oppenheimer

umarım nolan cgi kullanmamak için gerçek atom bombası patlatmaz.

Barbie ile aynı gün çıkma talihsizliğine düşmüş filmdir. 21 Temmuz 2023'de tarafımız belli. (#4408049)

başlıkta ayrıca film diye belirtilmesine gerek yoktur. mesela şarkı olsaydı ayrıca "şarkı" diye belirtilmesine de gerek olmamalıdır. karışıklık yaratma durumu söz konusu değildir. bu yapılan saçmadır. başlık kirliliğidir. buradan tepkimizi iletelimdir. tüm bu başlıkların düzeltilmesi en makul olanıdır. filme gelince, güzel bi şey gelecek gibi görünüyor. ölmezsem izleyeceğimdir.

taze fragman; yine ne icat ettin nolan hocam?

türkçe altyazılı fragmanı aşırı güzel durmakta. https://www.youtube.com/watch?v=LWcr8IcfpQA&ab_channel=BoxOfficeT%C3%BCrkiye ayrıca; (bkz: robert oppenheimer) *** (bkz: cillian murphy) (bkz: christopher nolan)

Ayarlansa aslında grupça gidilebilir...

En azından bi günlük planımız belli

bu filmi hakkını vererek izleyebileceğimiz, koskoca istanbul’da 4 tane mi imax salonu var yoksa google amca bana mı küstü?

Gaziantep’te doğru düzgün sinema yok .Bırak imax salon diyorsun…Gidip izleyeceğiz ama mecbur…

şimdiden son paramla biletimi aldım. elektrik faturamı da nolan ödesin bi zahmet. izmir, optimum'dan bilgi veriyorum. cuma günü akşam 8 buçuk seansı dahi şimdiden dolu. barbie'ye baktım sekiz koltuk dolmuş sadece. sanırım oppenheimer geçecek. gerçi ben barbie'ye de gitmek istiyorum ama önceliği nolan abime verdim. ayyy çok heyecanlıyımmm.

Sırf seni IMAX’te izlemek için Ankara’ya gideceğim… değmezse bozuşuruz Nolan abim…

Bir kaç eleştirmen beğenmemiş ama gidip bakıcam orta koltuklar alınmış,biz kenar adamı mıyız kenardan izleyelim diyip erteledim.

düşünsene dünya tarihini değiştiren adamın filmini yapıyorsun, 37.5 margot robbie seni ikiye katlıyor gişe hasılatlarında. ayak fetişistlerini çok hafife aldın nolan abim.

