hukuksuzluk için "peki kime karşı?" sorusu sorulmaz. hukuksuzluk, hukuksuzluktur. anayasada da yeri yoktur, raconda da, ilahi kitaplarda da, etik ahlakta da.
tekinden örnek vereyim, hz. muhammed galip geldiği savaşlardan sonra, birkaç saat önce kendini öldürmeye çalışmış, hatta kendi yakınlarını öldürmüş insanları esir aldığında onlara zulüm etmedi. veya vakti zamanında taif'e gittiğinde tüm halk peygamberimizi taşlamıştı, aradan zaman geçip peygamberimiz orayı fethettiğinde yine sadece iyilik ve hukukla karşılık verdi. aynı şeyi mekke için de yapmıştır. düşünün; mekkeliler müslümanlara o kadar zulüm ediyorlar ki, bir noktada sizden yana olan insanların ve islam'ın bekâsı için hicret etmek zorunda kalıyorsunuz... aradan zaman geçip günü geldiğinde mekke'yi fethettiğinde ise bir kişiden bile intikam almaya yönelmiyor. bu benim için inanılmaz bir delildir. hiç şüphe duymuyorum ki benim iman ettiğim peygamber, çok güzel bir ahlak üzerinedir...
diyeceğim o ki; doğru yol budur. her şeyin bir hukuku vardır. tc hukuku var, töre var, gelenek var, islam hukuku var ama bunların tam tersi, misalen "islam hukuksuzluğu" gibi bir başlık yok. hukuksuzluğu ne teorik olarak, ne de başka türlü savunamazsınız, temellendiremezsiniz, zorlasanız da olmaz çünkü. mümkün değil bunu sağlamanız. zira karşınıza izah edemeyeceğiniz çok soru çıkar. birini aşağıya iliştireyim, mümkünse cevap verin;
her teröriste hukuksuzluğu reva görüyorsanız, güç sizde olmadığı durumda kimin terörist olup olmadığına nasıl karar vereceksiniz? madem ki hukuka dayalı bir gerekçeye ihtiyaç duymuyorsunuz, size karşı da herhangi bir gerekçeye ihtiyaç duyulmadığında o zaman ne yapacaksınız, hangi "ama hukuk?" diye soracaksınız? hukuk bunu siz güçsüz olduğunuz durumda da sağlar, hakkınız neyse onu verir. eksiği, fazlası olabilir, sapma payı vardır. lakin niyeti bellidir. ancak hukuksuzluk sadece siz güçlüyken bunu sağlıyor. "suçsuzluk gücünü masumiyetten alır." der dostoyevski. parametreniz hukuk değilse, siz kime göre ne kadar masumsunuz? ışid'in mantığına göre hepimiz tıpa tıp onlar gibi müslüman olmadığımız için kafiriz ve öldürülmemiz gerekiyor mesela. napıcaz şimdi? ölelim mi amk?
velev ki; selo ve tüm kankalarını bir şekilde hapse attık, dışarıda hiç terörist kalmadığına mutabık mı olacaksınız? bu ülkede pkk harici terörist yok mu sanıyorsunuz? tepemizdeki adamlar çok mu masum? sadece imar affıyla binlerce insanın canından olmasına sebep oldular. yiyorsa gidin selo'ya yaptığınızı onlara da yapın. düşene tekme atmak kolay. ayaktakine, sizden güçlü olana da terörist ise terörist deyin bakalım o çok makul bulduğunuz hukuksuzluk size ve çevrenize musallat oluyor mu olmuyor mu? delikanlı olun biraz.
velhasıl; selo piçini nakavt edecez diye hukuksuzluğu allayıp pullamanın alemi yok. selo'nun canı cehenneme. ama hukuk senin, benim, bizim, çocuklarımızın her şeyi... kur'an'ı dikkatli okursanız merkezinde "adalet" kavramının yattığını görürsünüz. nefsinize hakim olun, sakin olun;
---
spoiler ---
"Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adâletle şâhitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz öfke, sakın sizi adâletsiz davranmaya sevketmesin! Adâletli olun; takvâya en uygunu, en yakışanı budur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdârdır."
- mâide suresi 8. ayet
---
spoiler ---