bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      underworld serisinde lycanların lideri. büyük önderim. yaşasın kurtadamların köle isyanı! (bkz: lucian kurdun adı underworld yurdun adı)
    2. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kod adı skinini aldıktan sonra nerf yiyen hero. ritoya sevgiler
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "i've lived by their rules my entire life. i've protected them, envied them, and for what? to be treated like an animal. we are not animals! we do have a choice we can be slaves, or we can be... lycans" "we are not animals. is this want you want? to be their entertainment? their playthings? their pets!? cowering beneath the whip, and then fighting amongst ourselves! is this want you want!?" yine depreşti hasretim..
      0kardeş ekşi mi burası. biz bilmiyok ingiliççe :d - la grande aquile 14.01.2017 09:29:15 |#3076326
    4. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne kılıçdaroğlu gibi liderlik vasfından yoksundur, ne bahçeli gibi koltuk değneği olmuştur, ne de erdoğan gibi halkının zayıf noktalarını kullanıp sömürmüştür. davası uğruna her şeyi göze almış bir liderdir. niye öldün zalım:/ serinin sonraki bölümünde dirilip ortalığın amına koyması tek temennimdir. son filmdeki liderlerini hiç sevmedim. denyonun teki. fakat selene'e olan aşkım luciana olan sevgimi biraz bulanıklaştırıyor. daha tam bir taraf seçebilmiş değilim. kaç film oldu karar veremiyorum amk. şu soktumun lycanlarında milli şuur adam akıllı uyanıp davanın adamı olabilirlerse selene'i hemen unutabilirim zira vampirlerden iş çıkmaz daha. hepsi koltuk sevdasına orospu olmuş durumda.
      2seni o kadar seviyorum ki ne kadar sevdiğimi ben bile bilmiyorum. - aris velouchiotiss 14.01.2017 05:50:48 |#2569647
      0hayatımda ilk kez içinde türkçülük barındırmayan bi konu hakkında bu kadar ciddi konuştum okuyup okuyup kendime şaşırıyorum amk:d ne kadar sevdiğinin önemi yok sev yeter <3 - a shih na 14.01.2017 05:53:11 |#3340444
      0ırkının özgürlük isyanını yönetmek, varlığını muhafaza etmek ve bu uğurda ölmek.. var mı bundan daha yüce şey? - aris velouchiotiss 14.01.2017 05:54:56 |#3076282
      butun yorumlari goster (6)
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "some call a magic ı call a good aim"
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eski metayı çok özlüyorum, kanasusamış+trinty ile oynadığımız zamanları. aman allah'ım, oyun başı ve özellikle orta oyunda yok böyle bir hasar potansiyeli. gelene tokat gidene tokat. sonraları meta değişti ama reis değişmedi. ebedi statikle lane'de carry yakaladığında affetmiyordu. hele 1-2 kere minyon üzerinden karşı carry q yediyse lane kesinlikle onundu. mobil, lane'de orta düzey poke, mobilty, anlık olmasa da zamana bağlı yüksek hasar potansiyelli ulti -doğru kullanıldığında 6 levelda bf ile full ulti karşı adc'nin yüzde 70 civarında canını alabiliyor. bir aralar da youmnu mahvolmuş metasına da ayak uydurdu, youmnu kara balta metasına da. hyper carryler tekrar yükselene kadar her türlü metada kendine yer bulacaktır. hyper carrylere karşı oyunu orta oyunda bitirmek isteyenler de yine tercih edecektir.
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: runeterra evreninin odaklanarak ateş eden tetiksiz silahlı john wick'i. league of legends hikayelerinin bu kadar geniş kapsamlı olması gerçekten takdire şayan. adamların sundukları yüzlerce karakter yetmezmiş gibi, şu ana kadar sundukları şu -binlerce yıllık tarihi olan- dünya, planladıkları evrenin sadece altıda biriymiş.. senna'ya kavuştuğu an.. not: (#2334817) --- spoiler --- lucian çok küçük yaştan beri, kadim ışık muhafızları birliğine girmiş babası urias gibi olmaktan başka bir şey istemezdi. lucian, demacia'daki evlerinde kalırken urias diyar diyar gezip yaşayanları kara sis'in hortlaklarından korurdu. urias lucian'a, cesaret ve zekâyla başarıya ulaştığı maceralarını masal gibi anlatırdı. lucian onu ağzının içine bakarak dinler, kendisini babasının yanında runeterra halklarını korurken hayal ederdi. ama ailesini seçtiği tehlikeli yaşamın risklerinden korumak isteyen urias, oğlunun kendi yolundan gitmesine gönüllü değildi. lucian, urias'ın çırağı olacağı günü bekledi durdu ama o gün hiç gelmedi. onun yerine lucian demacia'da kaldı ve krallığın kültüründen gitgide uzaklaşmakta olduğunu fark etti. demacia'da kimseye zararı olmayan büyücülerin bile sürgüne gönderilmesi onun özellikle zoruna gidiyordu. lucian teselliyi, sürgünlere tehlikeli