şartlara uyan en uygun yurt burasıydı ve buraya gitmeye başladım. -ilkokuldayken 10 kişi civarı 1 evde kalıyorduk. başımızda 2 adet hoca vardı. biri dini ders hocası diğeri okul dersi hocası. dini ders hocası yurtlarda yetişmiş ama okumamış kişiler oluyordu. okul dersi hocası ise yine yurtlarda yetişmiş ama üniversite okuyan kişiler oluyordu. gün içinde üniversiteye giderken, akşamları sorularımızı çözüyordu. -haftada 1 gün ev iznimiz vardı. cuma akşamı okul dönüşü eve gidip, cumartesi öğlen geri yurda dönüyorduk. makul sebeplerde tabi ki ekstra izin alabiliyor ve izin uzatabiliyordun. bunun da bir sınırı yoktu. -hafta içleri 1 saat, hafta sonları 2 saat olmak kaydıyla her gün dini dersler vardı.elif be 'den başlayıp, kuran, tecvid, hafızlık diye sırayla gidiyordu.o zamanlar yasin,tebareke,amme hepsini ezbere biliyordum. -çok aşırı disiplinliydiler. namaz kılmama, dini derse katılmama neredeyse imkansızdı. çok geçerli bir sebep arıyorlardı. -dayak olayına sadece 1 kere şahit oldum. dini ders hocası 1 arkadaşıma 3-4 kez vurmuştu. sebebini tam hatırlamıyorum ama çok şiddetli bir dövme değildi. -kaldığımız evin önünde haftada 1 gün pazar kuruluyordu ve pazar kurulduğu gün 2-3 kişi pazara çıkıp ' biz süleymanlıların yurdundan geliyoruz yardım etmek ister misiniz?'' diye soruyorduk. yardım edilen yiyecekleri de yurda götürüyorduk. babama bu durumu anlattığımda ''bir daha pazara yardım toplamanı çıkmanı istemiyorum. seni çıkartmak isterlerse ben çıkmayacağım de ısrar ederlerse babam istemiyor de'' demişti ve o zamandan sonra ben bir daha çıkmamıştım ama diğer arkadaşlarım çıkmaya devam ediyorlardı. -evde 1 bilgisayar ve 1 ps2 vardı. arada bir tenefüslerde oynuyorduk. hatta metin2 indirmiştik deli gibi oynuyorduk :) -8. sınıfa geldiğimde derslerimin iyi olmasında mütevellit bana bir teklif sundular. süleymanlılara ait özel bir okulda okuma fırsatı hem de %100 burslu. benimle birlikte 1 arkadaşıma daha bu teklifi yapmışlardı. kabul ettik ve gittik ikimizde. -bu sefer bir evde değil de 50 kişilik küçük çaplı bir yurtta kalmaya başladım. buradaki imkanlar harikuladeydi. tüm yemeklerimizi okulda yiyorduk(sabah,öğle,akşam).neredeyse her gün et yiyorduk. okula servisle gidiyorduk.dini dersler çok sıkı değildi. -okuldaki öğretmenler genelde yurt mensubu olmasına rağmen olmayan da çoktu. %40 olmayan %60 olan diyebilirim. gayet güzel eğitim vermişlerdi. o sene sbs den 493 puan almıştım. -bulunduğum ilin en iyi liselerinden birini kazanmıştım. yurt mensubu olan 4 kişiydik okulda. sonrasında lise hayatımızda dördümüzde bir şekilde ayrılmıştık yurtlardan.hatta 3 tanemiz atılmıştı. -lisede kaldığımız yurt normalde üniversite yurduydu.10 katlı bir yurdun 1 katını başarılı lise öğrencilerine ayırmışlardı.kalan 9 katta üniversite öğrencileri kalıyordu. bu sefer 100 kişi falandık biz. 1000'e yakın da üniversite öğrencisi varmıştır. yine imkanlar gayet iyiydi.temizliği tabiki de biz öğrenciler yapıyorduk. -telefon konusunda biraz titizdiler.okuldan geldiğinizde telefonu topluyorlardı.okula giderken geri veriyorlardı. akşam saatlerinde de 1 saat kullanım hakkı oluyordu.sonra tekrar geri veriyordunuz.benim atılma sebebim de telefon olmuştu. -telefonu tamamen kapatmadan vermişim bir gün dalgınlığımla. tüm mesajları okumuşlar,tüm fotoğraflara bakmışlar. arkadaşımla mesajlaşırken yurt hocaları hakkında ''izin vermiyor o.ç. lar'' yazdığım için ailem çağırılıp kovulmuştum. fotoğraflarda da sigara içerken resimlerim vardı. -babam yazdığım mesaj için hiç kızmamıştı.ama sigara için çok kızmıştı. 1 hafta sonra gelin bir görüşelim dediler. babam ve ben gittik. zaten benden bu kadar kolay vazgeçebileceklerini zannetmiyordum. başarılı bir öğrenciydim. üstümden çok reklam yapmışlardı. daha da yapabilirlerdi. bunun için tekrar çağırdılar. ''hadi özür dile de geri dön yurda bi hata ettin biz affederiz''dediler.ama ben özür dilesem de yurda dönmeyeceğimi söyledim babam da arkamda durdu. onlara karşı ezdirmedi beni ve yurt serüvenim bitmiş oldu. -bana çok şey kaybettirdi süleymancılar ya da süleymanlılar. çocukluğumu doyasıya yaşayamadım. hep bir baskı, hep bir dini zorlama, üstlerini hocalarını sorgulamama ,dış dünya ile kısıtlı bağlantı kurma, çok saygın insanları kötü tanıtma,.... -kattıkları yok muydu? tabi ki vardı. onlar sayesinde bataklık çavremizden sadece sigara ve alkol alışkanlığı ile sıyrıldım. zaten sigarayı da bıraktım. alkolü de yılda 3-4 defa. unutulmaz hatıralar kattı.yurt hayatının verdiği inanılmaz eğlenceli ve sıkı dostluklar.

