harry potter

başlığı görünce nasıl bir özlem hissettim ya :( çocukluğumdan beri hiçbir seri bu kadar anlamlı gelmiyor. kitaplarını okumak her filmi defalarca izlemek mükemmel bir olay. kesinlikle çocukça bir seri değil bence . yeni nesillerin bu seriden bizim alacağımız tadı alamayacak olmasi üzücü . fantastik canavarları izleyince küçük atıflar duymak bile mutluluk verdi :)

ön yargılı başladım çocuk filmi dedim bok püsür attım film serisine. ama felsefe taşı ve sırlar odasında aşırı sıkıldım saçma geldi neyse devam ettim ama azkaban tutağı'ndan sonra efsane sardı. severus'a son filme kadar sovdum ama senin ne koca yüreğin varmış be burdan ondan özür diliyorum. dobby, sirius black ve daha nicelerini rahmetle aniyorum. edit: son olarak ise her olaydan sonra dönemin bitmesi çok komiğime gidiyor.

geçenlerde ilk kez izlediğim seri. küçükken televizyonda çıkardı. ''heyi potır izliycem'' diye tatlı biçimde televizyon karşısına geçerdim heves ederdim. (evet ben de bi ara tatlıydım) babamın işten geldiği saatlerde başlardı lakin. tam başlamış mutlu mesut televizyon karşısındayım bi ses yankılanırdı ''çocuk filmi lan bu bunları mı izliyorsun?''. hoşgeldin baba der kumandayı verirdim. neyse babayla kurtlar vadisi izlemenin tadı da başkaydı. benim azkaban tutsağına kadar sıkıldığım seriydi. azkaban tutsağını çok sevdim. sonraki filmde cedric diggory detayı hariç yine sıkıldım ama zümrüdüanka yoldaşlığı güzeldi. melez prens ve ölüm yadigarlarının birinci bölümünü de açıkcası mesaj cevaplamak için durdurarak izledim. son film tabii ki güzeldi. açıkcası seriden aklımda kalan tek şey var. filmlerde hiç ravenclaw'dan önemli karakter var mıydı la? not: slytherinli dostlara selam olsun.

warner bros. yeni filmi için onay vermiş. tom riddle'ın nasıl lord voldemort'a dönüştüğünü anlatacakmış film. ismi de varisin kökenleri olacak deniyor.

macera 20 yıl önce bugün başlamış. hepimizin severek okuduğu, izlediği mükemmel serinin başlamasının üstünden geçen 20 yıl. bu seri benim için çok özel. 20. yılı kutlamak için günü filmlerini izleyerek geçireceğim (20. yıl bahane harry potter şahane).

20 yıl olmuş be zaman çabuk akıyor merlin torunlarıma okutmayı da nasip etsin

replik soylediginiz zaman ardindaki repligi aktardigim, kitaplarini milyon kez okudugum, filmlerini zilyon kez izledigim mutus seri. hp>lotr

her yaş grubuna hitap eden bir eser. ve bir filmi veya bir kitabı defalarca izlemeyi/okumayı sevmeyen birisi bile, bu eylemi yapabilir. yazarı olan j.k rowling geniş bir hayal dünyasına sahip olduğunu eserde de görüyoruz. bazen çocuklaşıp, hogwarts gibi bir okul olsa da gitsek diye düşünmüyor değilim :)

dumbledore'nin ölüm sahnesini izlerken her zaman ağlayacağım. always sahnesini izlerken her zaman ağlayacağım. bu iki sahnenin ortak paydası olan soundtrack gelmiş geçmiş en iyi soundtracklere sahip filmlerden. her zaman benim için en iyi film serisi olarak kalacak.

efsanedir. 150 yaşıma gelsem bile aynı tutkuyla bağlı kalacağım nadir şeylerden biri. geçenlerde lanetli çocuğu cesaret edip okudum 2 saate kalmadan bitirmişim. ne ara bitti ne ara kavuşamadan ayrıldık anlamadım. keşke yeniden yazsa jk. o şaşmaz gediği zor bulunan sihir dünyasına hakimiyeti cidden hissettiriyor kendisini. internet üzerinde yazılmış olan bir çok bireysel denemeye nazaran sonradan kurgulanmış olan lanetli çocuğun içinde eli olduğu bariz bir şekilde belli. yaz be kadın ölüp gidicen bize bi faydan olsun ölene kadar yaz işte.

fantastik seven bir insan değilim yüzüklerin efendisi,hobbit,harry potter gibi serilerle işim olmaz normalde ama arkadaşımın zorlamasıyla öfleye pöfleye başladığım,5 günde 8 filmi de izleyip hayran kaldığım mükemmel ötesi seridir.parayı denkleştirince kitaplarına da başlayacağım.