yolculuklarında eşlik edip onları korumakta buldu. yurttaşları dünyayı iyi ya da kötü diye kesin sınırlarla bölüp büyücüleri kanun kaçağı olarak görseler de lucian onlara daha yakından bakıp yardıma ihtiyacı olan insanlar görmüştü. bir gün böyle bir yolculuktan döndüğünde kapısında bir yabancıyı bekler buldu. kadın kendini ışık muhafızlarından senna olarak tanıttı. urias'ın yadigâr tabancasını tutmakta olan senna, lucian'ın babasının kara sis'in çoktan ölmüş hortlaklarıyla çatışırken can verdiğini anlattı. senna ise urias'ın çırağıydı, yıllardır yanında savaşıyordu. lucian yaşadığı şoktan bayılacak gibi oldu. hem babası ölmüştü hem de karşısında onca zamandır imrendiği hayatı yaşayan bir kadın duruyordu. senna vedalaşıp gitmeye yeltenirken lucian onu kapıda durdurup peşine takılmakta ısrar etti. ne yapacaklarını biliyordu. kaybettikleri muhafız'ın yasını tutacaklardı. senna, lucian'ın kendisine eşlik etmesine istemeye istemeye izin verdi. yolda birbirlerine urias'la geçirdikleri zamanları anlattılar. senna, lucian'ı yalın ama bilgece sözleriyle teselli etti, lucian da sevgi dolu anılarla onun acısını hafifletti. sonunda, urias'ın demacia topraklarından çok uzaktaki doğum yerine vardılar. kaybedilen muhafız'ın anısına yas töreni orada yapıldı. dönüş yoluna çıkmaya hazırlanırlarken sahili kara bulutlar kapladı. bu iğrenç karanlığın içinden çıkan hortlaklar onlara saldırdı. lucian dehşet içinde kalmıştı ama senna alışkın bir sertlikle silahlarını çekti. bu, onun lanetiydi. çocukluğundan beri kara sis'in kolları onu takip etmiş, fazlaca oyalandığı her yerde dehşetlerini sergilemişti. senna bu yaratıklardan biriyle savaşırken yaratık urias'ın tabancasını genç kadının elinden düşürdü. kaderinin önüne yeni bir kapı açtığını sezen lucian tabancayı hemen kaptı. kalbini yakan keder maddeleşerek bir ışık oku halinde tabancadan çıkıp hortlağın dikkatini dağıttı. bu sayede senna yaratığı geldiği yere sürgün edebildi. senna kalan hayaletlerle savaşıp onları yendikten sonra ikili yollara düştü. sis hep peşlerindeydi. birliğe kabul edilmemiş birinin daha önce bir muhafız'ın yadigâr silahını ateşleyebildiği olmamıştı. senna, lucian'da muhafızlara katılacak potansiyeli ilk defa görmüştü. sonunda senna, babasının silahını lucian'a emanet etti ve ona muhafızların taktiklerini, öğretilerini aktardı. lucian bu derslere layık olduğunu kanıtladı. aralarında yavaş yavaş bir bağ gelişti. lucian'ın sıcakkanlılığı ve cazibesi, senna'nın disiplinini ve yıkılmaz kararlılığını çok iyi dengeliyordu. lucian'la senna kara sis'in dünyaya soktuğu bin bir türlü kötülükle savaştıkça birbirlerine olan güvenleri aşka dönüştü. lucian, senna'ya yaklaştıkça taşıdığı lanete daha da sık tanık oluyordu. her çatışma onu sertleştiriyor, dünyasını siyahla beyaza, iyiyle kötüye bölüyordu. senna'yı iyileştirmek, neredeyse ihtiyatsızca bir gayretle peşine düştüğü bir görev haline gelmişti. iki muhafız bir gün senna'nın durumunu çözecek bir çarenin peşinde unutulmuş bir mahzende gezinirken, dehşet verici hortlak thresh'in saldırısına uğradı. tüyler ürpertici zincirli gardiyan çok tehlikeli bir düşmandı. senna, lucian'a seslenerek geri çekilip sonra tekrar saldırmalarını söylediyse de lucian dönmeyi reddetti. kendini körcesine saldırıya attı. ne büyük bir hata yaptığını, avantaj thresh'e geçince anladı. senna, thresh'in önünü kesip lucian'a kaçması için yalvardı. toz toprak yatıştığında lucian, senna'yı önünde ölü yatar buldu. ruhu, thresh'in büyülü fenerine hapsolmuştu. senna'nın yaptığı fedakârlık lucian'ın da neredeyse sonu olacaktı. senelerce runeterra'yı gezdi. kendinin gölgesi olmuştu. eski sıcakkanlılığının yerini kin ve öfke almıştı. hem kendi tabancasını hem de senna'nınkini kullanarak, feneri yok edip esir tutulan sevgilisini huzura kavuşturma umuduyla thresh'i kovaladı. son savaşları nihayet gelip çattığında lucian feneri gerçekten de parçaladı. ama senna ebedi huzura kavuşmak yerine geri döndü. lucian'la senna'nın aşkı, ölümün bile koparamadığı bir bağ. lucian, senna'nın yeni halini kavramaya çalışırken bir yandan da kendisininkiyle yüzleşiyor. silahşor artık bir yandan eski haline dönmek için uğraşıyor, bir yandan da senna'nın yanında olabilmesinin tek nedeninin nefret ettiği karanlık güçler olması gerçeğine alışmaya çalışıyor. senna çıkmaları gereken yeni bir görevin bilgisiyle döndü fakat zincirli gardiyan'ın çevirdiği dolapların daha yeni başladığından emin olan lucian, thresh'ten intikam almaya takmış durumda. --- spoiler ---