bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      süper bir ridley scott filmi. russell crowe döktürür bu filmde. ayrıca; (bkz: joaquin phoenix)
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      epey oldu izlemeyeli. yeniden izlemek lazım bir ara. efsane film.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nedense en sevdiğim film budur.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en sevdiğim filmlerden biridir. hatta ilk 5'e girer. son sahnede zenci abimizin "now we are free, i'll se you again, but not yet, not yet." demesi ağlatır. ayrıca, "my name is maximus decimus meridius, commander of the armies of the north, general of the felix legions. father to a murdered son, husband to a murdered wife. and i'll have my vengeance in this life or next."
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- bir gladyatör başarılarıyla tahta kadar yükselir. padişah tahtı teklif ettiğinde hayır der fakat tahtın varisinin bundan haberi yoktur. varis, maxsimus'un, karısının ve oğlunun öldürülmesi için emir verir. ölümden kurtulan maxsimus evine dönünce ailesinin kurtulamadığını görür ve bunun intikamı alıcaktır. --- spoiler --- mükemmel bir filmdir. evine dönüp de o evi viran halde bulması içime işleyen sahneler arasındadır.
    6. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "asker olmanın en büyük avantajı düşmanınızı karşınızda görüyor olmanızdır."
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      izlemiş olduğum en efsane filmlerden birisidir. izlemeyeli uzun zaman olmuştu, artık vakit geldi.
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      marcus aurelius gibi eşsiz bir filozofun hayat hikayesi es geçilen şahane film. keşke, aurelius'a daha çok yer verilseydi. bu arada, filmin hiçbir tarihi gerçekliği yoktur. (bkz: maximus decimus meridius) ***spoiler alıntı*** marcus aurelius filmde, oğlu commodus tarafından boğularak öldürülüyor ancak işin aslını tarih öyle yazmıyor. ms 31 ağustos 161 tarihinde dünyaya gelen commodus, doğduğu andan itibaren tahtın varisi olarak görülüyordu. henüz 5 yaşında iken kendisine caesar, 16 yaşında iken de tahtı müjdeleyen augustus ünvanı verilmişti. marcus aurelius henüz hayatta iken, hastalandığı dönemde, ölümünün ardından çıkabilecek bir taht kavgasını önlemek maksadı ile oğlu commodus’u bizzat halefi ilan etmiş idi. imparator ms 17 mart 180 tarihinde süregelen hastalığına yenik düşerek öldü. üstelik filmde aktarıldığı gibi germania’da değil pannonia’daki sirmium yakınlarında öldü. böylelikle marcus aurelius’un ölümü ile uzun zamandır devam eden evlât edinme dönemi sona erdi ve taht babadan oğula geçti. ***spoiler alıntı***
    9. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok güzel film. bu filmi velet olduğum zamanlar dvd'de izlemiştim ama zerre hatırlamıyordum bir kez daha izleyeyim dedim. kurgusunda ve bazı yerlerinde saçma şeyler olsa da küçük ayrıntılar olduğu için çok rahatsız etmediği gibi russell crowe'u izlemek ayrı bir zevkti. bu herifi de her zaman sevmişimdir zaten. bir tanıdık yüz de commodus idi. ben bu adamı tanıyorum kıvranmalarımla baktım ki bu adam joaquin phoenix'miş. ruh hastasını da çok iyi oynuyor bu herif. bir tanıdık yüz de marcus'u canlandıran oyuncuydu benim için. (bkz: richard harris) harry potter'ın ilk iki serisindeki dumbledore yani. bu filmde daha çok beğendim kendisini. kısacası hakkaten güzeldi. dönemine göre çekilmiş en iyi film imiş gerçekten de.
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      a n a n ı a v r a d ı n ı ! 2. film için çalışmalar başlamış. russell crowe ve joaquin phoenix olmazsa tadı tuzu olmaz. ama ikisi de en son ölmüştü. film geçmişte geçecek desek, ne bileyim maximus'un general olma süreci falan... ee o da zor. nasıl olacak ulan bu iş? russell abimiz artık eskisi gibi çevik değil, adam şu an 57 yaşında. ilk filmi yaptıklarında ortada akp yoktu hasjhasgdhsfh haliyle şayet karakterlerin -ilk filmden- daha genç oldukları bir döneme yöneleceklerse en az ilk film kadar başarılı olmalılar bilhassa savaş sahnelerinde. belki de connie nielsen ve anneliği üzerinden yola yeni oyuncularla devam ederler. bilemiyorum. bekleyip süreçte göreceğiz neler olacağını. umarım piç etmezler güzelim efsanemizi. eğer niyet oysa neyse parası verelim, hiç yapmayın; gişe filmi istemiyoruz! t: alanında dünyanın en iyi filmi olabilir. çocukluğum...
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      - (#4275442) paul mescal gelişmesi mevcut. en son aftersun'da şahane oynamıştı. ama bu bambaşka bir konsept. bakalım altından kalkabilecek mi? umutluyum.
