liyakat

yeterlilik de demektir. kadrolaşma gibi sikik bir düzene karşı en büyük silah budur. uygulamayan herkesin amına koyim.

bu saatten sonra ülkemize siksen yerleşemeyecek olan düzen. var mıydı? zaten yoktu ama arada duyuyorduk sağdan soldan. artık esamesi okunmayacak.

neden önemlidir? tüm güncel faydalarını açıklayacağım şimdi. ülke olarak 15 temmuz'da çok zorlu bir süreçten geçtik. ama malesef hala birlik olamadık. (birlik olduk diye inatlaşanlar olacak. gerçekten çok istiyorum olmamızı ama olamadık) öte yandan ülkemiz dış politikada abd müttefikliğinden ziyade rusya dostluğuna yönelmiş durumda. burada dış politika eleştirisi yapmayacağım. ekonomiz için ne yararlıysa o olmalı. (rusyaya yanaşmak iyi mi kötü mü? bu ayrı bir tartışma konusu ve bu konuda bir karar verebilmiş değilim.) peki bunun batı bloğu açısından ülkemizde yaratacağı karşılık ne olacaktır düşündünüz mü? rusya bloğuna yaklaşan diğer müslüman ülkelere olan olacaktır. belki terör saldırıları desteklenecek belki ambargo belki kriz. bunun ne olduğunu bilmiyoruz. ancak bu geldiğinde birlikte olmamız gerektiğini biliyoruz milletçe. neden olamıyoruz? işte tam da burada liyakatın gerekliliği devreye giriyor. bakın ülkenin muhalifi kesimi yıllardır dışarıda bırakılmaktan sıkıldı. sadece devlet kademelerinde değil. özel sektörde bile çalışmak için torpil yandaşlık aranması muhalifleri karamsarlığa itiyor. özellikle üniversite mezunu ilkeli biriyseniz bu ülkededen kaçmak istersiniz. burada yaşamak cehennemdir. kimse bu ülkeyi kurtarmak istemez. osmanlının paşaları tüm çekişmelerin içinde daima paşaydı. devlet okuyan yazan çizene önem verirdi. avam yandaş diye başa gelip tahsil sahibi nitelikli genç işsiz kalmazdı. bu yüzden o paşalar kurtuluş savaşını örgütlediler devlete sahip çıktılar. başta kim olursa olsun devlet herkesindi çünkü. devleti, bürokrasiyi halka açmanın zamanı geldi. bu da liyakatla olur. liyakat bu nedenle toplumsal barışımız için gereklidir.

türkiye'de yetişmeyen bir bitki türü.

türkiyede yetmezliği olan hayati organ

yeterlilik anlamında kullanılan arapça kökenli sözcük. hak edene hak ettiğini vermektir.

türkiye ve diğer ortadoğu ülkeleri için; (bkz: ensesi kalın dayı) (bkz: torpil)

türkiyede liyakat değil, sadakat once gelir... yani sen o işe layık misin onemli degildir. seni o işe getirecek,sececek veya begenecek olana sadakatin önemlidir. yazarken midem bulandı....

ilk çağlardan kalma bir öğretidir. günümüzde bu kadar görmezden gelinmesi, şimdi değilse bile elbet bir gün insanlığın sonu olacaktır. ve bu dediklerim sadece türkiye için geçerli değil. öyle her fırsatta kendi unsurlarını gömerek başkalarını yüceltenler bir siktir olup gitsin. - link ben başka bir şeyden bahsediyorum. bugün koskoca amerika'nın başkanı tr*mp gibi bir adamsa, liyakat orada da bal gibi yoktur kardeşim. . insanlık tarihinde iki adet iktisadi devrim var. biri yerleşik hayata geçiş ve dolayısıyla tarıma yönelim. diğeri ise sanayi devrimi. ikincisini bir kenara bırakalım, onla işimiz yok. ilkinden örnek vereyim; insanoğlu hayvanları evcilleştirdiği gibi, bitkileri de ehlileştirmiştir. bunu yaparken ehemmiyetle üzerinde durduğu şeyse liyakattı. ama nasıl? x kişisi -arazisinin alabileceği, uğraşabileceği ya da kendisine o kadar lazım olduğu için- 10 tane tohum ekti diyelim. hasattan sonraki ilk işi mahsulleri ayıklamaktır. en güzel 10 mahsulün tohumunu bir sonraki seferde ekmek için bir kenara ayırır, kalanları tüketir. bu öğretiyi anadolu'daki cahil bir çiftçi bile bilir, çin'de pirinç yetiştiren herhangi bir çiftçi de.

Ülkemizin, elinde uzun bir sopayla git lan bu mahalleden dediği durum. Her dönem liyakatsızlık oldu, oluyor ve olacak. Sadece medyanın daha çok kullanılmasıyla birlikte artık daha çok gözümüze sokulur oldu. Düzelmesi ise güneşin batıdan doğmasıyla gerçekleşir.

Son günlerde yaşadığım konulardan dolayı ülkemizde olmadığını düşünüyorum maalesef.

