sözlük yazarlarının takıntıları

aynı anda açtığım bütün sekmelerin bir sırası vardır. ilk sekme youtube, ikinci sekme çalışmalarım, üçüncü sekme sözlük, dördüncü sekme whatsapp, beşinci sekme telegram. birinin yeri değişirse elim ayağım titriyor.

Dışarı çıkarken giydiğim kıyafetle iyi hissetmem lazım. iyi hissetmediğim bi şey giyersem bazen günün yarısında değiştirmek için eve gidiyorum. Küçük bi enerji meselesi jksjshhdd (bkz: dış görünüşün köpeği olmak ) (bkz: Ben bir malım gelin beni alın )

telefondaki kişinin konuşmaması. (bkz: annem) yıllardır uzaktayız birbirimizden genelde de görüntülü konuşuruz hemen her akşam. konuşurken televizyonda sevdiği bir şey varsa oraya dalıyor. ben bir şeyler anlatıyorsam mesela hı hı diye cevap verince geliyorlar bana soldan soldan. kızıp kapatıncada trip atıyor. ben trip atınca olay çıkıyor. e benle konuşmayacaksan televizyon izleyeceksen ben neden seni ruh hastası olduğum için miarıyorum o zaman?

Genelde fermuarlı sweatler giyiyorum. O fermuarı da hiçbir zaman köküne kadar çekmem yani, kendimce bir ayarı var onun. Biri gelip o fermuarı bir diş aşağı ya da yukarı alırsa huylanıyorum ve ardından tekrar ayarlıyorum. Bunu da sadece üniversitedeki ev arkadaşım keşfetmişti. Puşt gidip gelip oynuyordu fermuarla, ben her defasında tekrar kapatıp açmak zorunda kalıyordum. Yazarken bile hayalimde düzelttim o fermuarı :D

Ambalajlı ürünlerin ambalajını çok düzgün bi şekilde açarım ve bittikten sonra da çok düzgün bi şekilde katlayıp çöpe atarım.. aynı şekilde poşetleri de işim bittikten sonra katlamam lazım aksi takdirde kendimi kötü hissediyorum

kapı açık uyuyamamak. eğer uyurken kapının açıldığını duyarsam kalkıp kapatıp geri yatarım. ayrıca örtünmeden de uyuyamıyorum çünkü ölücekmişim gibi geliyor.

Evdeki odaların her birinin ayrı bir oda parfümü var. Bulunduğum ortam güzel kokmayınca gerim gerim geriliyorum, çok sinirli oluyorum. Güzel koku bağımlısıyım galiba.

Siz de kolay uyanabildiğiniz halde alarm kurarken 50 tane arka arkaya kuruyor musunuz yoksa ben mi çok obsesifim bu konuda

gün içinde sürekli yere oturup halıdan saç topluyorum ve bundan zevk alıyorum.

Takıntı olduğundan emin değilim ama insanların isimlerini tahmin etme gibi iğrenç bi huyum var. Yeni tanıştığım, ismini öğrendiğim birine içten içe has.ktir tam X ismi tipi var deyip itiraz bile edebilirim :))

Araba plakalarındaki sayılardan 2nci dereceden iki bilinmeyenli denklem oluşturmaya çalışmak.. beynimin çalıştığını düşünmek iyi geliyodu galiba wksjezjej

Gece uyumadan önce ilk olarak buzdolabının kapısına bakarım kapalı mı diye sonra doğalgaz vanasına, musluğa ve elektriğe. Bu sıra asla şaşmaz ve mutfağa en son giden ben olmalıyım.