gerçek bir müslümanın izlemeyeceği bir film serisidir. gerçek bir müslümanın büyü ile işi olmaz. yok alohomora yok rictusempra falan bunlar boş iş. eğer azkaban tutsağı adlı filmde harry denen o münafık karabasanlara nas suresi okusaydı filmi severdim ama o büyü yapmayı tercih etti. allahın gazabı üzerlerinde olur inş.

her sene mutlaka 2 kere serisini izlediğim film.mükemmel,mükemmel,mükemmel

3 4 ayda bir tüm seriyi baştan itibaren hatmederim. yeni bir hatim yaklaşıyor galiba.

Tüm seriyi bir kez daha baştan izliyorum. Hep izlerim çünkü bu kadar muazzam bir tad veren film yok daha. Kısmen var ama Potter kadar değil. Son filmin ilk bölümünü bitirdim az önce. Ulan yine aynı yerde içim cız etti . küçük elf dobby'nin ölümü aşırı koyuyor bana her defasında. Filmde o cadı kadar nefret ettiğim biri olmadı aga. Harry'nin Vaftiz babasını da o öldürmüştü. Lanet.

hayatıma anlam katan en büyük detaydır. küçükken korsan dvd alıp izlerdim, zaman geçtikten sonra kitaplarını alıp defalarca en ince ayrıntısına kadar okumuşumdur. dostluk kavramını küçükken buradan öğrendim daha sonrasında gerçek hayatta dost kazığını öğrendim.

mızmız myrtle karakterine bayılıyorum aynı benim gibi her boka bağırıyor ilgisizliğe cırlıyor dlcklckckc mızmız myrtle sen benim iç sesimsin

az önce son filmini izledim. 20 yaşındayım. hatırlayabildiğim ilk günden beri izliyorum bu seriyi ve sıkıldığım hiç olmadı. her sene en az 2 kere baştan sona dönüyorum. kitaplarını defalarca okudum ve şunu farkettim ki şu an ilk filmden veya ilk kitaptan başlasam bi kere daha sıkılmadan bitiririm

hogwarts evimiz albus babamız. severus da babamız. burnunu siktiğimin voldemort’u da beyfendi gavatı. vartolu sesiyle “senin hortkuluğunu da sikeyim, kehanetine de sokayım, tavrını da sikeyim.”

kimse sidik yarıştıramaz.

ortaokuldayken adına facebook sayfası açtığım seridir. hatta sayfadaki paylaşımları not ettiğim defteri buldum geçen seriyi baştan sona iki günde falan tekrar izledim. filmlerin çoğu gerçekten kötü çekilmiş bence ama yine de her filmin verdiği keyif ve hissettirdiği şeyler paha biçilmez. seviyorum bu seriyi. kitap okuma alışkanlığını bu seri sayesinde kazandım.

bir keresinde gözlüğü kırılmıştı hermione gözlüğe asa sallayıp oculus reparo gibi bir şeyler söyleyip gözlüğü tamir etmişti. keşke kırılan her şey böyle tamir olsaydı

Hiç izlemediğim ve okumadığım fantastik dünya serisi. Karantina günlerinden dolayı, bir kaç ay önce ilk kitabı olan harry potter ve felsefe taşı'nı satın alıp bugün başlayabilme şerefinde bulundum. Yine karantina günleri sebebiyle iyi ki daha önce izleyip okumamışım dedirtti.

bu film serisindeki ruh emicilerin gerçek hayatta da var olduğunu anladığımda büyüdüğümü fark ettim.

en kral terapi yöntemim. her kötü hissettiğimde, her içinden çıkılmaz bir duruma düştüğümü düşündüğümde bu seriyi okurken bulurum kendimi. hiç şaşmaz, mutlaka içinde bulunduğum durumdan beni uzaklaştırıp daha sakin düşünmemi sağlar ve her okuduğumda aynı heyecanla okurum. iyi ki varsın rowling, iyi ki o kalemi eline almışsın ve böyle bir şey çıkmış ortaya. herhangi bir kıyaslamaya kapalı olarak gelmiş geçmiş en güzel seri olarak kalacak kalbimde.

