sansür

--- alıntı --- çeşitli kavramların çeşitli yollarla kontrol altına alınmasıdır. Genelde hükûmet tarafından uygulanır. En somut amacı toplumu korumak ve devletin üzerinde kontrol sağlayacağı şekilde geliştirmektir. Genellikle toplumu etkileyen durumlarda/eylemlerde uygulanır ve ifâde özgürlüğünü bastırma amacı güdebilir. --- alıntı --- (bkz: japonlar)

kötüdür. her türlüsü hem de. sadece çocuk istismarı-pornosu ve çocuklara suça, şiddete ve uyuşturu maddelere teşvik edecek olanlar sansürlenmeli bence.

bu engelleme nedeniyle pek çok dizi bitmiş babuşlar. iyi ya da kötü tartışılır tabi de birçok dizi alay konusu edilmiş haldeyken en sevdiğim dizilerin bu nedenle bitmesi çok üzüyor beni.

yazı dilinde çok aptalca duruyor bu. mesela; s.k, g.t, y.rrak... evet güzel kardeşim, biz hiçbir bok anlamadık yazdıklarından.

Sadece yazı dilinde değil her şekilde yapılan sansür çok aptalca duruyor. Evet güzel kardeşim sen sansürleyince, susturunca hiç olmamış, hiç yaşanmamış oluyor. Kimse görmüyor. Yok ki öyle bir şey. Söylenmedi ki... Ben sansürün hiçbir şekline tahammül edemiyorum. Kaldıramıyorum. Sansürün konusu mühim değil. Özgürlüğüm engellenmiş gibi hissediyorum. Sanki sokağın ortasında annemden tokat yemiş bir çocuk gibi oluyorum. Sanki küçük bir çocuğum. Elimden elma şekerimi almışlar gibi hissediyorum. Eskiden Okan Bayulgen yıllarca televizyonlarda sansürün kaldırılmasını savunurdu. Çok absürt bir örnek olarak televizyonda belirli saatlerde küfür serbestliğinin olması fikrini mizah malzemesi yapardı. Uçuk bir fikir olarak görünse de yerli yersiz tüm sansür politikalarına karşı okkalı bir tepki eylemi olabilirdi bence. Hem dalgaya alır hem de hak verirdim yani. Neyse amk. Her yerde sansür var. Hiçbir yerde düşündüğün, istediğin gibi davranamıyorsun. Sansür yoksa eğer o zamanda toplumsal yasalar devreye giriyor bu sefer de otosansür gibi bir illete bulaşıyor kendi onurunla kavga ediyorsun En kıymet verdiğim şey ifade özgürlüğü. Bunu elimden aldıkları için tanımadığım insanlarla kolay kolay konuşmayı sevmiyorum mesela. Fikri kıt insanlarla tartışmıyorum mesela. Zihin dünyası çok ama çok dar insanlara dert anlatmıyorum mesela. Devasa dogmaları olan insanlara yaklaşmıyorum mesela. Sansüre ya da otosansüre mecbur bırakan insanlar beni üzüyor çünkü. Ben etrafımda sürekli kafasına kuma gömmüş insanlar görüyorum. Etrafımda sürekli pembe götler görüyorum. Sıkıldım. Hem yüzüme yüzüme pembe götlerinizi çeviriyorsunuz hem de göte göt dedirtmiyorsunuz. Ne sıkıcı dünya lan. Neyse kaçtım ben. ;)

hakkında bir şeyler yazmaya geldim ama sonrasında değinmek istediğim noktalara şu video ile daha net değinebileceğimi hatırladım; - link (başlangıçtaki intro'nun hastasıyım...) -video çerçevesince konuşmak gerekirse- bu meselede; yapılan her yerinde eleştiriyi "show" olarak algılayan, kendisinden daha duyarlı birilerini görünce "biz zaten bu iş için emek veriyoruz, size lüzum yok." üslubuna bürünerek daha duyarlı olduğu yalanını söylemeden edemeyen, ama karşısındaki kişi yaptığı eleştiride ne kadar emektar olduğunu örneklerle açıklayınca -eleştirinin ulaştığı halk için- "ne oluyor, iki saniye sonra unutuyorlar." diyecek kadar patavatsız olan, kitleyi çözmüş, ve her durumda çoğunluğun düşük iq'suna oynayan sığ zihniyetli hülya avşar'lardan olmayın, gerisi kafi. şu videoda hülya avşar hariç herkes olabilirsiniz. okan bayülgen, selçuk yöntem, sahnedeki genç cevherler, seyirciler, hatta teknik edip.. ama yeter ki hülya avşar olmayın. o zihniyet ki isyanı kabul etmez. o zihniyet ki kendisini otoriter bellediği için, her otorite eleştirisini üstüne alınır ve kuklası olduğu otoritenin avukatlığını yapmaya çalışır.. hülya avşar sanatçı falan değildir. zira sanatın özü isyandır.. şu videoda yanında bulunan okan, bir keresinde sanat hakkında şöyle demişti; "sanat tümüyle ahlaksızdır. ne demek ahlaksız; toplumun var olan ahlak değerleriyle çatışır. bunlarla çatışır, bunları sorgular. bunları konu eder, gündeme getirir. ve sanat sesini duyurmak isteyen insanların, iletişim kurmak isteyen sanatçıların uçan halısıdır. eğlenceli halısıdır. onun üzerine binerler ve nerelere uçarlar.. nerelerden ne insanlar, ne fikirler, ne görüntüler getirirler.. yani sanat budur. sanatın böyle ahlakla düzenlenebilmesi, siyasetle düzenlenebilmesi diye bir şey söz konusu olamaz." not: hülya avşar gibi medya balonlarının sanat hakkında ahkam kesmeleri şaka gibi amk ya. hatta öyle böyle değil, bu bize edilmiş çok ağır bir küfür. her birimizin teker teker tazminat davası açması lazım hakaretten. ve sıfır şakayla söylüyorum bunu.

Kanal d matrix gibi bir efsane filmde bulunan içki kelimesini sansürlemiş Bu kanal ilk bölümünde tecavüz sahnesi olan, kadına şiddeti meşru gösteren, mafya dizilerinin yayınlandığı bir kanal değil mi?

2. dünya ülkelerinde hassasiyetleri bahane eden rejimlerin uyguladığı ama asla kabul etmediği bir sopa.

:) doğru olanın eleştirilmekten yana korkusu olmaz. bilakis o konuda cesur olur; âlem beni eleştirmekle bir yere varılamadığını görüp işine baksın der. siz o kadar iyi biliyorsunuz ki neyin eğri olduğunu, o kadar vâkıfsınız ki tüm olan bitenlere. mesele burada zırt pırt vurgusu yapıldığı üzere aptallık değil aslında. aziz nesin, aysun kayacı vs. değil konu. olay tamamen kötü insan olup olmamakta. ben bunu kabullendim. bu ülkede aptal insandan çok atanmış ya da atanamamış kötüler var. kimisi oldum olası kötü, kimisi sinsi kötü, kimisi iyi görünen kötü... fark etmiyor. hepsinin tercihi orospu çocukluğu. aptalları sınavla eleyip ayıklayabilirsiniz. lakin aynı şeyi kötü insanlar için yapamazsınız. yapacak bir şey yok, orospu çocukları çok güçlü ve kalabalık arkadaşlar. not: (#4461452)

Sansür, çeşitli kavramların çeşitli yollarla kontrol altına alınmasıdır.