(bkz: Yabancılar anlayamıyor diye üzülünen Türkçe şarkılar)
Hazır bu şarkı gündemde öne çıkmaya başlamışken Cem Adrian ve müziği hakkında hissettiklerimi paylaşayım.
Böyle zırt pırt dinlediğim, her albümünü hatim ettiğim bir sanatçı değil Cem Adrian. Ama gerçekten sanatçı olduğunu düşündüğüm nadir vokallerden kendisi.
İlk gençlik günlerimden bu yana ne zaman; "tamam ya türk müziği bitti, kendini tüketti özgün müzik falan diye bir şey kalmadı. 3-5 tane underground sanatçı, birkaç tane niş iş dışında hep böyle başkalarından aparılmış birbirinin kopyası boktan şeyler dinleyeceğiz. Kendimizi buna hazırlayıp kabullenelim artık" diye düşünsem Cem Adrian bu fikrimi yıkan bir iş ortaya atıyor.
Öyle ille çok beğenmem falan da gerekmiyor. Aaa bu farklı sanki falan hissine kapılıyorum. Birileri deniyor hala diyorum. Bunu pop müzikte bir Cem Adrian yapıyor artık bir de Mabel Matiz falan yapıyor. Etkisi kısa sürse de bir dönem Halil Sezai de yapmıştı bunu.
Ayrıca bunu sadece bana da yapmıyor. Resmen piyasayı da canlandırıyor. Hekes gider mi, Sen gel diyorsun, ince buz üstünde vs. şeklinde çoğaltacağımız işler müzik sektörünü hareketlendiriyor. Bu şekilde beni hala heyecanlandırıp şaşırtıyor kendisi.
İnsan iyi hissediyor gerçekten. Sanat da böyle şeyler için lazım zatne.
Güzel yani, oyna devam.
Kül şarkısına gelirsek de. Ben öyle aşırı Cem Adrian fanı olmadığım için bu şarkıyı ilk dinlediğimde "Mark Eliyahu" ismini görünce merak edip açmıştım. Onu 4-5 sene önce tanımıştım ilk. Bir biz Türkler çok seviyoruz galiba ki adam bizim sektörün içine girdi resmen. :D Güzel yani. Sevdik.
Sesler güzel, Cem Adrian'ın vokal numaraları çok anlamasam da güzel, sözler güzel, Mark'ın performansı güzel falan.
Adam baya 2021 yılında şu çağda, modern sound'lar üzerine ağıt yakmış.
Ben bunu çok özel buluyorum.
Kül şarkısına şarkı değil de ağıt diyesim geliyor.
Toplasan 8 cümle kullanıp şu çağda ağıt yakmak, kaliteli bir eser.
---
spoiler ---
içimde bir şey kanıyor
keskin bir vedanın yarası sızlıyor...
yüzümde bir şey soluyor...
aynı değil umudun rengi kayboluyor
kalbimde bir yerde bir orman yanıyor
bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor
şiirler hep dargın, dualar şifasız
ömrüme mıhlanmış bir cümle...
"Kül olur kalbindeki zamanla...
Yana yana yana yana... "
---
spoiler ---
AKP belasından kurtulduğumuzda yeniden Eurovision'a falan katılırsak ben kendisinin katılmasını isterim. Bence varlığından gurur duyacağımız bir zenginlik kendisi.
Edis medis yazıyorsunuz ben sinirleniyorum. Edis ne aq ya? Edis yerine Aleyna Tilki'yi tercih ederdim mesela ben o kafada bir şey olacaksa.
Ama yok yani. İlle Dünyaya bir şeyimizi göstereceksek bence Cem Adrian olmalı bu.
Beğenmezler, bizi hor görürlerse de bu onların ayıbı olur der işimize bakarız hem.
"Sana bunları hiç bilmediğin yerden yazıyorum" albümü çıktığında müptelası olmuştum gerçekten.
En sevdiğim kadın vokal olan Şebnem Ferah'la olan düeti ise bence muhteşem bir performans. Hala aşırı beğenerek dinliyorum.
Link:
İnce buz üstünde yürüyorum
---
spoiler ---
Hala içimde bir şey
Sanki umuda benziyor
Bana unutma diyor
Susuyorum, susuyorum
Orada uzakta bir yerde
Artık zayıflayan bir ses
Bana vazgeçme diyor
Duyuyorum, duyuyorum
Bir rüya içinde
Ağır ve sessizce
İnce buz üstünde yürüyorum
Önümde duvarlar
Gözlerimde bağlar
Alevler içinden geçiyorum
Hayat, daha kaç kere vurup, kaç kere kıracak
Kaç kere yıkıp, kaç kere savuracak
Kalbim kalbim, daha kaç kere çarpıp, kaç kere duracak
Kaç kere inanıp, kaç kere unutacak
---
spoiler ---
Evet Devrik'ler de bazen duygusal top olur.