İki gündür seriyi izliyorum. Yeniden. Bilmiyorum bıkasım gelmiyor. Az önce Black öldü. Yeniden hüzünlendim. Keşke böyle bir evren gerçek olsaydı. Hayvan sesleri çıkarmalarını sağlayan şekerlemeler çok güzel. Tabii Acromantula ve Pixie gibi yaratıklar pek hoş olmasa da Thestral ya da Hippogriff‘e binip biraz uçmak harika olurdu. Ayrıca Patronus büyüsünü yapsaydım bir tilki ya da ejderhanın canlanacağına da eminim. Normal şartlarda Hogwarts öğrencisi olmak güzel bir hayal bence. Voldemort’la uğraşmak için aynısını söyleyemeyeceğim gerçi. Neyse, her şeye rağmen ben varım eğer mektup göndermek istiyorsanız bekliyorum.

umarım j.k. 2020 yılında yaşananlardan sonra bi daha mı gelicez be dünyaya diyerekten bu seriye herhangi bir geri dönüş kararı almaz. o zaman ciddi ciddi katil olabilirim. sen istediğin zaman kafana göre bitirdin. şimdi biz istemeden başlayamazsın. sana buradan açık çağrı, başına bela olurum kadın. başımıza gelmeyen bi bu kaldı, bu saatten sonra yazar katili yapma beni. çocukluk aşkım olan serinin mimarını öldürmek istemiyorum.

kitapları filmlerinden çok daha iyi. ki kitaplarını sonradan okudum. özellikle ginny weasley gibi bir karakteri filmde nasıl bu kadar harcamışlar, hala aklım almıyor.

keşke dizisini yapsalar dediğim fantastik roman serisi. farklı bir gözle,farklı oyuncularla o evreni tekrar görmeyi isterim.

Bazen kıskanıyorum bu piçi. Ama fçok güzel filmler.

N'olur okuyun. Burada filmlerine beraber söveceğim insanlar bulmak istiyorum, isyanıma eşlik edilsin istiyorum...

Doğum günün kutlu olsun abdestsiz doğan. İsmi lazım değil bir burunauzun gazabına uğrayıp iyi dostlarıyla ve sevgiyle buun üstesinden gelen kısmen yetenekli kısmen ballı seçilmiş. Ginny'e selamlar. :) (bkz: oğlum o senin yengen yengen)

-after all this time? -always “keşfetime düşmese keşke bu sahne hiç :’)“

hayatımda büyük yer kaplayan kitap serisi. bir gün üşenmezsem buraya yazacağım neden benim için bu kadar önemli olduğunu. ayrıca Alan Rickman vefat ettiğinde Always dövmesi yaptırmıştım. inanıyorum bir gün After all this time dövmesi olan biriyle tanışacağım...