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ömrüm boyunca kendimi yalnız hissettim. seninle olduğum zamanlar dışında..." bir askerin emeklilik hayali gayet de çiftçilik olabilir... "ölmek üzereyim maximus. insan, sonunun geldiğini görünce yaşamının bir amacı olduğunu bilmek istiyor." gorsel - 1 gorsel - 2 . dün gece sabaha karşı 4 sularında feci uykum varken ama bir türlü uyuyamıyorken canımın bir anda izlemeyi çektiği ve hiç tereddüt etmeden direkt kalkıp izlediğim 2,5 saatlik şaheser. akabinde de hafif gözyaşları eşliğinde mışıl mışıl uykuya daldım. filmlerin üstümdeki bu etkisini seviyorum. uykudan bile daha cazip gelebiliyorlar... daha ötesi var mı? bu da öyle harbi bir film işte. . derin nefes alıp, miğferini çıkarıp, arkasını döner dönmez kendini sözde imparatora tanıttığı sahne muazzam ya. her seferinde intikam iştahım açılıyor izlerken. bu sahne bu kadar muazzam olmamalıydı... bakışlara bak; gorsel "adım maximus decimus meridius... kuzey ordularının başkomutanı, felix lejyonlarının generali, gerçek imparator marcus aurelius'un sadık hizmetkârı, katledilmiş bir oğlun babası, katledilmiş bir eşin kocası... ve bu dünyada ya da öbür dünyada intikamımı alacağım." filmin özeti... ridley scott abimiz bu filmi yapmaya önce bu sekanstan başladıysa hiç şaşırmam. gerçekten öyle mi bilmiyorum ama bunu düşünmeyi seviyorum; bazı yönetmenlerin ufak bir parçadan koca bir film inşa etmiş olma ihtimalleri bana çok tatlı geliyor. vakti zamanında haluk bilginer'in masumiyet'teki tiradı tetikledi bendeki bu arayışı, hâlâ çoğu filmde arar dururum. bu filmde de illa öyle bir sahne varsa kesin budur bence. keza buna ek olarak "roma ayak takımıdır." tespiti ve şu challenge da var tabii; gorsel bu arada haluk bilginer dedik, ee bu filmde de joaquin phoenix var... serbest çağrışım; psikolojik üstünlük . bu filmdeki irili ufaklı raconlar çok yerinde servis edildiği için beni müthiş cezbediyor. her birini izlerken o raconu benim kesesim geliyor. emsal; imparatorun öldür emrine rağmen kendi istediğini yaparak karşındaki savaşçıya merhamet etmek gerçi bu sahnede filmin geneline yayılmış bir hata var. imparator burada başparmağını aşağı indiriyor ilgili kişinin hayatına son ver manasında. - gorsel lakin bu yanlış. "öldür" demesi için başparmağını yukarıya doğru tutması gerekiyordu. gerçekte böyle en azından. ama filmde tam tersi kullanılmış. hatta maximus kendini ifşa ettiğinde de yaşanıyor bu olay. onda da seyirci maximus için "yaşasın!" diye bağırırken başparmaklarını havaya kaldırıyorlar; gorsel imparator da bu baskıya yenik düşüp maximus'un yaşamasına karar veriyor; gorsel halbuki bu hareket gerçekte "öldür" demek haksghajhajafhs . her neyse ya, raconlar diyorduk. nerden çıktı parmak muhabbeti? devam edelim. gorsel - 1 gorsel - 2 gorsel - 3 aman aman... sen istediğin kadar roma'nın en iyi generali, en güçlü savaşçısı ol, en akıllı komutanı ol; bir kadın gelir seni böyle gelişine mat eder işte. boşuna çocukken sevdalısı değilmişim bu kadının. maximus'la ilk karşı karşıya geldiği anda da gıcık bir şuhluğu var, o hâli de çok tatlı. su gibi güzel. gorsel connie nielsen 1965 doğumlu. yani 2000 yapımı bu filmde 35 yaşında. 59'luk son hâli ise şu; gorsel görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok. hâlâ çok güzel. yalan söyleme be kadın, hiç yorgun gözükmüyorsun... . başka bir racona geçelim, insanın sırtını şöyle rahatlıkla dayanabileceği dostları/adamları olmalı ya bu hayatta. sikerim sizin imparatorunuzu diyor adeta. altı boş da değil bu kafa tutuşun. - gorsel diğer bir racon... maximus son düzlükteki akıl hocasını tek cümlesiyle alt eder; gorsel unutmadan; bu filmdeki öpüşme sahnesi çok güzel ya... o kadar salt, sahici ve dolu ki soluksuz izliyorum her seferinde. acıklı bir ağırlığı var. . sevgili cemaat, hutbemi birkaç dörtlük ile bitirmek isterim. fon olarak şunu kullanalım; link taşakların... ağır geldi en büyük imparatorluğa taşıyamadılar seni, taşıyamadılar... fazla geldin kolezyuma, her defasında daha da fazla ey benim delikanlı maximus'um bakışların... kılıçtan keskindi meydan okudu galya kaplanına kadar çıkamadılar karşına, çıkamadılar sırtına hançeri sokmadan... ey benim delikanlı maximus'um aklın... hepsinden öteydi bir tek sen kumlardın ellerini anlamadılar abim, anlamadılar senin üstüne toprak atılana kadar ey benim delikanlı maximus'um adamlığın... sana özel ve güzeldi gören gördü, bilen bildi, seven sevdi dostun da düşmanın da olamadı sen gibi... ne gerek vardı roma'ya hayatını adamanın? ey benim delikanlı maximus'um... . not: abi sen de az ayakçı değilsin ha. rahmetlik eşini çarmıha germişler, hemen gidip son defalığına ayaklarını öpüyorsun kadının. neyse neyse, her gülün bir dikeni vardır. olur o kadar. saygılar tekrardan.