t: runeterra evreninin arındırıcı hatunu.
(bkz: league of legends)
lucian'ın sevgilisi, -lucian'ın babası olan- urias'ın çırağı,
thresh'in düşmanıdır.
thresh'in lanetli fenerinden kurtulup lucian'a kavuştuğu an
---
spoiler ---
senna'nın ışık muhafızı olma öyküsü karanlıkla başladı. her şeyin başlangıcı kara sis'ti aslında...
senna sis'le çok küçük yaşta, uzaklarda yaşanan harrowing'in enkazları yaşadığı adanın kıyılarına vurduğunda tanıştı. enkazın içindeki kara sis, yaşamla temasa geçince yeniden uyandı. senna ve köyündekiler, yakınlarında bulunan bir ışık muhafızı'nın müdahalesi sayesinde ruh fırtınasından kurtuldular. ama saldırıdan sonra sis nedense senna'ya çekiliyordu.
senna lanetlenmiş, sis onu işaretlemişti. dehşetleri kızın peşini bırakmıyor, ateşe giden kelebek gibi ona gidiyordu. senna sis'in ne zaman saldıracağını asla bilemiyordu. ama saldırmaması daha kötüydü çünkü o zaman her gölgede onu nelerin bekliyor olabileceğini hayal etmek zorunda kalıyordu.
senna'yı kurtaran deneyimli, sert mizaçlı muhafız urias, sis'in neden bir tek bu kıza çekildiğini anlamıyordu. ama yaşamak istiyorsa sis'e karşı koymayı öğrenmesi gerektiği belliydi. böylece senna, kara sis'in ilk ortaya çıktığı kutlu adalar'da kurulmuş kutsal bir birlik olan ışık muhafızlarına urias'ın çırağı olarak katıldı. ruhunu ışık halinde yoğunlaştırmayı öğrenip urias'ın ona verdiği yadigâr taştan tabancaları kullanmakta ustalaşarak karanlığın amansız bir düşmanı oldu.
ama senna, urias'la çalışmaya alışıp onun sert öğütleriyle kendini geliştirse de geri kalan herkese bir tabanca boyu mesafede duruyordu. çok samimi olurlarsa sis yeniden geldiğinde zarar göreceklerinden korkuyordu. senna aynı yerde pek uzun süre kalamıyordu. bunu urias'la, ona evlerini açan herkesin mutlaka kuşatmaya uğradığına tanık olarak öğrenmişlerdi. urias öldürüldükten sonra senna bir daha kimseyle yakınlık kurabileceğini sanmıyordu.
senna istemeye istemeye demacia'ya, urias'ın ailesine olanları haber vermeye gitti. orada ustasının oğlu lucian'la tanıştı.
lucian babasının ardından düzenlenecek yas törenine katılmakta çok ısrar etti. senna kabul etmek zorunda kaldı. daha onu gördüğü ilk andan çok telaşlanmıştı. etrafına ördüğü duvarların bu kadar inatçı, bu kadar esprili, bu kadar sevgi dolu birine engel olup olamayacağını bilmiyordu. zaman içinde lucian'ın yerinin senna'nın ortağı olarak muhafızların yanı, senna'nın yerinin de onun yanı olduğu anlaşıldı.
birlikte savaştıkça aralarındaki bağ da güçlendi ve senna duvarlarının yararının insanları dışarıda tutmak değil, onun izin verdiklerini içeri almak olduğunu öğrendi. fakat lucian'ın senna'ya duyduğu aşk büyüdükçe onu lanetinden kurtarma arzusu da artıyordu. zamanla bu tek gayesi haline geldi. gözlerindeki ışık tabancasına geçmişti. senna lucian'ın artık sevgisini değil, sadece üzüntüsünü görebildiğinden kuşkulanıyordu.
sadist hortlak
thresh'le, bu soruna çare ararken karşı karşıya geldiler. afet'in ve senna'nın lanetinin etrafındaki gizemi aydınlatmaya çok yaklaşmışlardı. lucian geri dönmeyi reddetti.
senna, thresh'le kocasının arasına girerken hortlağın zincirleri muhafız'a doğru savruldu. ona tırpandan çok Lucian'ın yüzündeki ıstırabı görmek acı verdi. son nefesiyle lucian'a kaçmasını haykırdı.
ama senna öldürücü darbeyi hissedip kaybettiğinin ayırdına varırken bir yandan da ufacık bir umut ışığı gördü. artık kendisine ömür boyu musallat olmuş kara sis'ten korkması gerekmiyordu. ona tutunarak thresh'in fenerine girip içinde neler olduğunu görebilirdi.
laneti, kurtulmasının tek ihtimali olmuştu.
lucian yıllar boyu sevdiğini huzura kavuşturmak için çabalarken senna da hayalet hapishanesini gezdi. lanetinin kaynağının yaşam olduğunu öğrendi. onun içindeki yaşam alevi herkesinkinden parlak yanıyordu. lanetiyle ilk karşılaşması harrowing'in getirdiği enkazla olmuştu. güçlü, dünyayı terk edemeyen bir hayalet ona dokunup doğadışı yaşamını aktarmıştı.
kara sis'in peşini bırakamadığı şey yaşamdı.
bu gücü kullanarak sis'i içine çekebilir, bu sayede fenerdeki ruhların esaretine son verebilirdi. serbest bıraktığı ruhlar arasında afet'in kaynağı, onun üstündeki lanet ve... bunlara neden olan aşk hakkında çoktan unutulmuş bilgilere sahip muhafızlar vardı.
lucian içerideki ruhların azabına son vermek için kırılmış tabancasını lambanın içine soktuğunda senna hazır bekliyordu. diğer ruhlardan topladığı sis'e bürünerek kaçtı. aslında ölüydü ama laneti sayesinde aynı zamanda hayattaydı. ölmüş muhafızların silahlarından yapılma, hem ışığı hem karanlığı yoğunlaştırabilen, yadigâr taştan bir top kullanıyordu.
artık kara sis'ten kaçmasına gerek olmayan senna, sis'in içindeki ruhların çektiklerini şimdi anlıyor. bu ona acı verse de sis'i kendi içine çekerek hayaletleri serbest bırakıp karanlığa karanlıkla karşı koyuyor. hortlağa her dönüşümüyle, ölüme kucak açarak savaştığı yaratıklardan biri haline geliyor. sonra yakasını bırakmayan yaşam sayesinde yeniden doğuyor.
lucian'la senna'nın aşkı ölüme bile göğüs gerdi ama şimdi yeniden doğumun sancılarını yaşıyor. senna fenerin içinde öğrendiği sırlar sayesinde artık ne yapmaları gerektiğini biliyor.
mahvolmuş kral'ı bulup onu ne pahasına olursa olsun durdurmalılar...
---
spoiler ---