amcam bir defasında kurban işini bunlar vesilesiyle halletti. bayram günü gittik, kesim sırası bekleniyor falan. bize dediler ki yemekhanemiz var, buyurun orada bekleyin. hem kahvaltılık da var masalarda. hay hay, geçtik içeri serin serin bekliyoruz. o yemekhanede aşağı yukarı yüz masa vardır. her masaya kibrit kutusu büyüklüğünde olan paketlerle kahvaltılık ürünlerden koymuşlar. bal, tereyağ, reçel, krem peynir vs. biz tabii tok olduğumuz için dokunmadık hiçbirine. derken içeri bir adam ve yanında birkaç genç girdi. adam gençlere toplayın buraları dedi. gençler açtılar büyük çöp poşetlerini, başladılar tüm masalardaki her şeyi poşetlemeye. amcam "ne yapıyorsunuz siz?" dedi, gençler "çöpleri topluyoruz abi." dedi. el sürülmemiş yüzlerce kahvaltılık.. paketleri açılmamış yüzlerce -tek kişilik- ekmek.. yapmayın etmeyin derken, dinlemediler tabii. hocaları emri vermiş, amcamın sözü nedir? velhasıl; çocuktum o zamanlar. ve bendeki ilk intibaları çok israfçı oldukları yönündedir. arz ederim.

lise 2ye gidecektim. taşımalı sistemle komşu kasabaya gidiyorduk. i̇lkokul servisine binmemizi yasakladılar. 5 tane arkadaş yurtlarında kalmak için sözleştik. sırasıyla, 2-3-4er gün kalarak yurttan kaçtık.

Her yerde para topluyorlar gibi hissediyorum

bakın şimdi üç tane arkadaşım vardı. bunların yurdunda kalıyordu. akşamları dışarı çıkmaya izin yokmuş. saat 10 civarı bunlar duvardan atlayıp kaçtı. attık bunları arabaya gecelere akmaya gittik. biz yasak olduğunu bilmiyoruz bu arada o saatlerde çıkmanın. arabaya gelince biz yurda yarından önce dönemeyiz dediler, o zaman öğrendik. hoayda. neyse bizim yurda kaçak sokmaya çalışırız dedik, geçtik. gecelere aktık geldik yurda. 7 kişiyiz. hepimiz sıralı sıralı parmak basmış gibi yapıp geçicez. her parmak basışta da dlink diye ses çıkarıyor bilgisayarlar. karambole geçersek ne ala diye düşündük. plan bu. 30 saniyede falan yaptık. iyi plan. yarı başarılı oldu da sayılır. 4 kişi geçebildi o karambolde. geçenlerden ikisi bizden, ikisi süleymancılarda kalan arkadaşlar. güvenlikler o karambolde anlamadı onları. biz iki kyk'lı ve bir süleymancı kaldık ortada. tutanak tuttular almadılar içeri. üç kişi dışarıda kaldık aw. maltepe sahile çektik, araba'da sabahladık. işte bu anlatınca komik olmayan şeylerden ama biz gülmekten ölüyoruz. 'aq ikisi geçti biz yurdun öğrencileriyiz biz giremedik falan diye.' neyse sabah oldu, içerideki iki kaçağı lobi zaten kalabalık, öğrenciler okula gidiyor, rahatça kaçak bir şekilde dışarı çıkarttık. biz de barnağımızı basıp girdik yattık. sonra bizi uyandırdılar, müdür çağırıyor diye. zaten uykumuz var, pijamalarla gittik yanına. kyk sonuçta, kurumsal bir yer. takım elbise giyecek değildik. bre aw müdürü! toplantıdaysan bizi niye çağırıyorsun. bir sürü takım elbiseli kadın, erkek toplantının ortasında aldı bizi odaya. şöyle kenarda bekleyin biraz dedi. makam masasının arkasındaki o bayrak direklerinin orada, eller önde pijamalarla bekliyoruz. rezalet ya. sonra döndü bize diyor ki: niye böyle yapıyonuz olum? benden gelip rica etseniz yardımcı olmaz mıyım size? (yurda girişimiz gecenin 2'si. aynen kanks makam odasında idari görevdesin zaten o saatte) ben içeriye intihar bombacısı mı soktunuz, ne soktunuz nerden bileyim diyor. ( o zamanlar bu bomba patlama olaylarının sık olduğu dönemlerdi.) öyle biraz sitem, paylama falan tutanak yiyip geçtik. eh be anonym ne anlatıyon sen dediğinizi görür gibiyim. hiç, öyle anlatasım geldi işte. yurttaki memurların da zaten çoğu süleymancı. kyk tarikat yuvası falan. öyle aklıma geldi bu anı. tşkrlrr. saygılar.

görünürde seçimi kazanan tek tarikat. yakın zamanda yaptıkları çağrı akp aleyhineydi; gorsel menzil, ismailağa ya da cübbeli'nin aksine doğru ata oynamışlar. esas soru şu; peki neden?

ben bunları yakın zamana kadar süleyman demirelci oldukları için süleymancılar sanıyordum. hocalarının adı süleymanmış galiba, çok şaşırdım.