bir iş varsa onu o gün yapma takıntım var. isterse koskoca döneme yayılmış bir ödev vs olsun illa onu verildiği gün yaparım. bu yüzden çok kaybettiğim şeyler oldu. yazdığım yirmi sayfalık rapor için hoca "vazgeçtim, yapmayın" dedi rapor elimde kaldı falan ama hâlâ dersimi almadım. elimde değil o iş illa o gün bitecek. yoksa rahat rahat oturamıyorum. alarm saatlerimi çift sayılı saatlerde kurarım. 08.01 benim için ölüm gibi bir şeydir. alarmım illa ki 08.02 olmak zorundadır. tam sayıda saatleri de alarm yapamıyorum maalesef. odamın kapısı kapalı olmadan uyuyamam, perdeleri asla açamam. mükemmellik takıntım vardır. çevremdeki her şey mükemmel olsun isterim. bu da mümkün olmadığı için kendimi yer yer bitiririm. en mükemmeli ararım sürekli. ha bir de doğum günümü kutlayan insanların doğum günümü nereden kutladığını, saat kaçta kutladığını ve isimlerini yazarım tek tek. takıntılı bir manyağız ne yapalım...

(#4079813) çok çektim hala çekiyorum..

Önce tuzlu sonra tatlı yemek asla ilk tatlı yiyemem bir de mesela künefe içinde peynir var tuzlu bir şey benim için bunu bildiğimden yiyemem..

Gül tadı ve kokusu geldiği için güllaç yemiyorum, gül tadı almak istesem çiçek yerim...

Ruj sürünce muhakkak kağıt öpüyorum. Bu yüzden banyoda küçük not kağıtlarından var. Gereksiz bi hareket ama hoşuma da gidiyor amaçsızca. Herhangi bir yerde asal sayı görmek beni inanılmaz mutlu ediyor beni (özellikle 13, 17, 19 asallarına fena yükseliyorum) ya da bi sayı birkaç defa gözüme takılmışsa bölme bölünebilme kuralları uyguluyorum bi yere kadar. zamanlayıcımdaki kaydedilmiş süreler

son zamanlarda her iki üç entrymden biri 20 üzeri alıyor ama bi türlü sözlüğün twitter hesabında yer almıyor. ben bunu takıntı haline getirdim.

bi yolda iki kişi yürüyorsak hep sağımda yürümeli ben de onun solunda yürümeleyim, iki kişiden fazla kişi yürüyorsak tam ortada ya da en solda olmalıyım

uyumadan hemen önce tuvalete gitmeliyim. eğer 10 dakika içerisinde uyumazsam tekrar giderim. gitmeyince huzursuz oluyorum. küçükken ablam olacak varlık sürekli yatağa işermiş bu yüzden pavlov’un köpeği gibi yetiştirmiş annem bizi. sanki görevime yerine getirmemişim gibi ne zaman gitmemek için kendimi zorlasam mevlana gibi dönüp duruyorum yatakta ve kesinlikle uyuyamıyorum. bir gün 40-50 dakikanın sonunda uyuyakalmışım o gün rüyamda klozetler tarafından kovalandım. bir de özellikle üniversitedeyken benim için büyük sorun oluyordu. kyk yurdunda 4 kişiyiz arkadaşlarımdan bir tanesinin uykusu inanılmaz hafif. 11. dakikada tuvalete kalktığımda ranzadan sessizce inmeye çalışırdım, kikirdek arkadaşlarımdan birisi -adı lazım değil kizilotesii- her kalktığımda gülerdi.

her şey dümdüz olmalı. yamuk şeylere tahammülüm yok. özellikle yamuk yapan insanlara

Herhangi bir yere dokunursam anında dezenfekte ediyorum. Başkası bardağıma dokunursa bardağımı değiştiririm. Iııııı diye konuşan insanların sözünü keser lafını tamamlarım. Nereye gideceğimi bilmiyorsam sağa dönerim, sağdan sağdan kaybolurum. Konuşurken göz teması kurmayan insanla sohbeti hızlıca bitiririm. Şimdilik yeter bu kadar

tek sayılardan nefret ediyorum. çift sayılar daha sempatik geliyor. kafeye gittiğim zaman masa numarası ya da otel oda numarası tek sayı olunca huzursuz oluyorum.