şu burada dursun; "zira bir ülkede çürük elma alerjisine sahip olması gereken kurum, yapı ve alanlar vardır. polislik mesela. devlet iyi bilmelidir ki; x adındaki bir polisin yaptığı bir doğru hareket devlet lehine oluyorken, aynı polisin yaptığı bir yanlış hareket de yine aynı devletin aleyhinedir. devlet bu bağlamda ideal polisleri sahaya sürmeli her daim. bunun için de liyakat şart. başka bir alan; pilotluk.. allah göstermesin pilotların işgüzarlığı yüzünden büyük bir uçak kazasıyla yüzlerce vatandaşımızı tek seferde kaybetsek, o uçak şirketi çıkıp da pişmiş kelle gibi sırıtarak "yav o pilotlar çürük elmaymış, arada olur böyle şeyler eheheh..." diyemez. o şirket de her daim kendisini temsil eden her unsurun en nitelikli halde olmasını sağlamak zorunda!" - (#2409597)

kelime anlamı: layık olma, yaraşma, yaraşırlık, uygunluk, yeterlilik, yetenek. t: Liyakat sistemi olarak da bilinir. Liyakat sistemi (Merit System), devlet çalışanlarını siyasi bağlantılarından ziyade iş yapma yeteneklerine dayalı olarak geliştirme ve işe alma sürecidir. Spoils (Ganimet) sisteminin tam tersidir. --- Peki nedir bu liyakat, liyakat sistemi? Tam da geçen derslerde hocamızın üzerine basa basa işlediği bir kamu yönetimi öğretisi konusu. Kendisini ne yazık ki Türkiye'de pek göremedik. Onun yerine Spoils sistem dediğimiz Ganimet/Ganimetçilik Sistemi ülkenin en küçük biriminden en büyük yönetimine kadar yayılmış ve benimsenmiş durumda. Oysaki 80'li yıllardan sonra spoils sistemi terk edilmeye ve yerine merit (liyakat) sistemi uygulanmaya çalışılmıştır. Birçok ülkede merit sistemi yayılmaya çalışılırken Türkiye'de 2020 yılında hala bunun tam tersi durumu görmekteyiz. Liyakat sistemi kısaca ''kul hakkı yememek'' benim için. Hak etmek, yeteneği ve zekası sayesinde bir yerlere gelen insanlara başarılarının karşılığını hak ettikleri gibi vermektir. Ankara'daki dayısı sayesinde, partideki adamı sebebiyle veyahut da birilerinin damadı, kızı, kayınçosu, yengesi, dadısı dıdısı olduğu için hak etmediği, yeterliliği bulunmadığı konumlara gelmesini sağlayan sistem ise bildiğimiz ganimetçilik olan spoils sistemi. Başarıların ödülü olarak makam mevki verildiği bir sistem bizim de benimsemiş olduğumuz. Ne acı. Liyakat Sistemi'nin bütün argümanları uygulanabildiğinde herkes için eşit, adil ve hakkaniyetli bir sistem olduğu söylenebilir ancak bu sistemle alakalı da bazı sorular kafamda oturmuyor. Türkiye'de doğup büyüyen birisi için hayal gibi geliyor çünkü, uygulanması mümkün olmayan, ütopik. Aklınız alıyor mu mesela çok basit bir örnek hastaneye gidiyorsunuz doktor bir tanıdığınız var ''yav benim işi hemen bir görüversen aradan?'' demeden sıranızı alıp bekliyorsunuz? Kızınız var sınava girmiş mülakata gidecek hemen telefonlara yapışıp torpil bulmaya çalışmadan mülakata gönderiyorsunuz çocuğunuzu ya da? İşçi çıkaracaksınız performansı düşük olan ama arkası sağlam olanı çıkarıyorsunuz performansı yüksek olanı çıkarmak yerine.. allah allah yav. olabilir mi böyle bir şey? İnsan doğası gereği kendi ailesini ve kendinden olanı, kendi çevresini koruma ve sahiplenmeye programlı bence. Farklı fikirde ya da görüşte olduğumuz insanlara değil saygı duymak, ayaklarını kaydırmak için var gücümüzle uğraşıyoruz mesela. Neden? O bizden değil çünkü. O bizim gibi düşünmüyor. Nasıl o bir yerlere tırnaklarıyla kazıyarak gelebilir de bizden olan gelemez? Elimi vicdanıma koyarak söylüyorum ki Liyakat Sistemi'ni ben dahi tam anlamıyla uygulayamam. Kimsenin de uygulayabilecek kadar muasır medeniyetler seviyesine erişmiş ''insan'' olduğunu sanmıyorum günümüzde. Bunun için çocuk yaşta, aile içinde gerçekten eğitim verilmesi gerekiliyor. Gelecek nesiller bunun öneminin farkında olarak büyümeliler. Siyasal Bilimler okuduğum için bile daha şimdiden aile üyelerimin benden beklentileri ve istekleri çok fazla. İşsiz mimar bir abim var ileride bir yerlere gelsem ben o adamı alıp bir iş bulmayacak mıyım? Elbette bulacağım. Öyle şey mi olur sen de hak yiyenlerden olursun işte o zaman demeyin ben de böyle asıp kesiyordum ama kendinizden düşünün. Gözünüzün önünde kendini paralasa canınız siz de yapardınız. İşte bu yüzden bizim bu sistemi anlayıp uygulayabilmek için daha uzun yıllarımız var. Tek temennim spoils sistemine daha fazla kapılmamak, kayırmacılığı en aza indirerek gerçek erdemli tatminkarlar oluşturmak; bir halt bilmeyip beceremeyen, lise diploması bile olmayan erdemlilerden (!) umut dilenmeyi kesmek.

layık olma, yeterlilik, bir kişinin görevini hak ettiği anlamına gelen sıfat. bi şeyi eleştirirken kullandığınız kelimelerin anlamını bilin de konuşun. milleti cahil ilan edip en büyük cahil olmayın.