çok etkileyiciydi. çıldırıyorum çok sıkıcıydı diyenleri gördükçe. yok arkadaş her konu herkese göre değil, belli yani. millet alışmış tüketmeye, alıcı değil de verici olan hiçbir şeyden memnun kalmıyorlar anladığım kadarıyla. ne bekliyordunuz? bombalar havada uçuşacak falan mı? savaş filmi mi? biyografi filmi bu. temelinde yatan anlam çok muhteşem. bilimin, fiziğin, hatta bir avuç adamın toplanıp dünyayı patlatabileceğini, bakınız bu konuda abartı yapmıyorum ya da benzetme, asıl anlamıyla diyorum, dünyayı patlatabileceğini öyle güzel göstermiş ki. bilim adamları, fiziğin nereye kadar gidebildiğini görme derdindelerken ve bunu kanıtlamaya çalışırken siyasetçilerin ne kadar sığ ve böyle bir yıkımı gözleriyle gördükleri halde halen daha kendi çıkarlarının planlarını yapmaya çalıştığını çok güzel göstermiş. filmdeki bir iki diyalog, bi arkadaşının oppenheimer'a sen siyasetçi değilsin, bilim adamısın derkenki vurgusu, oppenheimer'ın, amerikan başkanına, ellerime kan bulaştığını hissediyorum dediği andaki o yaşadığı çaresizliği, başkanın onun arkasından bu zırlayan herifi bi daha getirmeyin dediği yerdeki politikası, oppenheimer'ın tüm bu araştırma sırasında yaşadığı heyecan, insanları ikna etmeye çalışması, gecesini gündüzüne katıp da proje bittikten sonra bombaların götürüldüğü anda bunun aslında bilimsel bir proje olmadığını fark ettiği ve nelere yol açacağını idrak ettiği o an, bombayı denedikleri sahnede gözlüklerini çıkarıp da o muazzam patlamada, herkes bombanın büyüklüğüne hayran kalırken onun uçuşan atom parçaklarını izlemesi... bu filme sıkıcı diyenler kesinlikle filmdeki siyasiler kadar sığ insanlar gözümde. ha, bi de gişe muhabbeti dönüyor da imdb puanı 9/10 adamların. barbie ise 7. ya zaten sidik yarıştırılmasının anlamı da yok bu mevzuda iki film de aynı ibrede değiller zira. oyunculara gelirsek. cillian murphy'deki karizma nedir ya? yahu adam sen nasıl bi şeysin? film boyunca öyle güzel odaklanılmış ki murphy'nin yansıttığı duygulara, etkilenmemek elde değil. ki benim asıl beğendiğim bu filmde kesinliklerobert downey jr. oldu. yüz ifadesi, bakışları, dudağının kenarındaki titreme bile o kadar ince ayrıntılar ki hayran kaldım. adam her şeyiyle kendisini ortaya koymuş. kadın oyuncular, emily blunt olsun, florence pugh (yalnız bacının memintolar da harbiden tombiktoymuş) çok çok iyi buldum. oyunculuk açısından tatmin edici, görsel ve işitsel sahnelerde doyurucu, finali de iyi bağlanmış çok güzel bir film! 10/10!

IMAX'te izledim de geldim; spoilersız adoktrinel görüşümü yazmaya: Overratedtı, görüşmek üzere. Filmin sosyal medyada bu kadar hypelanmasının nedeni, yönetmeninin Christopher Nolan olmasıymış belli ki. Filmi izlerken "Nolan Baba bu nasıl bir sanat pornosudur yahu" demedim açıkçası; çünkü diğer filmlerindeki yaratıcılığı burada, filmin türü nedeniyle, ortaya koyamamış. Filmin konusu da coşturmaya müsait değildi, o da dezavantaj olmuş bence. Mesela Ridley Scott'un Napoleon'u coşku ihtiyacını fazlasıyla karşılayacaktır diye düşünüyorum. Film üç saatti ama hiç kopmadım filmden, izlettiriyor kendini. Oyuncuların performansı şahaneydi; Matt Damon & Robert Downey Jr'ı, Cillian Murphy'den daha başarılı buldum; adamlar resmen bambaşka biri olmuşlar. Gary Oldman da öyle ama bir tane sahnesi var, o yüzden... Son olarak, film hiçbir başarı cezasız kalmaz sözünün Türkiye'ye özgü olmadığını da gösteriyor bize. "now i am become death, the destroyer of worlds"

