Galatasaray kritik bir maça çıkıyor, yer Almanya, sanırım UEL veya ŞL maçı.
Bastırıyoruz gol yok, bastırıyoruz gol yok son dakikalarda bizim forvetlerden birisi sakatlanıyor. Sakatlanır sakatlanmaz direkt saha dışına atıyor kendini, kenardan 19 numaralı bir oyuncu fişek gibi giriyor sahaya kendi yarı sahamız ortasından sakatlığa sebep olan pozisyon için serbest vuruş kullanılacak, bizim 19 numara sahaya girer girmez topa doğru koşuyor topa bi pis burun vuruyor, gooooool. Allah'ım stad yıkılıyor ekranları başında biz seyirciler çılgına dönüyoruz.
Kim lan bu 19 numara diye dikkatlice bi bakıyorum bizim
Umut Bulut. Ulan diyorum Umut ne alaka bu Eyüp'te değil mi? Ses etmiyorum, lan diyorum biri duyar itiraz falan eder. Neyse hakem maçı bitiriyor tüm Türkiye ayakta, ben evde çılgın atıyorum.
Tam o sırada bizim evde odadan içeri Erman Toroğlu giriyor ben şok. Erman Abi sen ne alaka?
- Claus'cuğum maçta kural hatası var.
+ Yok hocam ne hatası?
- Yalan söyleme sen de biliyorsun. Umut Galatasaray'ın oyuncusu değil
+ Hocam gözünü seveyim sus kimseye çaktırma.
- Yok arkadaş (o meşhur üslubuyla) ben haksızlığa gelemem de susamam da
Tam o anda ekranda bir son dakika. Melih Gümüşbıçak:
- Evet sayın seyirciler bi son dakika. Erman Toroğlu'ndan gelen bilgiye göre maçta kural hatası var. Galatasaray bonservisi Eyüpspor'da olan Umut Bulut'u bu maçta oynattığı için hükmen mağlup sayıldı.
Allah'ım çıldırıcam parçalayacam Erman Hoca'yı. Tüm kanallarda son dakika. Adeta 11 Eylül saldırılarındaki gibi tüm dünya bu haberle çalkalanıyor.
Sonra, sonrası yok, yani varsa da hatırlamıyorum, inşallah Erman Hoca'ya dalmışımdır da içim soğur biraz, resmen rüyadan etkilenip adamdan nefret etmeye başladım.