dalgınken yapılan saçma hareketler

annemin telefonundan babamı arayacaktım. babam yerine dedemi aramışım. sonra telefona bakıp ee doğru aramışım babam yazıyor işte diye düşünüp yaa benim babam sen değildin doğru bu annemin telefonu diyerek kapatmıştım :(

yoklama kağıdına adımı yazacağıma nickimi yazdım bir iki saat önce ndksnxhsb

yagmurlu havada motor kullanirken yuzu kapali helm'de tukurmek.

dershanemde derslerin başlama saati saat 09:00 ve ben genelde saat 08:00'da uyanırım. saat 07:50'de olan alarmı erteleyip bi kaç dakika daha uyurum diye uyudum ve saatin sadece dakikasına baktığımda 20'yi gösteriyordu ben de biraz ağır hareketlerle hazırlanarak gittim tabiki bu arada hala saate bakmıyorum. neyse gittim dershaneye sınıftan içeri girdiğimde daha hocanın derse girmediğini düşünürken hocanın dersi yarıldığını gördüm daha uykumu alamamışken telefonun saat kısmının koskoca 10:05'i görmem uykumu açtı ve geç kaldığımı fark ettim. meğerse 30 dakika yerine 70 dakika uyumuşum. (bkz: bu da böyle bir anımdır )

telefon ve açık soda şişesi bir elimdeyken telefonu koymaya eğildiğimde sodanın telefonuma usulca dökülüşünü izlemek..

lise yurdunda kaldığım dönemler bi gün dışardan geldikten sonra telefonumu dolaptaki montun cebine koymuşum sonra 1 saat telefonumu aramıştım bakmadığım yer kalmadı yurdu ayağa kaldırdım dışarı çıkıp gectigim yerlere falan baktım en son ağlamaya başladım dkdmdkdm

az önce bakkala su için para yerine tekrar suyu uzatmış olmam, bir süre bakışmamız ve sonunda bakkalın “yaaauvv parayı uzaat” diyip diğer elime paraya uzanması ile olayın farkına varmam, o sersemlikle “aaa su mu vermişim” diyip hızlıca para üstünü alıp olay yerini terketmek.

aşkım olmayan kişiye aşkım yazıyordum az önce saçma bi dalgınlıktı

diş fırçasına diş macunu yerine sabun sıkmak

tüm aile otururken yeğenime eski erkek arkadaşımın ismiyle seslenmem... babamın anlamsız bakışları, yengemin olayı çaktırmamaya çalışması ajsjsjsn benim sessizce odadan çıkışım, annemin 1 hafta boyunca dalga geçmesi ve kapanış...

evde kendi odama gideceğimi unutup yanlışlıkla gittiğim odada hayatıma devam etmem ...

elimde sofra beziyle balkondan mutfaga gidecekken dalginlikla diger odalara girip "ben bura niye geldim ya" diye dusunup mutfaga yonelmek sık sık yaptiklarim arasinda.

başımda saç havlusuyla evden çıkmak, apartmanın kapısına çıkınca fark etmek, tekrar eve çıkmak. teşekkürler...

bugün arkadaşıma gidiyordum yol kenarında bütün reklam panolarına mübarek ramazan tarzı şeyler yazıyordu. i̇nerken şoföre “mübarek bi yerde inebilir miyim?” dedim... (kesin yaşanmıştır diyene hakkımı helal etmiyem!)

kediye teyzene selam söyle demek

kulaklığın telefona takılan kısmını kulağıma sokmuştum

fişini takmadığım televizyonun açılmasını beklemek, elimdeki telefonu aramak, ocağın altını yakmayıp bu su neden kaynamıyor diye söylenmek, bilgisayarın şarj adaptörünü ayırıp neden çalışmıyor diye iki saat adaptör girişin kurcalamak.. bu liste çok uzar, daha da sayayım mı? evet çok dalgınım :(

bağcıklarımı bağlamadan kapıyı kapattım, tahmin edin kimin bağcıkları kapıya sıkıştı

uyumaya çalışırken bir anda gözlerinin tamamen açılıp hayalleri sanki film perdesi varmışcasına izlerken gözlerini kapatmayı unutmak.