hafta sonu sabah 7’de uyanıp izlemeye gittiğim nolan filmi. açıkçası ben nolan hayranı değilim, ancak the dark knight ve interstallar gerçekten çok kaliteli işlerdi, beğenmemek elde değildi. bu iki filmden sonra üçüncü sıraya da oppenheimer’ı koyuyorum çünkü bir biyografi filmini bu kadar akıcı ve doğrusal olmayan bir metodla anlatma biçimini çok sevdim. normal şartlarda sabahın köründe, hafta içinden kalma yorgunluğumla üç saatlik bir biyografi filminde uyuyacağıma emindim fakat gözümü kırpamadım. sadece anlatım tarzı değil aynı zamanda oyunculuklar, diyaloglar ve çeşitli sahneler (spoiler olmaması açısından belirtmiyorum) bana bütün duyguları bir arada hissettirdi. yeri geldi heyecanlandım, yeri geldi gülümsedim, yeri geldi gerildim, yeri geldi duygulandım, yeri geldi sinirlendim, bir ara haklı buldum, bir ara suçladım falan acayip bir deneyimdi bence. türü için farklı bir örnek olmuş, nolan’ın sinemaya değerli bir şey kazandırdığını düşünüyorum. the dark knight ve interstaller’ın da önemi buydu, türleri için farklı ve çarpıcı örneklerdi. genel olarak beğenilmeme sebebi filmin temposuyla ilgili ama haklı bir eleştiri değil. sonuçta anlatılacak konu openheimer’ın atom bombasını yaptığı süreç ve onun bu süreçte yaşadığı iç ve dış çatışmalar. kaldı ki doğrusal bir anlatım tercih etmeyerek ve bol diyalog kullanarak filme olabildiğince tempo katmaya çalışmış. ee daha ne olacaaadı? gidin izleyin gerçekten iyi film.

kumaş pantolon, beyaz gömlek, pantolon askısı, ayakkabı her şey hazır. biyografi filmlerinden hoşlanmam ama yarın tıpış tıpış gidip izleyeceğim çünkü ben bir popüler kültür faşistiyim. barbie izlemeye gitmek için pembe kıyafet aldım.

Çok kasmaya gerek yok. Baya baya beğenmedim. Nolan'ın en iyi işi diyenler Nolan'ın sinema çizgisinden ya haberdar değiller ya da zaten Nolan tarzını sevmiyorlar ki bu film onlara iyi gelmiş olsun. En kötü Nolan filmi olan Tenet'ten 3-5 gömlek daha iyi bir film tabii ki ama ben özellikle ilk yarı çok sıkıldım. Nolan tarantino mu olmaya çalışmış modern bir 12 angry men çekme fikrine mi kapılmış bilmiyorum ama diyalog filmi olarak kötü bir diyalog filmi olmuş. Neredeyse sadece diyologlar üzerinden ilerleyen bir film için baya kötü hazirlanmis bir senaryo metniydi. Biyografi filmi olarak da çok yorucu ve nispeten dağınık bir filmdi. Atom bombası meselesinin tekniği ve fizik alanı zaten filmin konusu bile değildi ki ben öyle bir film izleyeceğim sanmıştım. Elde ne var ne kaldı bilmiyorum. Oyunculuklar çok iyiydi diyeceğim ama zaten performans anlamında 3 tane oyuncu vardı hepi topu onlarda çok iyiydi Okey. Jane, Strauss, oppie. Diğerleri standart roller zaten, bir olayları yok. Robert Downey başrol olan oyuncudan çok daha iyiydi bence. Benim için filmin en vurucu sahnesi de en sondaki einstein'in göletteki konuşması oldu. Seni yeterince dövdükten sonra sana verdikleri ödülle kendilerini aklayacaklar o ödülü sana vermeyecekler aslında sakın unutma tarzı bir çıkarımı vardı. Şimdi tam cumleyi toparlayamadım ama etkileyiciydi. Yani bu filmi ben çekmiş olsaydım eğer kesin bütün bu filmi sırf o son replik için çekmiş olurdum. Hatta kağıda önce o kısmı yazar sonra filmi tamamlardım muhtemelen. Kim bilir belki Nolan da öyle yapmıştır.

yer yer sıkan yer yer etkiyen film. millet abartmayı sevdiği için balon bir hal aldı.puanım 7. çok da abartmayın emenike.(bkz: swh)

iki üç gün önce recep cetinin sol ayagi ile birlikte sinemajestic’te izledik bu filmi. uzun uzun bir şey yazmaya gerek yok. çok kötü filmdi. yani, böyle bir olay, böyle bir kadroyla ancak bu kadar kötü anlatılabilirdi.