sakız

1. isim bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine 2. şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet 3. vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir tür koyun 4. sakız ağacı kaynak; tdk

şunu düzgün çiğneyin ağzını siktiklerim.

kimi ağaçların, özellikle de sakızağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, sarımtırak beyaz renkli reçine.

sakız adamdır, sakıza zam gelmez, sakızda malzemeden çalıp küçültmezler, sakız hep 10 kuruştur, sakız hiç 15 kuruş olmaz. sakız türkiyenin bu konuda tek gururdur. sırf bu yüzden sakız alınır. sakız halktır.

çiğnendiği vakit yüzdeki damaların fazlaca oynaması ile cilde iyi geldiği, çene kemiğinin sürekli bir hareket halinde oluşundan dolayı beyin fonksiyonlarını düzenlemeye yardımcı olduğu bilinen maliyeti ucuz bir çeşit stress atma yöntemi. çiğnerken insanı hem rezil hem de vezir edebiliyor.

sigara içmeyeyim diye sakız çiğniyorum, sakız çiğneyince acıkıyorum, acıkınca yemek yiyorum yemek yiyince de kilo alıyorum. i̇şte son bir yıl içinde camış gibi olmamın sırrını açıkladım.

ünal tüzün'ün bu yaz piyasalara damga vuracak şarkısı. tarkan şarkılarının aynısı. tarkan'ın tarkan olduğu dönemler ama ahaha.

pek fazla hoşlanmam çiğnemekten, bir tek falım'ın karbonatlısını severim. ama konumuz bu değil. konumuz sakız çiğneyen insanların, sakızlarını masa altlarına yapıştırması. bende mi bir sıkıntı var bilmiyorum ama neredeyse bulunduğum her masanın altında yapışmış sakız buluyorum. işin garip yanı hep masaların altını ellerim ve bunun bir sebebi yok. her seferinde sakıza rastlıyorum. az önce çalışma odasına geldim kendime bir masa seçtim ve elim anlamsız bir şekilde masanın altına gitti. aaaa o da ne?!?!??! sakız amk. (bkz: ne oluyo ya) (bkz: hepiniz mi bağımlısınız oğlum)

sanırım buna bağımlı bir insanım. her çeşidini sevmem sadece (bkz: falım ışıl) severim. gün içinde boş yaptığım zamanlarda yanak ve dudak içindeki deriyi/eti kemirdiğimden çözümü 2 yıl öncesinde bu sakızla bulmuştum. 7/24 çiğnemem ağzımın içinde bir yerde durur ve etleri kemirmeye başlayacağım zaman istemsizce sakız belirip onu çiğnemeye başlarım. hastalığı hastalıkla yeniyorum :d

daha 11 yaşında falanım. babaannemi oldum olası hiç sevmem okula gidene kadar onların evindeydim öğlenci olduğumdan. bi gün beni çok sinir etti. salonda oturup ıslık çalmama izin vermiyodu. ben de içten içe sen kimsin ya modundaydım. salonda namaz kılarken aklıma çok çılgın bir fikir geldi. ağzımdaki sakızı secdeye gidince fırlayıp namaz eteğine yapıştırıverdim. sonra hiçbir şey olmamış gibi yerime oturup masum masum onu izledim. akşam eve gidince biraz pişman oldum. allahım özür dilerim falan diyorum yatmadan dualar ediyorum. neyse sabah yine onlara gittim. babannem pis pis bakıyo ben gelince anladı olayı sanıp biraz mahcup duruyorum. sonra herhalde dayanamadı biri eteğime sakız yapıştırmış sen mi yaptın dedi. melül melül baktım yüzüne babaannecim ben ne zaman yapıştırabilirim dedim. o da beni doğrulayıp o zaman geçen misafirliğe gittiğim hayriyenin torunları yapmıştır üç kız cak cak sakız çiğniyodu vay şırfıntılar vay diyerek saçımı okşadı. bazen hala hatırlayıp akşamları bunun için hem gülüp hem de dua ediyorum çok suçlu hissediyorum dlkdşdklxkc

Pahalı bir şeydir. Ağaçlardan(yanılmıyorsam) sökülerek toplanır ve özel işlenir. Oldukça serttir. Çiğnenecek gibi değil yani. Günümüzde çiğnemek için kullanılanlar sakızlar ise, aslında pek sakız değildir. Sentetiktir.

kökeni, mö 3000 yıllarına kadar uzanmaktadır. antik yunan ve romalılar, sakızı diş temizliği için kullanıyorlardı.