tunç okan'ın ilk filmi olması hasebiyle biraz karışık ve vermek istediği mesajı (ki bir mesaj vermek istiyorsa eğer) biraz dolambaçlı veren bir film.
sinema yönünden gayet başarılı ve eşsiz diyebiliriz. yabancılaşmayı ve yabancılık çekmeyi aşırı süslü öğelerle anlatması bir çok yerde sırıtıyor gibi görünse de aslında doğru olan o bence. zira o zamana kadar köyünden askerlik hariç çıkmamış adamları stockholm'un göbeğine koyarsan göreceğin şey hemen hemen filmdekilerle aynı olur. ki film 1974 yılında çekilmiş. bunu da gözardı etmemek lazım. oyunculuk ve görsellik yönünden film cidden doyuruyor insanı. yalnız eleştirirken biraz topuzun ayarını kaçırmıyor da değil. özellikle metro sahnesi çok ama çok saçmaydı. sabahın köründe 20 tane isveçlinin hadi yüzümüze maske geçirip şu yabancıların aklını alalım fikri aşırı zorlama ve eğreti duruyordu.
film bir dünya ödül almasına karşın o dönemler bizim ülkemizde türkleri ve türklüğü aşağıladığı gerekçesiyle yasaklanmış. buyur buradan yak amk.
film bana hep
a clockwork orange filmini hatırlattı. aynı zamansızlık ve absürtlük. yine de "ben iyi bir sinema izleyicisiyim" diyen herkesin izlemesi lazım bu filmi. tunç okan ve
tuncel kurtiz oyunculuk yönünden eşsiz bir performans sergiliyor cidden.
aldığı ödüller;
1975 sicilya taormina film festivali
altın charybe büyük ödülü
1975 karloyv vary festivali
uluslararası sanat, edebiyat ve sinema ödülü
dünya sinema kulüpleri federasyonu don kişot ödülü
1975 strazbourg uluslararası insan hakları film festivali özel ödülü
1975 portekiz santarem festivali sinema eleştirmenleri özel ödülü - büyük ödül