---
spoiler ---
kimse vazgeçilmez değildir; kahraman olsa bile
---
spoiler ---
Hikayesini de bırakıyorum ki anlamı olsun ;
Uzun dönem askere giden bir arkadaşım vardı, acemi birliğine Sivas'a abisi ben ve annesi bırakmıştık. Acemiden sonra Hakkari'ye çıktı usta birliği. Üzümlü Karakoluna, annesine korkmaması için Hatay demişti hatta. Neyse aradan biraz zaman geçti, ben arayıp soruyorum falan, bir gün bizim bebe sabit hattan beni aradı, cuma akşamüstüydü sanırım, konuşurken bi tedirginliği vardı sesinde ama üstelesem de yok bir şey dedi.
Kazasız belasız bitirdi askerliği, aldı teskereyi geldi memlekete. Aynı kadro havaalanından aldık bunu, dönüyoruz. Sohbet muhabbet akıyor, annesine Hatayı anlatıyor bir de şerefsiz. Abisi sağda oturuyor, annesi ve arkadaşım arkada sarılıyor ağlaşıyor gülüyor falan, ama bana garip gelen bizim bebe hiç telefonla uğraşmıyor, telefonuna baksa bile 3-5 saniye sürüyor. Yolda bir tesiste durduk, çay/kahve sigara faslı falan. Bizim bebe de yaktı sigarayı, hepimiz şok. "Askerde başladım, bırakırım üç beş güne" dedi. Annesinden önce abisi, sonra ben en son da annesi zehir zıkkım etti sigarayı bebeye. Geri bindik arabaya "Anne" dedi, "Araba almam lazım" biz yine anlam veremedik. Ne alaka yani, ortada hiçbir şey yok, tutturdu bir araba sevdası, sanırsın recaizade mahmut ekrem, arabada araba. 200km boyunca da en az 10 kere "araba şart" , "arabasız zor" tarzı konuşa konuşa işledi kadını.
Üç günde araba aldık bizim deliye, akşam kapıya çektik, sabahına gidip adaklık alacağız ilk arabası falan diye kan akıtmak istedi bir de. Sabah bir gittim arka camda şöyle bir yazı yazıyor. "Kimse vazgeçilmez değildir; kahraman olsa bile..."
Bizim bebenin sevgilisi vardı, 2.5 yıldır da konuşuyorlardı acemiliğe giderken de "Gidip geleyim de hayırlı işlerimiz var, façanı bozma" demişti. Çaldım zili geldi aşağıya gidiyoruz civar köylerden birine adaklık almaya ama sıfır muhabbet. Soramıyorum yazıyı ortamda bir gerginlik var. Bu deli başladı gülmeye, "Nasıl olmuş lan yazı, uzaktan bakınca okunur mu" diyor. "Okumak isteyen okur da oğlum ne alaka" dememle bu bir sokağa girdi, frene bastı, camları indirdi, teyibin sesini de sonladı "şşşş sessiz, güllü konuşacak" dedi. Çalan şarkı da şu ;
link bir evin önünde bildiğin durma noktasına geldik, şarkı sözlerini de ayarlayamadı, eliyle aradı buldu. biz orda beklerken tam şu kısım çalıyordu;
---
spoiler ---
Sensizde düşermiş takvimden günler
Zorlasanda anmaz adını diller
Gideni sanmaki bu gönül özler
Unut diyordun ya unuttum işte
---
spoiler ---
sonradan döküldü bizim bebe, usta birliğine gittiği üçüncü gün kız ayrılmış, kızın soyismi de "kahraman"mış kız da bizimkine telefonda "biliyorum, sen unutamazsın vazgeçemezsin ama bu ilişki yürümez artık" gibisinden konuşunca. Bizim bebe nasıl kinlendiyse 11 ay susmuş, kimseye de anlatmamış. "Hep bunun için bekledim, sırf bunu yapmak için de araba aldım" diye salak salak gülüyor bir de. Ona göre çoktan atlatmış, unutmuş ama intikam alması gerekiyormuş, o yüzden böyle yapıyormuş. Bizim deli işe başlayana kadar (yaklaşık 1.5 ay) her gün sabah akşam 2 defa bunu yaparak o sokaktan geçti. Sabah kız işe gitmek için uyandığında, akşam servisten inip eve girdiğinde. Kız ne aradı, ne yapma dedi ne başka bir şey. Bizimki işe başladığı gün kız aramış bunu, "İyi misin, bir şey mi oldu? Sabah geçmedin" gibisinden. Neyse çokta uzatmayayım, önümüzdeki ay kız istemeye gideceğiz. Evet evet, aynı kızı bizim deliye istemeye. Bunlar barışıp, bir süre daha zaman geçirdikten sonra evlenmeye karar verdi de, onun koşuşturmacası var şimdi.