şahsıma ait, askerde yazdığım bir şiir-yazı;
***
zaman'ın bir erkek ismi olduğunu öğrendiğimde otuz yaşındaydım.
azat'ı ise annesi hayata bağışlamıştı.
ben, eğitimlerden bulduğum boşluklarda gökyüzüne bakıyordum.
annemi düşlüyordum sessizce.
arada bir ise babamı.
her sabah tıraş olurken daha çok bakıyordum aynada gördüğüm yüze..
ya da o bana bakıyordu..
bilmiyorum..
herkesin binbir panikle gün saydığı, bu tüfek mahkumlarının cennetinde,
kalbim şakaklarımda atıyordu..
hayatı iliklerimde hissediyordum..
nizamiye kapısında, çarprazda bekleyen nöbetçiler göremiyorlardı,
firar eden aklımı..
ben firar ediyordum..
harf harf, kelime kelime, hece hece...
ben firar ediyordum,
her gece..
***
-3
+
-entiri.verilen_downvote
bir sihir gibiydi şehre inerken gece
mektubun güvercin oldu vardı gizlice
gel diyor geç olmadan gel geçiyor yıllar
böyle başladı dönülmez bu müthiş firar
madem ki yeminimiz var madem aşk mukadder
işte geldim bilmesinler yarına kadar
bilki artık dönüşüm yok gitti son vapurlar
sakla beni bulmasınlar sabaha kadar
belki herkesin dilinde şimdi bu firar
belki verildi kararım şimdi yoldalar
link
2
+
-entiri.verilen_downvote
incesaz'ın eylül şarkıları albümünden bir parça. (bkz: durduk yere hüzünlendiren şarkılar)-->
"gel diyor, geç olmadan gel, geçiyor yıllar"
"madem ki yeminimiz var, madem aşk mukadder işte geldim, bilmesinler yarına kadar. bil ki artık dönüşüm yok, gitti son vapurlar. sakla beni, bulmasınlar sabaha kadar"