çorabı sepete atıyorum diye klozetin içine basket atmıştım

anahtarımı ararken kapıyı geçip duvara kafa attım yaklaşık bi 3 dakika önce :(

birkaç gün önce lise arkadaşlarımla buluşmuştum. renk körlüğü hakkında konuşuyorduk. arkadaşlarımdan biri de renk körüydü. çocuğa şey dedim "aaa sen hala renk körü müsün?" ve masaya 10 saniyelik bir ölüm sessizliği hakim oldu...

okula pembe parmak arası terlikle gitmek. 7. sınıfta öğle arası geç kaldığım için yapmış olduğum eylem. i̇leri görüşlüyüm napabilirim, moda ikonu olmak bunu gerektirir.

cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 4! bağ evinde buz gibi havada 101 oynuyoruz eşli ve ben okey attım. bilirsiniz ilk el seri dizenler 1'leri sallar yere gösterge sarı 13'müş ben okeyi atmışım ve kuzenim fark etmemiş sonrasında bir okey daha çektim onu pere bağladım. kuzenim sordu okey neydi diye 1 dedim, öteki çifti nerde dedi 101 yazdı amk.

deneme sınavından çıkıp markete gittim biseyler alıp geçtim kasaya işte parayı çıkardım cebimden uzattım kasiyere elim bi 10 15 saniye filan havada kaldı noluyo diye baktım yüzüne gözleri bi noktaya odaklanmış baktığı yere baktım aaa elim ve içinde bir adet deneme sınavı giriş kağıdı o kadar ciddiydim ki bunu yaparken kadın sorunlu olduğumu sandı galiba bakışlarını unutamıyorum ...

kaya tuzu yalamak

uyku mahmurluğu ile her sabah odamın kapı pervazına omuz atarım...en az iki kere

misafirlikten dönerken kapı eşiğinde ev sahibine ayaklarınıza sağlık demem :(

bir kız var. beni nerede, ne zaman görse "günaydın rakuuun*" diye coşkuyla seslenir. dün ders çıkışı gördüm kızı, dedim bu sefer de ben coşkuyla selam vereyim… derste nevrimin de dönmüş olmasının etkisiyle "günaydın (örneğin) ayşe" diyeceğime "günaydın fatmaaa" dedim coşkuyla, kız birkaç saniye bakakaldıktan sonra "ayşe ben" dedi. peki ya sonrasında şakayla karışık açıklama kısmına ne demeli? "ehe ehe fatma andı herhalde" deyince "fatma niye ansın ki bak şurada oturuyor" dedi. sıçtık işte toparlamaya çalışıyoruz, niye engel oluyon ki sen şimdi bakışımı attıktan sonra ikimiz de gülmeye verip amfiden uzaklaştık. - *: adımın yerine rakun yazdım.

traş oldum eve geliyorum cebimden anahtarı çıkarıp anahtarla zile basmak üzereyken fark ettim ne yaptığımı.

çay içtim bardağı banyodaki lavaboda yıkadım tam çıkarken ne yaptığımı farkettim. kimse farketmeden sessiz sessiz olay mahalinden uzaklaştım.

dalgınken yaptıklarım arasında çok ekstrem bir şey yoktu da, kardeşim sürekli halıya işerdi. ben de hep napıyorsun amk diye çıkışırdım ona

değiştirmek için çıkardığım tişörtü tekrar giymek.

dün elimde cüzdan cüzdanımı arıyordum evde

bulaşık makinesine deterjan yerine yağ koyuyordum yanlışlıkla

gözümdeki gözlüğü "etrafı göremeden gözlüğümü nasıl bulacam" diye arayıp bir de güzel ağlamıştım.

herkesin ingilizce konuştuğu, irlandalı birinin olduğu bir ortamda bi şey düşündüm daldım gittim sonra karşıdan gelen arkadaşıma bi an batu nabıyon lan diye bağırdım ardınan da come here diye bağırdım irlandalı çocuğun korkunç bakışı gözümün önünden gitmiyor puhahahah. irlandalı erkekler benim yüzümden türk kızları hakkında ne düşünür bilemem artık.