Her sey daginiksa batmiyor ama duzenledikten sonra en ufak bir daginikligi duzeltiyorum.

Bi yazıyı silgiyle sildikten sonra silgi parçacıklarını hemen toplarım Genel olarak şaka mahiyetli olsun gerçek olsun ölümle ilgili şeyleri çevremde konuşturmam konuyu değiştiririm Bir de birine sinirlendiysem sinirim geçene kadar asla bana dokunmasını istemem

Öğrenmek istediğim şeyin ağzıma sıçacağını bile bile öğrenmek. Hep doğruyu bilmek istiyorum gerekirse kahrolayım, yerlerde sürüneyim yine de bilicem. Tabi ki sonuç hiç değişmiyor. Kendi kendini üzmek ruh hastalığına mı yoksa takıntıya mı giriyor bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da CEHALET MUTLULUK GETİRİR.

- Uyumadan önce tuvalete gitmek. Eğer gitmezsem imkanı yok uyumamın. - Hava sıcak bile olsa yatarken üstümde bir pike yada çarşaf herhangi birşey olması lazım yoksa uyuyamam. - Biriyle yatıyorsam asla ona doğru dönerek uyuyamam. - Gece yatmadan önce 2-3 bardak su içiyorum. İçmezsem boğazım çok kuru geliyor. - Kendimi bildim bileli ellerimi çok sık yıkarım. Hatta bu öyle bir boyut aldı ki ellerim bazen kanıyor. Napalim takıntı işte :/

evde tek kalıyosam ya da evden en son çıkan bensem prizleri ocağı kapıyı üç defa kontrol ederim. Kontrol etmeyince acayip huzursuz oluyorum. Bu yüzden 4838383838 defa yarı yoldan dönüp okul, hastane, dershane gibi yerlere geç kalmışlığım var

Yanımda su olmadan yatamam. Ev çorabım ayrı dışarı çorabım ayrıdır. Ellerime krem sürdükten sonra suya sokamam. Çok iğrendirir beni bu yüzden genelde gece yatarken sürerim.

Dağınığım ama neyim nerde bilirim. Biri odama girip bir şeyin yerini değiştirse kafayı yerim.

yemek yedikten sonra ellerimi ıslak mendille silemem mecbur kalmadıkça, ellerimi yıkamam lazım. ıslak mendille silince daha kirli hissediyorum

Sağ tarafımda birini yürütmüyorum. Her harekete solla başlıyorum.

açıkta kalmış suyu içemiyorum. mesela su doldurayım bardağa ve o an bi işim çıksın 5-10 dakika beklesin o suyu içemem

Ağzını şapırtadan, yemek esnasında acayip sesler çıkaran insanlar.. Defterlerini sikesim geliyor.

sakız çiğnenmesine ayar oluyorum. en sevdiğime bile düşman olabilirim o an. keşke utanılacak bir şey olsa da herkes tek başına kaldığında yorganın altında gizli gizli çiğneseydi şunu.

gorsel Şöyle bir fotoğrafım olmadan ölürsem beni gömmeyin. Ne o toprak beni ne de ben o toprağı haketmişimdir. Çiftlik caminin yanında ki dereyolu caddesinden özgürlüğe doğru dereye salın bedenimi.

El ve tırnak yapısının güzel olması. Elini beğenmediğim kimseyle arkadaş olamıyorum. Bütün arkadaşlarımın da elleri güzeldir.(Toplam beş tane arkadaşım var.)

