hayattaki muhteşem detaylar

wesley sneijder'in şişen damarı

çocukluk yorganı. 4 sene boyunca evde olmadığım için sadece 1 aylık tatillerde kavuşabildiğim bu yorganı kendimi bildim bileli kullanıyorum. bir sürü anımız var lan bunla. mavi renkte bi yorgan, pofidik pofidik. ve üstünde onlarca yunus var. her yunusun ismi vardı hatta ben çocukken. çok tatlı ya ameliyat oldum bununla uyudum, dayak yedim üstünde ağladım, mutlu oldum üstünde tepindim. d daha neler neler. her gece sarılıp iki bacağımın arasında şunu kıstırmak kadar zevk aldığım bi şey yoktur.

asansör ve sıcak su.

ss motosikletler

abs fren sistemi.

mesela şey ; (bkz: beşiktaş )

sevdiğin kadın kucağında yatarken bunları yazmak

Kafanın rahat olması, Bahsettiğim şey tam manasıyla boşvermişlik değil. İnsanın acaba ne olacak hissine kapılmadan, kaygı ve sıkıntı duymadan hayatını sürdürebilmesi evet bu çok zor ve çok azımız buna sahip belki başka bir coğrafyada olsak işimiz daha kolay olacaktı ama maalesef (bkz: coğrafya kaderdir )derim Ve eklerim insan kendi kaderinin nasıl şekilleneceğini kendi elleriyle belirler işimiz kolay değil ama geriye dönecek kadar da aciz değiliz

kişinin hayatının içerisinde benim olmam. derdi olmayan, kendi halinde, espritüel, zeki ve aynı zamanda akıllı, çözüm odaklı biri var ya.. güleç bir de. benden daha iyi muhteşemlik olabilir mi ya?? olamaz.

Gecenin bu saatinde, acıkmış olduğumu düşünerek kapıma pizza getirmeyi teklif eden arkadaş. İnce düşünceni seveyim, güzel yüreğini seveyim.

Klasikleşmiş bir sözdür fakat şahit olduysanız, gerçekten gecenin zifiri karanlık olduğu vakit şafak dökmeden hemen öncedir. O ara kısımda bulunmak huzur verir, manevi güç verir. Ek olarak şu adına karma veya ilahi adalet denilen olay. Kim neye inanıyorsa. Yani kimse yaşattığını yaşamadan ölmüyor. En ufak yerden bu çıkıyor, inanın. Diyeceksiniz ki, bazıları var insanların ağzına sıçıyor ama yine de ondan iyisi yok. Hayat dediğimiz şey tek taraflı değilse, burada olmasa bile yaşattığının cezasını mutlaka bir tarafta çekiyor. Bir de şey, köpekler ve pandalar.

tanrının olmayışı.

Düşün şimdi denizdesin ve sadece sırt üstü yatıyorsun. Uff

Bana bakarken gözlerinin büyümesi.

Önemsenmek. Ve bunun hissettirilmesi. Bir de tabii ki sütlaç swh.

Buz gibi ve bol köpüklü ayran yanında da acılı leeaaahmacun

Yıldızlara bakınca, küçücük dünyadaki büyük dertlerin aslında hiçbir şey anlam ifade etmediğini anlamak.