okulların açılması

çocukluğumdan beri zaman algımı şekillendiren en belirgin dönemdir. öyle ki benim için yıl, 1 ocak ile değil, okulların açıldığı zamanla başlar. bu yüzden de seneleri hep 2012-2013, 2013-2014 şeklinde tutarım aklımda. birbirinden çöp geçen senelerden müteşekkil hayatımın son 6 senesi o kadar bulanık ki, üniversiteye başladığım yıl olan 2012 ile hesap yapıyorum bir şey anlatırken. mezun olmama rağmen hâlâ eylül ayında kırtasiyelerin önünden geçerken ortalama kasan kız defterlerine halleniyorum.

bakalım bu sene bizi neler bekliyor diye düşünelim. her gün erkenden uyutan uyku bu gece uyutmaz oldu.

haydi hayırlısı bakalım bu gün itibariyle üniversitede 3. yılıma başlayacağım.

okulun hala açılmamış olmasının rahatlığını yaşıyorum keşke hiç bozulmasa bu rahatlık

Bakanın konuşmasında şöyle bir kesit var 24 saat anne babalık yapmak ebeveynleri yordu Bu, çok saçma anne babalıktan yorulan insan o zaman çocuk sahibi olmasın Okul sizi hayata hazırlar ben senin boş kaprislerini çekmek zorunda değilim bu adamı seviyorum ayrı konu ama yanlışa yanlış demek lazım öyle bir noktaya geldik ki artık Çocuğun annesi arıyor beni gece saat 11.30 hocam xxx sizi seviyor bir konuşun artık yatsın diye dadı değilim ben ben ona verebileceğimin maksimumunu zaten verdim Gelsin olmadı emzireyim altını değiştireyim öğretmeni kafanızda nasıl kuruyorsunuz bilmiyorum ama hiçbir zaman o kalıbın adamı olmayacağım

Tüm arkadaşlarım liseden, üniversitede sayılı arkadaşım var, onlarla da tanış mıyız arkadaş mı belli değil bu sıra. Okul açıldığında İç Anadolu’nun ellerimi kesen ayazında yalnız başıma fakülteye yürürsem, çıkışta yaktığım sigara sevdiceğe değil eski dostlara olur artık. (bkz: Fakülte çıkışı yaktığım sigaraydın, bu aşkı kılıcım bile karşılayamazdı )

valla açılıyor galiba lannnnn. neredeyse iki yıldır dersleri pijama ile dinlemeye, hatta dersin yarısında uyuyup sonra ders kayıtlarını izlemeye, hocayı x2'de dinlemeye ve sınavlara not kağıtlarımla girmeye o kadar alıştım ki başka türlüsünü aklım almıyor. yok hayır yani biz dersler kaydedilmeden önce nasıl not alıyormuşuz derste yav. bir de o notlarla sınava falan giriyorduk. şu anda asla yapamam gibi. ha bir de öğrendiğimiz çoğu şey gereksizmiş. saatlerce ezberlemeye ne gerek var şakkk notlarda yazıyor zaten. bu online dönemde gerçekten bir şeyler öğrendiğim dersler hep ödev ya da uygulamaya dayalı derslerdi. kısacası şimdi okul açılınca bayağı bir bocalama dönemine gireceğiz öğrenciler olarak. online dönemde 95 alıp üzülmelerimiz, yüz yüzede 70 alıp sevinmelerle yer değiştirecek sanırım. hadi hayırlısı.

bugün çocuk sesleriyle uyanınca anladım. bağrışlar, oyunlar.. o kadar eğleniyorlar ki. bütün yazın acısını çıkartıyor gibiler ahahah. neşeniz hiç eksik olmasın çocuklar ya.

haziran ayında mezun ettiğim 8. sınıf öğrencilerimin neredeyse hepsi lisenin ilk günü için heyecanını paylaşmak adına beni aradı bugün. o kadar iyi geldi ki :)

Yemin ederim nefes aldım resmen. Koridorda koşana “ koş oğlum” birbirini dövene “döv yavrum” yemek sırasında itişenlere “it kızım” diyorum dhshshsh Şimdi de maç yaptık, çocukları götümle devirip, kaleciye “bu topu yakalarsan seni mahvederim” diye seslenerek goller attım. Biri kalkmış “ama hocam faul bana ne faul” diyor. Başlatma len faulüne, mis gibi gol işte. Benim takımdan biri de “iyi ki boktan hocayı takıma aldık he” diyor. Aşkolar ben sizi beni aldığınıza pişman eder miyim ay, ayıpsınız dhshsjjsjs

tr server rahatlaması... online oyunlar gün içerisinde daha az velet barındırıyor, gözümüz aydın.