Komşumuzun oğlu en üst katta oturuyor biz de bir altlarındayız.Bugün iftar vakti kapı anahtarla açılmaya çalışıldı. Ben de koştura koştura babam geldi diye kapıyı açtım. Kapıyı açar açmaz karşımda komşunun oğlu, elinde anahtar. Ben ona bakıyorum, o bana ikimiz de şaşkınız. Hemen çok pardon falan dedi ve gitti ama o yüz ifadesini ve şaşkınlığını unutamam, aklıma geldikçe gülüyorum. Evini şaşıracak kadar neye bu kadar daldıysa çok komik jjhdjsjdj

Arkadaşım klozetin üstüne oturup hayatını ve geleceğini düşünürken tuvaletini yapmış.. altında pantolonu olduğunu unutup. Bundan daha saçmasını yaşamadım da duymadım da xköskzmnsnns

Bir gün annemle beraber pazara gitmiştik.Kapının önüne gelince ekmek almadığım aklıma gelmişti.Geri pazar poşetleri elimde ekmek almaya gitmiştim.

ilk okul 1. sınıfta öğretmenime anne dedim. çamaşır makinasına bardak koydum.

Yoğurt kapağını açarken kapakla parmağımı kesmişim

bir defasında dolmuşta, kapı tarafının en arka köşesindeyim. kafam biraz dağınık, -sebebi bende kalsın- dalıyorum ikide bir. dolmuş hali tabii, dur-kal yapıyoruz sürekli. bir an geldi, dolmuş durdu. inenler indi, binecekler bindi falan. tam kalkacağımız sırada bir tane adam gördüm. 40 metre öteden bize doğru koşuyor herif. görseniz böyle orta yaşlı, göbekli, sempatik bir abi. ama benden başka kimse farkında değil adamın. adam onu fark ettiğimi görünce sevindi, koşmasına bana el ederek devam etmeye başladı. benim de nasıl bir boşluğuma geldiyse artık tıpkı adam gibi ona el sallamaya başladım. ama şoföre "kaptan, gelen var!" demedim. adam bana, ben adama el sallarken dolmuş bastı gaza, herif en son egzoz dumanında kaybolurken dumanı savuşturmaya çalışıyordu. şimdi düşünüyorum da; ne sövmüştür ama bana.. not: affet abi, ben sandığın kadar sadist biri değilim. o anki derdimi bilsen kıyamazdın bana sövmeye. zaten ben de senden birkaç dakika sonra erkenden indim, uzun uzun yürüdüm eve hava almak için.

Bir seçim zamanı oy kullanma bahanesiyle memlekete dönmüştüm daha sonrasında üniversite okuduğum şehre değilde eski sevgilimin yanına bulunduğu şehre gitmiştim. Neyse bi kaç gün gündüzleri onla takılıp akşamları aynı şehirde yaşayan sınıf arkadaşımda kalıyodum. Dönüş vakti gelmişti kız arkadaşımla vedalaştık falan sonrasında arkadaşımın yanına geldim otobüse binip gidicez. Sevgiliden ayrılma hüznü vs. derken otobüse bindik biner binmez uzun uzun mesaj yazdım gönderdim. hüzünlü bi şekilde mesaj gelmesini bekliyorum onu düşünüyorum falan bir de ne olsun yanımda ki arkadaş fısır fısır gülüyo ne oldu dememe kalmadan yazdığım mesajı gösterdi bana bi şaşırdım bi utandım kaldım öyle. kıza atacağıma yanımda ki adama atmışım mesajı o hüznün üstüne bir de rezil olma durumu eklendi neyse ki arkadaşım o sıra kimseye bahsetmedi bu durumu ya da ben bilmiyorum bahsetmişte olabilir.

bu gece balkonda annem babannem ben oturuyoruz. gözüm dalmış öyle bi köşeye aklımdan ne geçiyorsa bilmiyorum ama gülmeye bşaladım birden sonra bizimkiler oturdukları yerden kalkıp bakış açıma odaklanıp nereye niye baktığımı çözmeye çalıştılar hallerini gördükçe gülmeye devam ettim biride sen neye güldün diye sormadı neyi gördüğümü çözmek için bi saat sokakları taradılar

avm de camlar çok temizdi ben de dalmışım dışarısı diye cama toslamıştım o kalabalıkta

Sağ elimdeki yeni doldurulmuş, üzerinden bir yudum alınmış çok sıcak çay... sol elimde çay tabağı... bardağı tabağa koyduğumu sanıp bırakmam ve yanma ile bütün dalgınlığın bitmesi.

Sigarayı ters yakmak.

Telefon elimdeyken telefon aramak.