Sandviç hakkında yazarken tabaklardan bahsettiğimde takıntılarım gözlerimin önünden geçti :/ yaklaşık 4-5 ay önce kız kardeşim gelip bi şey sordu ben de neden soruyorsun dediğimde ne biliyim abla sen biraz takıntılısın ya sormadan yapmayayım dedi🥲 dedim neeeeğğ ben ve takıntı mııı??? Saçmalamaa benim ne takıntım var yuh yani 😳 demez olaydım arkadaşlar bi kaç bi şey saydı dedim haklısın. Haklısın dedim ama içten içe de kabullenmedim. Algıda seçicilik mi dersiniz denk geliş mi bilmem ama sonra bir kaç kişiden daha takıntılısın lafını duyunca dedim du bi dk bilsen sen gerçekten takıntılı olabilir misin? 🤔kabul ediyorum arkadaşlar ben takıntılı biriyim🥺 bazı 🤏🏻 takıntılarım var. Mesela tabak dedik. Güzel tabakta güzel görünen yemek isterim. Eğer kendim seçemiyorsam takılmam ama kendim hazırlıyorsam öyle alelade bi tabağa geç yapamam :/ bardağımın adı bile bilsen’in bardağıdır ve sık sık kullanamazlar 😬 mesela evdeki her şeyim ayrıdır. Ayrı olması garip değil bence ama hepsinin odamda olmasını garipsiyorlar. Diş fırçam, havlum, tarağım, duş jelim BİLE tabi bunlar bi kısmı :/ duşa girerken resmen odamdan banyoya taşınıyorum mesela. Banyodaki havluyla elimi kurulamam mesela gerekirse üstümle kurularım elimi :/ bi arkdaşım şey demişti shshhs bilsen ailenden bu kadar iğrenme zhshshhs yahu niye iğreneyim sadece her şeyim kişisel kalsın istiyorum 🥺 bu takıntı öğrenci evinden döndükten sonra çıktı. Sonra mesela ıslak elle bir yere dokunamam dokunursam ellerimi bi daha yıkamam lazım :) instagram profilimde her postumu ve hikayemi beyaz altlık üzerine düzenlerim profilimdeki fotoğrafların ölçüleri her zaman 3:4tür. perspektife dikkat ederim, arkadaşlarıma bile bak bunu böyle yap derim. Onlar da bilsen bu post mu story mi falan diye sorar. Dikey post attıysam o sıradaki her fotoğraf dikey olmak zorunda. Diyelim ki bi post atıcam çok hoşuma gitti ama o postu atınca dikey yatay sıralaması bozulacak o zaman ya bi tane fotoğrafı arşivlicem sıralama düzelicek ya da aynı formda 2 post daha atmam lazım ki sık sık post atan biri olmadığımdan genelde arşivlerim bazı durumlarda da eşitlemek için arşivden çıkarırım. Her fotoğrafta muhakkak sıcaklık ayarı arttırmak zorundayım temsili bile olsa :( renk ve form benim için çok önemli. Bi şeyde dengeyi bozan formsal bi şey görürsem almam. Bunu topuklu ayakkabılarda fark ettim. Çevremdekilerin aynı ayakkabı bunlar dediği ayakkabılar benim için asla aynı olmadı. Topuktaki bi açı, kalınlık ve boy oranı, burnun şekli vs. bambaşka yapabiliyor ve ben kimsenin umrunda olmadığı o açıya önem veriyorum. Yemek yediğim kaşığın çatalın formu hoşuma giderse mutlu oluyorum. Kaş takıntım var mesela. Kaşlar yukarı doğru taranmış olacak. Dağınık kaş görünce düzeltesim geliyor bunu yazarken bile telefonu bırakıp kaşımı düzelttim aklıma geldi diye. Bu nedenle güzel kaşları severim bakarım da ama benim kaşlarım iflah olmayan kaşlardan maalesef. Kahvaltıya her zeytin konulduğunda o zeytin dolaptan çıktığında yıkanmalı yağlanmalı baharatlanmalı dolaba konarken de yıkanıp konmalı tekrar çıktığında aynı işlem uygulanır. Entry çok uzun oldu şimdilik yeter bu kadar 😞 Edit: bi kaç saçma imla hatası

plakalara müthiş dikkat ediyorum. 07 plaka gördüğümde mutlu oluyorum. ayrıca gd/dg plakalara da yol veriyorum :d

her şifremde 54 olmazsa ölüyormuşum.