üşenmeyip yazıcam. kronolojisi şu şekildedir; --- spoiler --- 31 temmuz 1980: harry potter ingiltere'de, godric's hollow'da doğar. 31 ekim 1981: harry'nin annesiyle babası lily ve james potter, evlerinde lord voldemort tarafından öldürülürler. şimdi öksüz kalmış olan harry, voldemort'un öldüren lanetinden kurtulur. lanet harry'den sekerken alnında şimşek biçimli bir yara izi bırakır. on yıl sonra... (bkz: felsefe taşı) 31 temmuz 1991: hagrid harry'ye hogwarts mektubunu verir ve ona "harry sen bir büyücüsün." der. 1 eylül 1991: hogwarts ekspresi'yle hogwarts cadılık ve büyücülük okulu'na ilk yolculuğunu yapan harry, trende ron weasley ve hermione granger ile tanışır. haziran 1992: harry, profesör quirrell'in felsefe taşı'nı ele geçirmesi planını engeller ve voldemort'tan ikinci kez kurtulur. (bkz: sırlar odası) 31 ekim 1992: sırlar odası açılır ve slytherin'in canavarı ardı ardına saldırılara başlar. 25 aralık 1992: harry, ron ve hermione ilk kez çok özlü iksir kullanırlar. mayıs 1993: harry ile ron mızmız myrtle'ın tuvaletinden sırlar odası'na girerler. girdiklerinde harry basilisk'i öldürür ve tom riddle'ın ginny weasley'yi ele geçirmiş olan günlüğünü imha eder. harry ginny'nin hayatını kurtarır. (bkz: azkaban tutsağı) ağustos 1993: harry gelecek postası'nda "muhtemelen şimdiye dek azkaban kalesine kapatılmış en rezil tutsak olan" ve hapisten yeni kaçan mahkum sirius black'e dair bir haber okur. 1 eylül 1993: ruh emici'ler hogwarts ekspresi'ni durdurur. 6 haziran 1994: harry, sirius'un masum olduğunun farkına varır: sirius haksız yere suçlanmıştır ve asıl suçlu peter pettigrew'dur. -harry ve ile hermione zaman döndürücü'yü kullanarak sirius'u kurtarırlar, asıl suçlu pettigrew ikinci kez kaçar.- (bkz: ateş kadehi) ağustos 1994: quidditch dünya kupası'nda karanlık işaret meydana getirilir. bu, voldemort'un yükselişini ve gücüne yeniden kavuştuğunu ifade etmektedir. eylül-ekim 1994: profesör dumbledor, üçbüyücü turnuvası'nın yüz yılı aşkın süredir ilk kez düzenleneceğini duyurur. beklenmedik şekilde ateş kadehi yaşı tutmayan harry'yi de turnuvaya katılmak üzere seçince, hogwarts'tan iki şampiyon seçilmiş olur: harry potter ve cedric diggory. 24 kasım 1994: ilk üçbüyücü görevinde harry, uçma becerisini kullanarak ateş püsküren macar boynuzkuyruk türü bir ejderhadan altın bir yumurtayı almayı başarır. aralık 1994: durmstrang şampiyonu viktor krum, hermione'yi noel balosu'na davet eder. harry ile ron ise parvati ve padma patil'i davet eder. 24 şubat 1995: ikinci üçbüyücü görevinde harry, galsamotu kullanarak hem ron'u hem de gabrielle delacour'u büyük göl'den kurtarır; jüri harry'nin gösterdiği kahramanlığı değerlendirmede bölünür. 24 haziran 1995: son görev tehlikeli yaratıklar ve engellerle dolu bir labirenttir. harry ile cedric birlikte kazanırlar fakat ödül bir anahtar'dır ve anahtar onları doğruca voldemort ile ölüm yiyenler'in beklediği bir mezarlığa yollar. cedric öldürülür, yıkılan harry ise cedric'in cesediyle -ve voldemort'un gücüne yeniden kavuştuğu haberiyle- hogwarts'a döner. (bkz: zümrüdüanka yoldaşlığı) eylül 1995: sihir bakanı cornelius fudge voldemort'un döndüğüne inanmayı reddeder. dumbledore'a düşman olan kötücül dolores umbridge'i karanlık sanatlara karşı savunma öğretmeni olarak atar. ekim 1995: harry, umbridge'e başkaldırmak üzere gizlice toplanan ve onun öğrencilere öğretmeyi reddettiği becerileri öğrenmeye çalışan bir grup öğrenciden oluşan dumbledore'un ordusu'nu kurar. haziran 1996: bütün yıl vodlemort'tan gelen imgelerle mücadele etmiş olan harry, sirius'un tehlikede olduğunu görür. yanında en yakın arkadaşlarıyla sihir bakanlığı'na gider ve voldemort'la bir kez daha savaşır. -sihir bakanlığı: harry, kaderini voldemort'un kaderiyle daha da iç içe geçiren önemli bir kehanet keşfeder. sirius, ölüm yiyen'lerden bellatrix lestrange tarafından öldürülür ve bakanlık'ın elindeki bütün zaman döndürücüler esrar dairesi savaşı'nda imha olur.- (bkz: melez prens) ocak 1997: dumbledore, voldemort'u yenme mücadelesinin bir parçası olarak harry'yi karanlık lord'un geçmişi konusunda eğitmeye başlar. mayıs 1997: harry, gryffindor quidditch kupası'nı kazandıktan sonra nihayet ginny'yi öper. haziran 1997: ölüm yiyenler hogwarts'a sızar. draco malfoy voldemort'un kendisine verdiği cinayet görevini yerine getiremeyince, onun yerine severus snape dumbledore'u öldürür. (bkz: ölüm yadigarları) ağustos 1997: bakanlık düşmüş ve voldemort iktidarı ele geçirmiştir. harry, ron ve hermione kaçıp saklanırlar, bir taraftan da sonunda lord voldemort'u yenebilmek amacıyla geri kalan hortkulukları aramaktadırlar. aralık 1997: harry, ron ve hermione ölüm yadigarları'nın varlığını öğrenirler. bunlar birleştirildiklerinde sahibini ölüm'ün efendisi haline getiren üç nesnedir. mayıs 1998: harry, ron ve hermione geri kalan son hortkulukları bulmak üzere hogwarts'a dönerler ve hogwarts savaşı başlar. -hogwarts savaşı: voldemort, ölüm yadigarları'nı birleştirmek yolunda mürver asa'yı ele geçirmek için snape'i öldürür. harry, snape'in annesini lily'e aşık olduğunu öğrenir; aslında snape başından beri dumbledore'a ve taptığı kadına sadık kalmıştır, karanlık lord'a değil. kendisinin bir hortkuluk olduğunu fark eden harry, büyücüler dünyasını kurtarmak için kendini voldemort karşısında feda eder. neville longbottom nagini'yi öldürerek harry'nin yerine son hortkuluk'u yok eder. harry voldemort'un son saldırısından kurtulur ve sonunda onu mağlup eder.- on dokuz yıl sonra... 1 eylül 2017: harry (şimdi 37 yaşındadır) ile ginny evlenir, üç de çocukları vardır. ron ve hermione granger-weasley ile king's cross istasyonu peron dokuz üç çeyrekte buluşurlar. çocukları albus potter ve rose granger-weasley, hogwarts'ta ilk senelerine başlayacaktır. albus, slytherin'e seçileceğinden korkunca, harry onu temin eder: "albus severus, sen hogwarts'ın iki müdürünün isimlerini taşıyorsun. bunların biri slytherin'di ve büyük ihtimalle ömrümde tanıdığım en cesur adamdı." trenin düdüğü çalar ve albus ile rose'un yolculuğu başlar. --- spoiler --- not: (#4102065)

