gemide

abartıldığı kadar güzel bir film değil bence. sırf argo ve küfür bol diye bizim insanımız baştacı yaptı bu filmi.

erkan can'ın usta işi bir oyunculuk sergilediği gelmiş geçmiş en iyi yerli/drama filmlerdendir. argo ve küfür aşırı değil sonuçta sokak ağzı ve adamlar her gece esrara takılan tipler. efsane sahne (bkz: nabıcaz be kamil)

sadece küfürden oluşmuş bir film. ilk defa izledim hiç beğenmedim.

devamı niteliğinde olan, hikayenin öncesini anlatan laleli'de bir azize bu filmden daha iyidir.

sosyal medyada ki bütün küfürlü kelime kalıpları bu filmden çıkmış amk (bkz: iğrençsiniz ibneler) (bkz: katilsiniz ibneler) (bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan) (bkz: nabıcaz be kamil) (bkz: sikerler oğlum hepimizi sikerler)

ya bu anasini belledigim sanati küfür, güzel söz bidi bidi salak ayrimlar gözetmiyor. madem anlamiyorsunuz susun be aq yerinde. film sahane iste kült film olmus, daha neyin seklini yapiyorsunuz. film sahane bakmayin siz bu godoslara.

bagimlilik yapip sizi paramparca edebilecek bir soundtrack , mutsuz olduğum anlarda bir köşeye çekilip dinlerim .

o tahta başlıyor ya vurmaya,orda ruhuma geliyor sanki. enfes bir soundtrack.

filmden sonra 'lalelide azize' filmi kesinlikle izlenmeli, devamı orada

çok kaliteli bir film olmasının yanı sıra aşırı argo ve gereksiz sahnelerde yok değil .herşeye rağmen sinemamızın en iyi filmlerinden biri.

şöyle bir soundtrack'a sahip fevkalade bir filmdir.

(bkz: nabıcaz be kamil)

küfürlü diye eleştirenleri anlamıyorum. esrar içen bir tayfa nasıl konuşur ki, ne sanıyorsunuz? iğrençlik recep ivedik de vardır. küfür doğal olunca güzeldir, yapmacık olanı iğrenç oluyor. ayrıca efsaneler efsanesi bir soundtrack'i vardır. link bu soundtrack insana hem huzuru hem hüznü aynı anda veriyor.

türkiyedeki yapımlarda bu kadar orjinal küfürler zor bulunuyor. adı gemide değil de on the ship falan olsaydı dünya çapında isim yapmıştı.

şu filmi odada tek başıma izliyorum. içeri amcamın kızı girdi, bilin bakayım hangi sahnede girdi?

yahu bu film müziği sanki bi şarkının da muzigiydi

"bu cigarayı acımam, sana değil cigaraya acımam, götüne sokarım"

laleli de bir azize de olayın arka yüzünü yansıtır , zamanın ucuz bütçesi gereği böylesine güzel filmler ortaya çıkarmak epey zor iştir , oyuncuların da devleşmesi ve yüceltmesiyle herşeyin güzelleştiği ortadadır

kapının çarpış sesini , içimizin en derinliklerinden hissetmemize sebebolan herşeyin evveliyatını ...

türk sinemasının sıkışık dönemlerinde kendini öne çıkarabilmiş bir kaç filmden birisidir. derin psikanalizlerin bulunduğu ve düşük bütçeyle dolu filmler kuşağının önde gelen filmlerindendir. gemideki varoş kaybeden tiplerin gereğinden fazla düzgün diksiyonu çok göze batan bir filmdi ayrıca aklımda kalan bir detayda buydu. şimdi pek ayrıntılarını hatırlamasam da önemli bir girişimdi bu film. ayrıca kült kere kült olmasıyla beraber, içeriğindeki eksiklikleri bırakıp bize kazandırdıklarına bakmak lazım. bu film geçtiğimiz yılda türk sinemasına sarmaşık filmini getirmiştir. sarmaşık filmi çok daha enteresan olan bana bir çok şey kazandıran, nadir sarıbacak'ı daha farklı açıdan izlememi sağlayan bir filmdir. sarmaşık filminin dekorlarıında gizlenen ufak tefek ayrıntılar ve göndermeler de çok güzeldir. gel gör ki gemide olmasaydı bugün sarmaşık filmi de muhtemelen olmayacaktı. bu nedenle türk sineması için kıymeti tartışma götürmüyor haliyle. (bkz: sarmaşık) (bkz: nadir sarıbacak) (bkz: gemide) (bkz: erkan can)

filme ve olaylara ergen gözüyle bakmadığınız sürece ne kadar mu az zam olduğu anlaşılan film.

kaç kere izlediğimi bilmiyorum kamil.

napıcaz be kamil

napıcaz be kamil.

"bu cigarayı acımam, sana değil cigaraya acımam, götüne sokarım"

"fuck" ın açılımını öğrendiğim film furnification under control of the king

neden bu kadar abartıldığını anlamadığım filmdir. bana göre tek kelimeyle tiksinç.

bence oyunculuklar ve çoğumuzun bildiği bazı replikler dışında iğrenç bir filmdi.