''Bugün HBO Max'ın Harry Potter evrenine ait bir dizi çalışmasına başladığı haberleri gündeme düştü. Ancak doğrulanmış bir haber değil. Ayrıca Harry Potter evreninin hakları HBO'da değil. 2025 yılına kadar NBC'de. Aksi bir gelişme olmadıkça dizinin en yakın tarihi bu olur.'' olabilir mi öyle bir şey? olsa mı olmasa mı diye çok arada kaldım. hiçbir şey kitaplarının ve filmlerin yerini tutamaz gibi geliyor. ha olursa izler miyiz, kesinlikle.

kitaplarını filmlerinden daha çok beğeniyorum. filmleri de güzel ama. zaten harry potter çocukken fragmanını tv'de görüp her gece allah'ım nolur izliiim diye dua ettiğim ve daha sonra sınıfça filmine gittiğimiz, benim de sinemada izlediğim ilk film olduğu için çok değerli benim için. iki buçuk liraydı bu arada bilet. milyon da olabilir gerçi, altı sıfır atılmamıştı daha galiba. neyse gelelim seriye. kitapları bambaşka bir dünya, filmleri bambaşka. kitapları okumadan filmleri izlemeyin bence ama okumadan da izleseniz olayları kaçırmazsınız. bu seri ile ilgili tek hayal kırıklığım harry ve hermonie'nin sevgili olmaması. kesinlikle. tamam ginny de fena değil ama hermonie candır. bir de eklemek isterim. seri ile ilgili sevdiğim şeylerden birisi her karakterin derin derin analizinin yapılabiliyor olması. ekşi şeyler'de falan çok var böyle entryler, hoşuma gidiyor okuma. aynı şey yüzüklerin efendisi'nde de mevcut.

harry potter and the deathly hallows başlığını görünce kontrol ettim, şunun; (#4081886) haricinde bir şey daha iliştirecektim bu başlığa. unutmuşum. harry potter soyağacı bilindiği üzere büyücü dünyasında eskiye gidildikçe saf kan takıntısı var. ırkçılık dozunda bir geri kafalılık.. tam da bu sebepten, hikayedeki herhangi bir karakterin herhangi bir karakterle uzaktan akraba olması çok olası. adamlar yüzyıllardır endogami ile yola devam etmişler çünkü. rowling'in elinde büyük kozlar var.

(bkz: gözlerini anandan almışsın )

Film izlemeyi sevip hür iradesiyle Harry Potter serisini izlememiş ve izlemeyi düşünmeyen insan kaldıysa sarılabiliriz.

(#2360533) Düştük yine. Hayırlısı bakalım.

atmayın iste zehirli ok bu..

harika.. bu nasil bir taklit yeteneğidir videoyu çeken de ne şanslıdır benim icin... harry potter benim sığınağımdır. dumbledore sesi ile beni dizlerine yatırıp "happiness can be found even in the darkest of times. if only remembers to turn on the lights." derse derdim bitebilir mesela.

bugün 31 temmuz, her şeyi başlatan çocuğun ve onu var eden yazarın doğum günü. keşkeleri bir kenara bırakarak, iyi ki demeye geldim. iyi ki doğdunuz! not: (#4102065)

Harry Potter aşkımla aynı günde doğmak beni de seçilmiş kişi yapar mı?

Bu seride neden kimse tuvalette sırlar odasında falan sigara içmiyor? Nasıl okul olum burası? Hiç gerçekçi değil. - Ateşin var mı Bilader? + Var. Confringo! - Bilader ne yaptın ya patlattın bizi? Büyü yapmasını bilmiyorsan çakmak taşı kardeşim.